Bu bütçeye onay verenler içinde, Y. Tekin’in konuşması üzerine içten içe “Atma birader, din kardeşiyiz” diyenlerin olup olmadığı da merak ediliyor.
Yusuf Tekin’in 2025 yılı bütçe konuşması (II)
Rıfat Okçabol
Eğitim bakanı Y. Tekin bütçe konuşmasında, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinden de söz edip beklendiği gibi yaşadığımız gerçeklerle bağdaşmayan güzellemeler yapıyor. Bu modelin geliştirilmesi sürecinde, “… 260 akademisyen ve 700’ün üzerinde öğretmen tam zamanlı” görev aldığını açıklıyor. Ancak bu modele karşı dile getirilen eleştirilerin yoğunluğuna bakıldığında, modeli geliştirme sürecinde görev alan kişilerin yüzde 100’nün yandaş kişiler olduğu ya da süreçte görev alan tarafsız/muhalif kişiler varsa bunların önerilerinin dikkate alınmadığı anlaşılıyor.
Y. Tekin, Türkiye Yüzyılı vizyonundan söz ederken, mesleki eğitimde öğrencilerin geleceklerinin ve becerilerinin tek bir alanla sınırlandırıldığını, emeklerinin sömürüldüğünü ve de mesleki eğitim merkezlerinde haftada bir gün ders yapılarak lise diploması verildiğini unutup, “insanımızın bireysel becerilerini geliştiren, onları üretken ve yenilikçi bir toplumun üyesine dönüştüren güçlü bir mesleki eğitim anlayışını da beraberinde getirmektedir. Bu vizyonla hareket ederek, mesleki eğitimi yeniden ihya ve inşa ediyor, gençlerimizin istihdama güçlü bir şekilde katılmasını sağlamak için tüm paydaşlarımızla el ele veriyoruz” diyebiliyor.
Y. Tekin konuşmasında 2024 bütçesinin kullanılmasıyla ilgili açıklama yapmak yerine, ağırlıklı olarak 2022 ve 2023 PİSA/TIMSS/OECD raporlarından alıntılar yapıyor ve AKP iktidarında 2002-2024 yılları arasında eğitim alanındaki gelişmeleri özetliyor. Bütçe konuşması, 2025 yılında hangi alanda kaç liraya neler yapılacağıyla ilgili olacağına, geçmişteki gelişmelere ağırlık veriyor. Eğitim bakanlarının daha önceki yıllara ait bütçe konuşmalarında da benzer durum görülüyor.
Y. Tekin, yabancı kaynaklı raporlardan Türkiye lehine görünen alıntılara yer verirken, örneğin OECD 2024 raporuna göre, OECD ülkelerinde ‘Cinsiyet Eşitsizliği’ ile yaşam memnuniyeti açısından Türkiye’nin 41 ülke arasında son sıraya yerleştiğine değinmiyor. “Türkiye’de eğitim harcamaları tüm kamu harcamalarının %10,7’sini oluştururken, OECD ortalaması %10” olduğunu açıklıyor da, aç açına okula gidenlerden söz etmiyor. Y. Tekin konuşmasında, “Yükseköğretimde 2002 yılında %14 olan net okullaşma oranını yüzde 50 seviyesine çıkararak, OECD ortalamasının 8 puan üzerine taşıdık” diyor. Ancak bu okullaşma oranının, genelde açık ya da uzaktan öğretim, ikinci öğretim ve ön lisans programlarından kaynaklandığına değinmiyor. İlk ve ortaöğretim yaşında olup da okula gitmeyen öğrenci sayısının artmasından da söz etmiyor.
Y. Tekin, “Bugün, 2 bin 499 resmi mesleki ve teknik Anadolu lisemizde 1 milyon 27 bin 14 öğrencimiz eğitim görmektedir. Mesleki eğitim merkezi programlarına kayıtlı öğrenci sayısı ise 453 bin 469’a ulaşmıştır” açıklamasını yapıyor. Sonra resmi ve özel meslek liselerinde okuyan öğrenci sayısını vermeden “Geçtiğimiz yıl, organize sanayi bölgeleri içinde ve dışında bulunan özel meslek liselerinde öğrenim gören 129 bin 956 öğrencimize toplam 2,9 milyar TL destek sağladık” diyor! Bu açıklamaya göre özel meslek lisesinde okuyan öğrenci başına (2.900.000.000÷ 129.956=) 22.325 lira destek verildiği anlaşılıyor; genel özel liselerde okuyanlara ne kadar destek verildiğini açıklamıyor.
Y. Tekin konuşmasında “Bakanlığımıza 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 435 milyar 351 milyon 82 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. 2023 yılsonu itibarıyla; …. toplam 584 milyar 230 milyon 762 bin 86 TL harcama yapılmıştır” açıklamasını yapıyor. Ancak nedense 2024 bütçesiyle ilgili bir şey söylemiyor. 6 Şubat depreminde 1295 okulun kullanılmaz hale geldiğini ve bunlardan sadece 501’nin yenilenmiş olmasıyla övünüyor.
Y. Tekin, bakanlık bütçesinin “2025 yılında 1 trilyon 451 milyar 715 milyon 540 bin TL” olduğunu belirtiyor. Ardından “Hayat boyu öğrenme programına 35 milyar 737 milyon 840 bin TL; Ortaöğretim programına 426 milyar 177 milyon 76 bin TL; Temel eğitim programına 758 milyar 815 milyon 499 bin TL” gibi programlara ayrılan bütçe rakamlarını açıklıyor. Ancak örneğin ortaöğretimde, imam hatiplerde, fen liselerinde, sosyal liselerde, özel liselerde, … kaç öğrencinin okuduğunu, bütçeden bu okullarda okuyan öğrenci başına kaç lira harcanacağını, özel okula gidenlere kaç lira destek verileceğini, yatılı bölge okullarına ne kadar yatırım yapılacağını, … açıklamıyor. Bu tür ayrıntılı bilgiler Resmi Gazete’de yayınlanan 2025 Bütçe Kanunu’nda da yer almıyor.
Konuşmasının bir yerinde Y. Tekin, “Eğitim ile demokratik değerler arasında karşılıklı etkileşime dayalı olarak cereyan eden çok yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Eğitim, bir taraftan demokratik değerlerin özümsenmesine ve gelişmesine katkı sunarken, diğer taraftan demokratik kültürden etkilenmekte, içerik ve metodoloji açısından daha çoğulcu ve kapsayıcı bir mahiyet kazanmaktadır. İleri demokrasiler, bir yanıyla da vatandaşlarının özgür düşünme becerilerinin gelişmesi için ihtiyaç duydukları her türlü tedbiri alan yönetim biçimleridir” diyor. Bu sözleriyle iktidarlarında ileri demokrasiye geçildiğini söyleyip güzelleme mi yapıyor; “ey vatandaş bir içinde bulunduğun koşulları düşün bir de bu söylediklerimi; aklını başına topla” mı diyor, tam anlaşılamıyor.
AKP milletvekillerinin hamasi sözleri ve de geçmişte yapılanları dinleyip, 2024’te neler yapıldığını ve 2025’te neler yapılacağını bilmeden bütçeyi nasıl kabul ettikleri merak ediliyor. Bu bütçeye onay verenler içinde, Y. Tekin’in konuşması üzerine içten içe “Atma birader, din kardeşiyiz” diyenlerin olup olmadığı da merak ediliyor.