Söylemlerin öğretileri

Ak akçe kara gün içindir. Dere görmeden paça sıvanmaz. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Bu sözler ve benzerlerinin her biri, yılların birikimini yansıtan öğütleri ve öğretileri içeren, atasözü denen söylemlerdir.

Herkes için öğretici değeri olan söylemlerle tanınan pek çok yazar, düşünür ve devlet adamı vardır. Örneğin daha ilkçağdan Konfüçyüs, “Kişi, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına da yapmamalıdır” ve Prieneli Bias da, “Çok dinle, yerinde konuş, ölçüyü kaçırma” gibi sözleriyle anımsanmaktadır. Ortaçağda Yunus Emre, “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir/ Çün kendini bilmedin, bu nice okumaktır?” derken Rönesans döneminde Descartes, “Düşünüyorum öyleyse varım” demektedir.

Allah için bizim kimi siyaset adamlarımız da, evrensel değeri olmasa da, kendi iç dünyalarını yansıtan söylemleriyle tanınıp anılmaktadır. Örneğin belli çevrelerin demokrasi havarisi olarak gösterdikleri Adnan Menderes, “Odunu aday göstersem seçilir (onu eleştiren profesörlere) kara cüppeliler Küçük Amerika olacağız” vb. söylemleriyle ünlüdür. Süleyman Demirel ise, “Dün dündür, bugün bugündür bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz (27 Mayıs) Anayasa millete bol geldi (madenleri millileştiren seçimle gelmiş Şili lideri Salvador Allende’nin bir Amerikan darbesiyle devrilip öldürülmesi üzerine) eyi gitti, eyi gitti!” gibi sözleriyle anımsanmaktadır. Turgut Özal da, “Ben adamın zenginini severim benim memurum işini bilir Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz (Körfez savaşıyla ilgili olarak) bir koyup üç alacağız” gibi söylemlerin sahibidir. Bu söylemler, evrensel değere sahip olmasalar da, söyleyenin o andaki ruh hali yanında dünya görüşünü de genel tutum ve anlayışını da yansıttığından oldukça “öğretici” söylemlerdir.

Şu andaki başbakanımız da, kendisinden önce gelen bu demokrasi kahramanı siyasetçileri söylemler konusunda da aratmamaktadır. Hatta bu konuda onlardan da hızlı olduğu görülmektedir. Aşağıda, başbakan olmadan önce ve başbakanlığı sırasında söyledikleri örneklenmektedir.

Devlet laik olur ama insanlar laik olmaz!

Demokrasi bizim için tramvaydır. İstediğimiz zaman ineriz!

Elhamdülillah şeriatçıyız!

Sadece imamlar resmi nikah kıysın! Ben İstanbul’un imamıyım!

Sanki maçtalar, bağırıp çağırıyorlar “Türkiye laiktir laik kalacak” diye. Bunlar hoş şeyler değil!

Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii gidecek be!

Ben ülkemi pazarlamaya geldim!

(AIHM’nin türban kararı üzerine) Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek bu ulema işidir. Ulema ne derse o olur!

(Danıştay’ın türban kararı üzerine) Efendi sen kim oluyorsun? Buna mecelle karar verir!
Cumhuriyetmiş, laiklikmiş, bunlar karın doyurmuyor!

(Mağdur olduğunu belirtip hak arayan Mersinli bir çiftçiye) Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git!

(Şehit yakınlarına) Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!

(Muhalif gazeteleri kastederek) O gazeteleri okumayın!

(Bağıra çağıra ve sataşmalı konuşmalarına ilişkin olarak) Öfke hitabet sanatıdır!
(2009 belediye seçimlerinde Urfa’da) Ceketimi aday göstersem belediye başkanı seçilir!

(Meclisteki sataşmalar üzerine meclis başkanına) Siz mi susturacaksınız, ben mi susturayım?
(TBMM başkan vekili bayanı kastederek) Hanım kızımız!

(TEKEL eylemiyle ilgili olarak Tek Gıda-İş Sendikası başkanına) Sen avucunu yalarsın avucunu. Neyi deviriyorsun sen? Önce haddini bil!

Genelkurmay başkanıyla paslaşıyoruz!

Bakkallık dönemi bitti!

(İçişleri bakanı hakkında gensoru verilmesi üzerine) Gensoru da yalama oldu!

Bu söylemlerde kullanılan sözcüklerin seçimiyle söylemlerin içeriği ve söyleme biçimiyle başbakanın yeterince öğretici olduğu görülmektedir.
Liderleri böyle konuşunca, lider yardımcılarından birinin cumhuriyet savcısından cemaat üyelerini serbest bırakmasını istemesi ile diğerinin muhalif milletvekillerinden birine “Yaratık” ve bir diğerine “Sarhoş” demesi de, medyayı “Tuuu”laması da, doğal olmaktadır. AKP’lilerin liderlerini peygamber gibi görmesi de, padişaha benzetmesi de, AKP’li bir milletvekilinin (gerçekleştirdikleri hukuk dışı uygulamalar için) “Fişleme sırası bize geldi” demesi ile bir diğerinin AKP karşıtlarını “Kanı bozuk” kimseler olarak görmesi de!

Bu söylemlerden ve son zamanlarda yaşanan gelişmelerden, AKP’nin tramvaydan inmeye hazırlandığı belli oluyor.

[email protected]