"Çözüm eşit ve özgür bir düzende"

Hükümetin 'Kürt açılımı'nı değerlendiren Nejat Yavaşoğulları “Eşit ve özgür bir düzende böyle sorunlar olmayacaktır” dedi.

Haftalardır AKP Hükümetinin “Kürt açılımı”ndan bahsediliyor ancak pek çok kişinin de dikkat çektiği gibi ortada hükümet kanadından açılımın içeriğine dair yapılmış herhangi bir açıklama yok. Hükümet sanatçılarla görüşüp açılıma destek topluyor, bazı aydın ve sanatçılar Hükümetin açılımına destek olduklarını belirten bir bildiri yayınlıyorlar... Ancak neye destek olduklarını biliyorlar mı? Biz sorularımızı onlara değil ama “Kürt açılımı”na destek vereceğini açıklamayan aydınlarımıza yönelttik. Sol kimlikleri ile tanınan çeşitli aydın ve sanatçılarımıza “Kürt açılımı” konusunda ne düşündüklerini, bazı aydınların içeriği bilinmeyen bu açılıma neden destek vermiş olabileceklerini ve kendilerinin “Kürt sorunu”nun çözümü konusunda neler düşündüklerini sorduk.

Bu çerçevede her gün bir sanatçının veya aydının görüşlerine yer vereceğiz. Bugün Bulutsuzluk Özlemi müzik grubunun solisti, müzisyen ve mimar Nejat Yavaşoğulları ile yaptığımız söyleşiyle başlıyoruz. Yarın Moğollar müzik grubundan Cahit Berkay ile devam edeceğiz...


Öncelikle AKP Hükümetinin çok tartışılan Kürt açılımı konusunda ne düşündüğünüzü sorarak başlayalım. Şu ana kadar açılımın içeriğine dair somut olarak herhangi bir bilgi verilmiş değil ancak bazı aydınlar tarafından 162 imzalı bir bildiri yayınlanarak hükümetin açılımına destek verildiği açıklandı. Diğer yandan açılıma temkinli yaklaşmak gerektiğini söyleyen aydın ve sanatçılarımız da var. Sizin bunlardan biri olduğunuzu tahmin ediyoruz.
Bu konuya temkinli yaklaştığım doğru. Açılım lafı edilip de açılımın ne olduğu konusunda hiçbir şeyin bilinmiyor oluşu bir çelişki. Bunun dışında, ben bu işlerin içerisinde bir Amerika Birleşik Devletleri parmağı olduğunu sezinliyorum. Yani, benim duyularım ve birikimlerim bunun böyle olabileceğini gösteriyor ve o bakımdan da temkinli yaklaşıyorum. Mesela Başbakan da, gazetelerde okuyorum, “bunda Amerikan parmağı olduğunu iddia edenler alçaktır, namussuzdur” demiş. Ben, şu anda bizi yöneten hükümetin böyle bir konuyu sağlıklı bir çözüme kavuşturabilecek bir pozisyonda olmadığını düşünüyorum. Hem ülke için hem bölge için üstlendiği rollerin buna izin vermeyeceğini düşünüyorum ve sonuçta emperyalizmin düşündüğü bir çözüm olarak görüyorum böyle bir gelişmeyi. Çünkü Kuzey Irak'ta olan gelişmeler var, Amerika'nın Irak'ı işgali var, oradan geri çekilecek oluşu var, buralarının petrol bölgesi oluşu var. Bir de Büyük Ortadoğu Projesi var tabii, gündemden bir anda kaldırılıp rafa konduğunu düşünmek biraz saflık olur bence. Türkiye'ye dair boy gösteren haritalar var bir kaç yıldan beri. Bütün bunlar konuya temkinli yaklaşmayı gerektirir ve bilimsel düşünce bunu gerektirir diye düşünüyorum.

Peki 162 aydın içeriği bile belli olmayan bir açılım için neden hükümete destek bildirisi yayınladılar ya da altına imza attılar sizce?
Şu ana kadar açılımın içeriğine dair hiçbir şey yansımadı. Bir kere tarih bilincinin olması lazım diye düşünüyorum. Yani tarihte öyle olaylar olmuştur ki insan bazı şeylerin bir anda çözüleceğine ya da birisinin her şeyi çözebileceğine inanabilir. Ya da yanılgılarla dolu olabilir. Doğru zannettiği kararların ya da katılımları sonradan çok yanlış olduğu ortaya çıkabilir. O yüzden, kötü niyetli insanlardır da demek istemem, herkesin içinde birikmiş olan bu konunun çözülmesi ve bir barış ortamının sağlanması düşüncesi insanları bu konuda biraz, “ne olursa olsun destekleyeyim” diye bir düşünceye sevk etmiş olabilir. Gerçekten artık insanlar bu savaş acılarından sıkıldılar. Çok da üzüntüler çektiler. O yüzden böyle bir şey direkt olarak taraftar topluyor olabilir, “yeter artık” gibisinden ama konuyu daha detaylı düşününce de benim hissettiğim endişeleri duymak gerekir diye düşünüyorum.

“Kürt sorunu”nun çözümü deyince sizin en temel olarak düşündüğünüz şeyler nelerdir?
Bir siyasetçi gibi bu konuda oturup, araştırmalar tezler yazıp, ömrümüzü bu işe vakfetmiş insanlar değiliz ama ben burada önemli olan şeyin etnik, dinsel ayrımlar veya etnik, dinsel birliktelikler olduğunu düşünmüyorum. Bir sosyalist olarak bakarsak, çalışanların ve emek sarf edenlerin kuracağı düzende etnik, dinsel ayrılımcılıklar zaten normalde olmayacaktır diye düşünüyorum. Ve bunu yani dini ve etnik ayrılıkları 19. yüzyılın hastalıkları olarak görmek lazım. Dolayısıyla insan temelinde, herkesin eşit ve özgür, emeğiyle geçinen insanların fırsat eşitliği bulduğu bir düzende böyle sorunların olmayacağını düşünüyorum.

----
Yarın müzisyen Cahit Berkay