Sayın Rıfat Okçabol'un dün yayınlanması gereken yazısını teknik bir aksaklıktan dolayı bugün yayınlıyoruz. Okurlarımızdan özür dileriz.
Bir önceki yazımda önerilen çok amaçlı lisenin uygulamaya konması kolay değil tabii. Bu önerinin uygulanması için, önce benimsenmesi sonra da, eğitim politikalarından bakanlıktaki üst yapılanmalara, liselere giriş sınavından yükseköğretime geçiş sürecine kadar, alışılmış pek çok şeyin değiştirilmesi gerekiyor.  
Çok amaçlı lise önerisi, bireyin özgürleşmesini ve toplumsal yararı gözeten bir öneridir. Bu öneri, özellikle 12 Eylül 1980 darbesinden sonra uygulanan sömürmeye ve sömürülmeye açık, gerici ve piyasacı eğitim politikalarıyla uyuşmuyor. Bu önerinin yaşama şansı bulması için yıllardır sürdürülen politikaların baştan aşağı değişmesi gerekiyor.   
Bu anlayış değişikliği de tek başına yetmiyor. Bakanlığın, sistemin işlevini sürekli olarak irdeleyecek, sorunları saptayacak, sorunları çözüm seçenekleri üretecek tasarlama, yürütme ve denetleme süreçlerinde geniş ve değişik kesimlerin bilimsel ve demokratik katılımını sağlayacak bir yapılanmaya gitmesi de gerekiyor.  
Bu yapılanmada, 82 yıl önce kurulmuş olan Talim ve Terbiye Kurulu (TTK)&rsquonun da değişmesi öncelik taşıyor. 1970&rsquolerden sonraki uygulamalar da, bugünkü uygulamalar da, bakanın eğilimi doğrultusunda göreve getirilen ve görevden alınan 15 kişilik TTK&rsquonın, bir eğitim-bilim kurulu olarak çalışmadığını/çalışamadığını gösteriyor. Aynı kadro yapısını koruduğu halde, geçmişte, bakan değişince TTK&rsquonın da karar değiştirmiş olduğu biliniyor. TTK, bakanın istediği kararları alan ya da bakanın aldığı kararı yasa/yönetmelik gereği sonradan imzalamak durumunda kalan bir kurula dönüştürülmüş bulunuyor. TTK&rsquoda ve bakanlığın diğer üst birimlerinde çatlak bir ses çıktığında o ses sahibi hemen bir başka göreve kaydırılıyor. Bakan Çelik tarafından göreve getirilen TTK başkanları ile kimi üyelerinin sık sık değişmesi, bakan için &ldquoçatlak ses&rdquo haline gelince gerçekleşiyor. Bir önceki bakanlık müsteşarının &ldquogörevde keyfi davranmaktan&rdquo beş kez mahkum olması, çatlak ses sahiplerinin uzaklaştırıldıkları görevlerine geri dönmesiyle ilgili mahkeme kararlarını uygulamamasından kaynaklanıyor.  
Siyasetçilerin, &ldquoEğitim, eğitimcilere bırakılmayacak kadar önemlidir&rdquo deyişini benimsedikleri görülüyor. Oysa, son kararı siyasetçi verecek olsa da, doğru, uygun, işine gelen gibi değişik sıfatlarla nitelenebilecek bir kararın verilmesinde, çözüm seçeneklerinin içlerinde eğitim bilimcilerinin de bulunduğu özerk kurullarca geliştirilmiş olması hem doğru karar verme şansını artırıyor hem de siyasetçinin işini kolaylaştırıyor. Siyasetçiyi, bakanlığı hem de TTK&rsquoyı yukarıda özetlenen çarpık durumdan kurtarmak ve alınan kararların bilimselliğini ve demokratikliğini sağlamak için, TTK&rsquonın bakanlık elemanları ile eğitim fakülteleri ve eğitim sendikalarından seçimle gelecek üyelerden oluşan ve bu üyelerin kendi başkanlarını seçecekleri özerk bir yapıya kavuşması, yeni yapılanmanın bir başka önceliği oluyor. Böylesi bir kurula, yeni yapılanmasına uygun bir ad verilmesi de bekleniyor.  
Çok amaçlı lise, öğrencinin önünü, ufkunu ve dünyasını açacak bir uygulama olduğu için ne öğrenciyi seçmeye ne de öğrenciyi elemeye dayanıyor. Bu nedenle, çok amaçlı lise uygulamasında, ilköğretimden ortaöğretime geçişte yapılacak olan Seviye Belirleme Sınavı gibi üç sınava değil tek sınava bile gerek kalmıyor. Ancak, bu durum bakanlığın şimdiye kadar hiç önemsemediği bir konuyu, öğretmen kadrosu, derslikler, işlikler, kitaplık ve spor salonu gibi fiziksel olanaklar ile eğitim-öğretimin niteliği açılarından ortaöğretim kurumlarının eşdeğer düzeye getirilmesi konusunu da, öncelikli hale getiriyor.  
Ortaöğretimde var olan bugünkü çok başlı yapıdan, zorunlu eğitim süresine göre yeniden belirlenmesi gereken çıraklık eğitimi dahil çok amaçlı lise düzenine geçişin ayrıntılı bir biçimde tasarlanması da gerekiyor. 
Çok amaçlı liseyi bitiren öğrencinin üniversiteye ya da meslek yüksekokuluna geçişini düzenlemek için YÖK&rsquoe de iş düşüyor. &ldquoYÖK bu! İstediği anda gerekli komisyonları kurar ve bu işi kolayca halleder&rdquo diyebilsek de milli eğitim bakanlığı için bu iş o kadar kolay gözükmüyor. Bakanlık için bırakın çok amaçlı liseyi, mesleki eğitimcilerin gücünü kırmak ya da mesleki eğitimcilere, örneğin &ldquoKız teknik öğretimle erkek teknik öğretim arasında bir fark kalmadı, gelin bu iki genel müdürlüğü birleştirelim&rdquo düşüncesini kabul ettirmek bile kolay olmuyor.  
Gerçekçi olalım! ABD&rsquoci, piyasacı ve gerici siyasetçilerin çok amaçlı lise düşüncesinin yanından geçmesi bile beklenmiyor. Tüm umutlar, bu siyaset anlayışını alt-üst edecek, emekten yana ve emperyalizme karşı sol siyaset anlayışının güçleneceği yıllara kalıyor. 
[email protected]