Özgürlük!

Rıfat Okçabol'un “Özgürlük!” başlıklı yazısı 26 Mart 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

İddianamelerde, “mayoyla denize giren” ya da “parasız eğitim isteyen” kişi teröristlikle suçlanıyor! Kim suçluyor? Cumhuriyet yasalarının takipçisi olan Cumhuriyet Savcıları!

12 Eylül darbesini yapanlar, ellerini kollarını sallayarak dolaşırken 10 yıl kadar önce darbe yapmayı düşündükleri tahmin edilen kişiler için müebbet hapis cezası isteniyor! Kim istiyor? Ergenekon Savcısı!

Üniversiteye medrese denmesi isteniyor! Kim istiyor? Aydınlanmayı, aklı, mantığı, düşünmeyi, irdelemeyi, eleştirmeyi savunması beklenen felsefe kökenli bir profesör!

Dersinde “Komünist Manifesto” okutan ve tartıştıran akademisyen hakkında soruşturma açılıyor! Soruşturmayı kim açıyor? Her türlü konunun tartışılacağı yer olan üniversite!

Küçük bir kıza onlarca kişi tecavüz ediyor. “Rızası var” diyerek tecavüzcülere ceza indirimine gidiliyor! Ceza indirimini kim yapıyor? Adalet dağıtan, adil olması gereken Yargıtay!

Muğla Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği “Eğitimde Pygmalion (beklenti) Etkisi” konulu bir seminerde sunulan “Besmele Etkisi” başlıklı bildiride, “Besmeleyle kesilen hayvanların etlerinde hiç mikrop ve bakteri bulunmamış, besmelesiz kesilen hayvanların etlerinde mikrop ve bakteriye rastlanmış” olduğu açıklanıyor. Kim açıklıyor? Müdürlüğün seminere konuşmacı olarak davet ettiği “uzman!”

“Ana sütü bankası” oluşturulması konusunda din adamlarından fetva isteniyor! Kim istiyor? Sağlığımızdan sorumlu olan Sağlık Bakanı!
Başkanlık sistemini savunan bir kişi, “Meclisin yasa çıkarmayı savsaklamasını önlemek için başkana kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vereceğiz” diyor! Kim diyor? Halk egemenliğinin belgesi olan Anayasa konusunda uzman (!) olan bir profesör?

Adnan Menderes, öğretim üyelerine, “Kara cüppeliler” ve seçmenlere de, “Odunu aday göstersem mebus seçtiririm” diyen bir kişi. Gazeteleri sansürleyip dergileri kapattıran, yazar ve parti liderlerini hapse attıran, meclisin onayını almadan Kore’ye asker gönderen, Anayasa’yı ihlal ederek mecliste Tahkikat Komisyonu kuran bir başbakan! Turgut Özal, 12 Eylül askeri darbe hükümetinde başbakan yardımcılığı yapıp bu hükümetin tüm anti-demokratik kararlarına imzalayan bir kişi. “Ben insanın zenginini severim” ve “Bir kerecik delinmekle Anayasa’ya bir şey olmaz” diyen bir başbakan! Bu iki başbakan, demokrasi havarisi olarak gösteriliyor! Kim gösteriyor? İleri demokrasiyi ülkemize kazandıran AKP!

“Ben ülkemin kaynaklarını pazarlamaya geldim” diyor! “Dininin ve kininin davacısı olacak gençler” istiyor! “Çanakkale Savaşı’nı iman gücüyle kazandık” diyor! Kim? AKP’nin başkanı ve ülkenin Başbakanı!

“Türbana özgürlük” savunucularının başında kimler geliyor? Evlendiklerinde eşlerinin başlarını kapattırmış olan ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Başbakan Yardımcısı!

Cumhurbaşkanı, “Üniversiteler inançların özgürce yaşanacağı yerler olmalı” diyor! Başbakan sık sık, “ulema”ya danışmaya kalkıyor! Başbakan Yardımcısı, Danıştay Başkanı seçilince, “verdikçe veriyor” diyerek Allah’ına şükrediyor!

Kıyafet yönetmeliği değiştiriliyor. Bu yönetmelik bir yanda, öğrenci okulda, “şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemez siyasî sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz ve giysileri giyemez” diyor. Öte yanda, imam hatiplerde ve din derslerinde türbana girmeyi serbest bırakıyor! Bu yönetmelik, “ileri demokrasi”de kıyafet-giysi özgürlüğü olarak sunuluyor!

Yukarıdaki birkaç örnekten anlaşıldığı kadarıyla, bu ülke dört dörtlük bir ülke çok şükür!

Bu ülkede, AKP iktidarında üye sayısını 18 binden 231 bine çıkarmış öğretmenlerin-eğitim emekçilerinin kurduğu bir sendika (!) olan Eğitim-Bir-Sen var. Bu sendikanın üye olduğu ve AKP iktidarında üye sayısını 41 binden 650 bine çıkaran (!) kamusal kurumlarda çalışan memurların kurduğu sendikaların bir bölümünü içinde barındıran Memur-Sen var.

Bu sendikalar, okullara mescit açılmasını, karma eğitime son verilmesini, din dersinin anaokuluna girmesini, kızların ve öğretmelerin türbana kapanmasını istiyorlar! Hem de özgürlük adına!

İleri demokraside özgürlük böyle bir şey!