YÖK’ün cesareti!

YÖK, 2013-2014 öğretim yılında, ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına öğrenci alımını dondurmuştu! Temel gerekçe, bu alan öğretmenlerine gereksinim duyulmamasıydı. Aynı YÖK, üç-dört gün önce bir duyuru yayımlayıp “öğretmen yetiştirmede rekabet ve niteliğin artırılması amacıyla eğitim fakülteleri ortaöğretim alan öğretmenliği programlarına önümüzdeki öğretim yılından itibaren öğrenci alınmaya devam edilecektir. 2014-2015 öğretim yılından itibaren alan öğretmenliği bölümlerinin öğrenim süresinin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesine” karar veriyor!
YÖK bu kararı, rekabeti ve niteliği artırmak için alıyor! Rekabet kimler arasında olacak? Ortaöğretim alan öğretmeni yetiştirmede mi, yetiştirilen öğretmen adayları arasında mı? Eğitim fakültelerinin öğrenci-öğretim elemanı oranı açısından en kötü durumda olan fakülteler olduğu biliniyor. YÖK Başkanı 16 Nisan’da, “Türkiye’de 55 bin öğretim elemanı, 25 bin öğretim üyesi ve 300 bin araştırmacıya ihtiyaç var” diyor. Öğretim üyesi yetiştirilmesine özen göstermeyen, fakültelere kadro ve kaynak sıkıntısı yaşatan ve benzer ders programlarını dayatan YÖK’ün eğitim fakülteleri, birbiriyle rekabet edebilir mi? Rekabet, öğretmen adayları arasında olacak!
YÖK, 2009’da, “Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programlarının, yükseköğretim programlarına devam eden lisans öğrencileri için de açılacağını” duyurmuştu. Danıştay, 20 Ekim 2010’da YÖK’ün bu uygulamasını iptal etmişti. Aynı YÖK, geçen ay, Danıştay’ın iptal ettiği programı yeniden açacağını duyurmuştu! Ek olarak YÖK’ün 18 Nisan’da yaptığı açıklamadan açık öğretim fakültesi öğrencilerinin de bu sertifika programından yaralanabileceği anlaşılıyor. Ayrıca, bünyesinde eğitim/eğitim bilimleri fakültesi olmayan ve pedagojik formasyon programı açılmayan üniversitelerin lisans programlarına devam eden öğrenciler de, aynı ildeki ya da başka bir ildeki üniversitelere de başvurabilecekler.
Bakanlık bile açıköğretimi diğer öğretime denk görmüyor: Örneğin evlenmesine izin verdiği öğrenciyi de, okullarda uyum sağlayamayan öğrenciyi de, açıköğretime göndermeye kalkışıyor. Açıköğretim lisesi mezunları, açıköğretim fakültesi dışında normal lisans programlarını pek kazanamıyor. YÖK’ün denetiminde olan pek çok üniversite, lisansüstü programlara açıköğretim fakültesi mezunlarını almıyor.

Peki! Bu açıköğretim fakültesi öğrencileri öğretmenlik sertifikası alınca mı nitelik aratacak?

Bırakın sertifikayla öğretmen yetiştirmenin niteliğini(!), bu sertifika programı uygulandığında, eğitim fakültelerinin iş yükü tavan yapacak! Bu yolla mı nitelik artacak?

Şu anda 300 bin kadar ataması yapılmayan (eğitim fakültesi mezunu) öğretmen varken, YÖK neden her lisans öğrencisine öğretmenlik sertifika programı açıyor? Tabii ki rekabet için! Yüz binlerce eğitim fakültesi mezunu ve sertifikalı öğretmen atanmak için birbiriyle rekabet edecek!

Bu rekabetten öğretmen yetiştirmenin niteliği artar mı?

1997 yılından bu yana, ortaöğretim alan öğretmenleri ağırlıklı olarak eğitim fakültelerinin birleştirilmiş lisans artı yüksek lisans olarak adlandırılan 3,5+1,5= 5 yıllık programlarla yetiştiriliyordu. Son YÖK açıklamasıyla bu programlar 4 yıla indiriliyor, 1997 öncesine dönülüyor. Öğretmen yetiştirme süresi kısalınca mı nitelik artıyor, süre kısalınca mezun olacak sayısı çoğalacağından mezunların rekabeti mi?

1997 yılında uygulanmaya başlanan öğretmen yetiştirme modeli, şu anda AKP milletvekili olan Prof. Dr. Mehmet Sağlam’ın YÖK başkanlığı sırasında, 1994’te başlatılan Dünya Bankası-Milli Eğitim Bakanlığı-YÖK Hizmet Öncesi Öğretmen Yetiştirme projesinin bir ürünüydü. Bu model, aynı Sağlam’ın Erbakan-Çiller koalisyon hükümetinin milli eğitim bakanı olduğu 1997’nin ilk aylarında kamuoyuna duyurulmuştu. Benim gibiler bu modeli beğenmese de, hiç değilse bu modelin arkasında, içinde eğitimcilerin de olduğu en azından 3 yıllık bir proje çalışması ile eğitim fakültesi dekanlarının 20 Mart 1997 günü verdikleri onay vardı!

Şimdiki YÖK kararının arkasında ne var? Eğitim bilimleriyle, öğretmenlikle pek ilgisi olmayan 4 tıpçı, biri sonradan eğitim bilimlerinde doktora yapmış 4 edebiyatçı, 3 siyaset bilimci, 3 fenci, 2 iktisatçı ile birer hukukçu, tarihçi, sosyal bilimci ve ilahiyatçıdan oluşan YÖK üyeleri var!

YÖK’ün öğretmen yetiştirmenin kaderiyle ve Danıştay kararlarıyla oynama cesareti nereden geliyor?