Yeni öğretmen atama yönetmeliği (I)

Bilindiği gibi, 17 Nisan, “fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” öğrenci yetiştirecek özgür öğretmenlerin eğitildiği köy enstitülerinin kuruluş yıldönümüdür. AKP/bakanlık, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğini, başka bir gün yokmuşçasına ve bu tarihsel olaydan intikam almak istercesine, 17 Nisanda (2015) değiştirmiştir. Bu yönetmelikle, bundan sonra devlet okullarında öğretmenliğe atanacakların AKP yandaşı olması güvence altına alınmıştır.

Bu yönetmelik, pek çok yasa maddesini değiştiren 4 Mart 2014 tarih ve 6528 sayılı (halk arasında bilinen adıyla) dershane kanunu çerçevesinde çıkarılmıştır. Bu yasanın 5.maddesi, “Aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanırlar” demektedir.  

Yeni yönetmelik, bir yanıyla bu performans değerlendirmesine açıklık getirmektedir. Yönetmeliğin 16. maddesine göre performans değerlendirmesini, “il millî eğitim müdürünce görevlendirilecek maarif müfettişi, aday öğretmenin görev yaptığı eğitim kurumu müdürü ve eğitim kurumu müdürünün görevlendirdiği danışman öğretmen” yapacaktır.

Bilindiği gibi, AKP’nin en yoğun biçimde kadrolaştığı kurumların başında milli eğitim bakanlığı gelmektedir. AKP, bakanlık merkez örgütündeki bürokratların çoğunu ve tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlerini, iktidarının ilk aylarında değiştirmiştir. Merkez örgütte sık sık kadro değişikliği yapmıştır. 2011 Eylülünde çıkarılan 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile merkez bürokratlarının görevlerine son verilmiştir. Bu yasadan yararlanarak bakanlık merkez örgütü iyice AKP’lileştirmiştir. Dershane yasasının 25. maddesiyle de, “dört yıl ve daha fazla okul/kurum müdürlüğü ya da yardımcılığı yapanların görevi 2013-2014 ders yılının bitiminde sona ermiştir”. Bakanlık bu yasa ile, okul/kurum düzeyinde de AKP’lileşmeyi sağlamıştır.

Dolayısıyla, öğretmen adaylarının performans değerlendirmesini yapacak olan kişiler, AKP’lileşmiş kişiler olacaktır.  

Öğretmenlerin performans değerlendirilmesi, yönetmeliğin Ek- 3’ünde yer alan ve her biri beşer gözlem göstergesinden oluşan şu on mesleki ölçüt üzerinden yapılacaktır: 1) Eğitim öğretimi planlayabilme, 2) eğitim ve öğretim ortamlarını düzenleyebilme, 3) iletişim becerilerini etkili kullanabilme, 4) öğrencileri hedef kazanımlar doğrultusunda güdüleyebilme, 5) çevre olanaklarını öğrenme sürecini destekleyebilecek biçimde kullanma, 6) zamanı yönetebilme, 7) öğretim yöntem ve tekniklerini etkin bir biçimde kullanabilme, 8) eğitim öğretim sürecini değerlendirebilme, 9) okulun eğitim öğretim politikalarına katkı sağlayabilme ve 10) Öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği genel tutum ve davranışları sergileyebilme.

Her biri beşer göstergeden on mesleki ölçütün, toplam olarak 50 göstergenin sağlıklı olarak gözlemlenebilmesi için, performans değerlendirmelerini yapacak kişilerin bu konularda çok deneyimli olmaları gerekir.

Bakanlık her yıl 30-40 bin kadar yeni öğretmen alımı yapmaktadır. Yönetmeliğe göre, her yıl bu kadar kişinin performans değerlendirmesi yapılacak demektir. Bu durumda oluşturulacak üçer kişilik performans değerlendirme ekibinde çalışacakların sayısı, her aday öğretmene bir ekip kurulsa 90-120 bin, her 10 öğretmen adayı için bir performans değerlendirme ekibi oluşturulsa, 9-12 bin kişiyi bulacak demektir. Bakanlığın, gözlemleme beceri ve deneyimine sahip olup performans değerlendirmelerini yapabilecek bu denli geniş kadroya sahip olma olasılığı çok düşüktür.

Performans değerlendirmesi gözlemlerinin sağlıklı olarak yapılabilmesi için bu gözlemlerin değişik zamanlarda ve uzun sürelerde yapılması gerekmektedir. Oysa hem 30-40 bin öğretmen adayının uzun sürelerde gözlemlemede bulunulması fiziksel olarak mümkün değildir. Hem de kısa sürelerde yapılan gözlemlerin sağlıklı olarak yapılması mümkün değildir. Bunlara bir de performans değerlendirmesini yapacak kişilerin AKP’lileşmiş kişiler olduğu eklendiğinde, performans değerlendirmelerinin sağlıklı ve nesnel değerlendirmeler olması da mümkün değildir.

Ayrıca performans değerlendirmesi yapılacak 50 gösterge içinde, yine yönetmeliğin EK-3’ünde belirtilen ve adayın, “eğitim-öğretimin kalitesini artırmak için kişi, kurum, kuruluşlarla işbirliği yapması” ve “milli, manevi, ahlaki, evrensel değerleri koruması” gibi tamamen öznel gözlemleme göstergeleri de vardır. Bu durumda, AKP’nin tu-kaka ettiği ADD, ÇYDD, ÇEV, Eğitim Sen ve Eğitim İş gibi kuruluşlarla işbirliği yapmaya kalkanlarla, AKP’nin gözdesi olan TÜRGEV, ENSAR Vakfı, Şuurlu Öğretmenler Derneği ve Eğitim Bir Sen gibi kuruluşlarla işbirliği yapanların performans değerlendirmelerinin çok farklı olacağı bellidir. Ulusal bayramları kutlayanlarla kutlu doğum haftasını kutlayanların performans değerlendirmeleri de farklı olacaktır. AKP’nin maneviyatla ve türbanla sınırlı değerlerini göz önüne alınca, demokrasi, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, doğruluk ve dürüstlük, laiklik ve bilimsellik gibi değerlere önem veren öğretmen adaylarının performansları da düşük olacaktır.   

Öğretmen adayı, yönetmeliğin 17. maddesine göre,  performans değerlendirme sonucuna, il millî eğitim müdürlüğüne başvurarak itiraz edilebilmektedir. Ancak bu itiraz, bir ilçe millî eğitim müdürü, il millî eğitim müdürlüğünden bir şube müdürü, ilçe millî eğitim müdürlüğünden bir şube müdürü ve bir okul müdüründen oluşan (AKP’lileşmiş) Performans Değerlendirme İtiraz Komisyonu tarafından değerlendirilecektir. İtiraz komisyonun sağlıklı bir değerlendirme yapabilmesi için, aday öğretmenlerin performanslarını yeterli sürede yeniden gözlemlemeleri gerekmektedir. Yönetmelik itiraz komisyonuna bu tür ek gözlemlemeler yapma koşulunu getirmediğinden, itirazlar herhangi bir gözlemlemede bulunmadan karara bağlanacaktır. Bu durumda itiraz komisyonunun kararı, danışıklı döğüş niteliğinde bir karar olacaktır.

Ancak sağlıklı olma olasılığı bulunmayan bu performans değerlendirmesi sonucunda, yeni yönetmeliğin 16. maddesine göre, “performans değerlendirmesinde başarılı olamayan aday öğretmenler, aday öğretmen unvanını kaybeder ve memuriyetle ilişikleri” kesilecektir!

Dolayısıyla bu yönetmelik AKP’lileşmiş ve ister istemez yanlı değerlendirmelerde bulunacak kişilere, mahkemelerin yargı yetkisine eşdeğer bir yetki vermiş olmaktadır. Yıllarca öğretmen olmak için eğitim görmüş ve çaba harcamış kişiler, üç kişinin sağlıklı olma olasılığı olmayan öznel değerlendirmesiyle mesleklerinden uzaklaştırılacaktır. Ne demokraside ne sosyal hukuk devletlerinde böylesi bir uygulama yoktur.

Performans değerlendirmesi, bilimsel açıdan da insan hakları açısından da kabul edilebilir bir durum değildir. Bu maddenin anayasaya aykırı olduğu açıktır.

[email protected]