Okullar açılıyor!

Üç gün sonra okulların açılması, bakanlığın yarattığı kaotik süreçler sonunda gerçekleşiyor. AKP’nin Türkiye’nin başına dert ettiği kaotik sarmalda da bakanlıktan başka türlü bir davranış beklenmiyor.  

Parasız olması gereken devlet ilkokuluna bile çocuğun bin liranın üzerinde harcama yaparak başlayacak olması, milyonlarca veliyi parasal kaosun içine sokuyor.

Bakanlık, imam hatip ortaokulu sayısını 1361’den 1597’ye çıkarıp diğer okullarda bir öğretmene 30 küsur öğrenci düşerken imam hatip ortaokullarında 20 öğrenci düşmesini sağlayarak da kaos yaratıyor, bu okullarla ilgili kuruluşların bedava ulaşım ve yemek vaat etmelerine ses çıkarmayarak da.  Bakanlık okul açarken de, Gümüşhane’de olduğu gibi devlet okulunu bir vakfa devrederken de, imam hatip lisesi sayısını da 854’ten 1017’ye çıkarırken de, pek çok yerde veliler ve öğrenciler karşı çıksa da,  okulları zorla imam hatibe dönüştürürken de kaos yaratıyor. İmam hatibe dönüştürülen okullara gitmek istemeyen öğrencilerin uzak okullara yönlendirilmesi (örneğin Güngören'de) de bir başka kaotik durum oluyor. İmam hatipte tam gün öğrenim görülecekken aynı yöredeki ortaokulda ikili öğretim yapılacak olması da.

Bakanlığın ortaokul mezunu öğrencileri TEOG sonucuna göre liselere yerleştirme sürecinde ise, kaotik durum tavan yapıyor. Bir milyondan fazla öğrenci TEOG çerçevesinde 6 dersten sınava girerken de kaos yaşıyor. Sınavlarda yanlış sorular sorulduğunda da, bu yanlış soruların bir kısmı iptal edildiğinde de. TEOG puanları belli olup liselere başvuru sürecinde de.

TEOG puanları belli olduktan sonra, tercihte bulunan 1 milyon 108 bin 182 öğrenciden 1 milyon 36 bin 809 öğrenci tercihlerinden birine yerleşebiliyor. Tercih yaptıkları halde yerleşemeyen 71 bin 373 öğrenci ise, açık öğretim kurumlarına yönlendiriliyor. Bu ilk tercih sürecinde boş kalan kontenjan sayısı ise 248 bin 908 oluyor. 24-28 Ağustos tarihlerindeki nakil döneminde, az buz değil 341 bin 166 öğrenci nakil için başvuruyor ve ancak 69 bin 742’si tercihleri doğrultusunda bir başka okula nakil oluyor. 31 Ağustos - 4 Eylül tarihlerinde başvuran 283 bin 795 öğrenciden ise 64 bin 784’ü tercihleri doğrultusunda bir başka okula nakil oluyor. Bu sayısal durum TEOG sonucuna göre yerleştirme sürecinin ne denli kaotik olduğunu gösteriyor. Bir bakanlığın 14-15 yaşındaki çocuklarını bu denli kaotik bir sürece sokmasına akıl sır ermiyor.

Bakanlık, Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'ndeki 26 öğretmeni, bir gecede, hem de telefonla sürerken de kaos yaratıyor yeni atama yaparken de. Yeni öğretmen alımında kaotik süreç KPSS Öğretmenlik Alanı Testinde yanlış soru sormakla ve bu yanlışın düzeltilmesini idari mahkemenin iptaline bırakmakla başlıyor. 121 bin öğretmen açığı var ve sınava 417 bin öğretmen adayı girdi denmesine karşın, 109 alanda toplam 36 bin 512 öğretmen atarken de devam ediyor. Örneğin 512 fizik ve 700 müzik öğretmeni alırken 3.964 İngilizce ve 3.824 de din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni alıyor. Öğretmen açığının, 80 bin ücretli öğretmenle kapatılacağı belli oluyor.

Bakanlık, devlet okullarındaki harcamalarını karşılamakta zorluk çeken yüzbinlerce öğrenci varken, özel okullara 25-30 bin lira ödeme gücünde olanlara parasal desek vererek de kaos yaratıyor, verdiği destekte anlamsız farklar yaratarak da. Bakanlık öğrenci başına, okul öncesinde 2 bin 680, ilkokulda 3 bin 220, ortaokul ve lisede 3 bin 750, temel liselerde ise 3 bin 220 lira veriyor. Parasal teşvikte önceliği temel liselere gideceklere veren bakanlığın,  neden bu öğrencilere diğerlerinden daha az destek verdiğini ise kimse anlamıyor.

Okullar açılmadan bazı okullara polis eşliğinde denetim baskını düzenlenmesi yeni ve beklenmedik bir kaotik durum olurken, cemaat okullarının gelecekte büyük bir kaos içinde olacakları da belli oluyor.  

Bakanlığın sınavlara hazırlanacak öğrenci ve mezunlar için ücretsiz açılacak destekleme ve yetiştirme kurslarıyla ilgili bir e-kılavuz yayımlaması, 28 Eylül’de başlayacak eğitim-öğretim sürecinin de kaotik olacağını gösteriyor. Bu kılavuzla bakanlık, destek olmadan okullardaki eğitimin bir işe yaramadığını /yaramayacağını şimdiden kabul etmiş oluyor.

Bakanlık Eylül ortasında açması gereken okulları Eylül sonunda açarken de kaos yaratıyor. Turizmcilerin isteğine uyarak bunu yaptıysa da, terör nedeniyle bunu yaptıysa da fark etmiyor. Hele AKP’nin/bakanlığın okul süresinin kısalığından dem vururken bunu yapmasına akıl sır ermiyor.

Okullar, Güneydoğu’da can güvenliğinin olmadığı bir ortamda okulların nasıl açılacağı, hem merak konusu oluyor hem de büyük bir kaygı yaratıyor.

Yukarıda özetlenen gelişmelerin bir teki gelişmiş bir ülkede olsa, orada bakan yerinde duramıyor, istifa ediyor.

Çocuğunu biraz düşünen veliler bu kaotik duruma son verecek adımı atmazlarsa, çocuklarımıza yazık olacak.  

[email protected]