Okullar açıldı: Gidiş belli!

Okullar açıldı da ne oldu? Okullar, fırsat eşitliği, demokratikliği, laikliği, bilimselliği ve çağdaşlığı gelişmiş okullara mı dönüştü? Her çocuk okula gidebiliyor ve her öğrenci (öğretmen gibi) öğretmen bulabiliyor mu?

Bu soruların yanıtları olumsuz olduğu gibi, okulların açıldığı günlerde olup bitenler de, gidişatın iyi olmadığını gösteriyor. İlk belirti, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak bakanlığın okullara gönderdiği kitapçık ve broşürle yapılan AKP güzellemesi oluyor.

Ne yazık ki, belirtiler bu güzellemeyle sınırlı kalmıyor. Aşağıda yer verilen birkaç örnek, gidişatın ne yönde olduğunu anlamaya yetiyor. Milli eğitim bakanlığı müsteşar yardımcılığına bir ilahiyatçı atanıyor! Bursa'da Merkez Osmangazi ilçesindeki bir ilkokul öğrencilerine 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesine ilişkin gösteri yaptırılıyor! Norm kadro aldatmacası ve söylemleriyle, cumhuriyetçi ve nitelikli öğretmenler, başka okullara sürülüyor! Eskişehir’de bir okulun açılışında, Kuran okunup öğrencilerden de Fatiha suresini okumaları isteniyor, ayrıca ilahiler ve mehter marşı da seslendiriliyor! Bakanlık, ilkokul 2. sınıftan itibaren Arapça eğitimi verilmesine başlanırken, işlenecek konular arasında, dinimi seviyorum, Peygamberimi seviyorum,  5 vakit namaz ve oruç gibi başlıklar yer alıyor! Din Öğretimi Genel Müdürlügü, hazırladığı müfredatta, derslerde ayet ve hadislerden örnekler verilmesini istiyor! Bir din öğretmeni, “Fetullah’ı mı seversiniz, R. T. Erdoğan’ı mı?” diye sorabiliyor! Sözleşmeli öğretmen mülakatında, “Namaz kılıyormusun? 15 Temmuz süreci senin için ne anlam ifade ediyor” gibi sorulaar soruluyor! Öğrenci yurtlarında din görevlileri “manevi rehberlik” yapmaya başlıyor!

AKP iktidara geldiğinde toplam 450 imam hatip lisesinde 64.534 öğrenci okuyordu. 2012’den sonra yapılan değişikliklerle 2015-16 öğretim yılı itibarıyla, 1.961 imam hatip ortaokulu açılmış ve imam hatip lisesi sayısı 1.149’a ve bu okullardaki öğrenci sayısı da 1.201.500’e çıkmış bulunuyor. Yeni öğretim yılına girerken de, OHAL çerçevesinde kapatılan 934 cemaat okulunun çoğu imam hatibe dönüştürülmüş bulunuyor ve okulları imam hatibe çevirme işi hâlâ devam ediyor!

Başbakan Yardımcısı N. Canikli, “27.715 öğretmenin meslekten ihraç edildiğini ve 9.465 öğretmenin de açığa alındığını” açıklıyor! Eşi PKK mayınıyla vefat eden öğretmen, ‘barış istediği için’ açığa alınıyor! Öğretmen eşi açığa alınan bir okul müdürü, okulunun açıldığı gün intihar ediyor!

Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara gönderdiği genelgeyle, “PKK terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyette bulunan ve kesin kanaat olarak kamu görevinden çıkarılması gerektiği düşünülen personel listelerini” istiyor! Öğretmenin PKK’lı diye işten el çektirilmesi için, kanıt falan gerekmiyor, yandaş müdürün değerlendirmesi yetiyor! Fetöcü suçlamasıyla meslekten uzaklaştırılanların, nasıl uzaklaştırıldığı da belli oluyor! Burdur milli eğitim müdürü de, “Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir” deme densizliğinde bulunuyor!

Okulların açıldığı günlerde eğitim dışındaki alanlarda yaşananlar da, nereye gittiğimizi gösteriyor. Örneğin demokrasinin beşiği olması gereken meclis, kızıl sultan II. Abdülhamid için sempozyum düzenliyor! Bir feribotta, "Belediyenin talimatı var" diyerek, yolculara zorla zikirli belgesel izletiliyor. Otobüste şortlu kadın tekmeleniyor! Bu olay üzerine, koca TC başbakanı, “Sana ne kadının şortundan/giysisinden” diyeceğine, kendisi vur dese başkalarının öldüreceğini bile bile, "Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın…” diyebiliyor! Yurdunu da halkını da çok sevdiği anlaşılan kimi yazarlar da, AKP ne yapsa göklere çıkarıyor. Örneğin Sabah yazarı M. Altınok, eğitsel açıdan olduğu kadar, insan hakları açısından da, hukuk açısından da vahim bir durum olan '15 Temmuz Demokrasi Zaferive Şehitleri Anma' konusunda hazırlanan yazılar ve görseller için, gözünü kırpmadan, “Uzmanlar, içeriğin pedagojik açıdan gayet dengeli ve basit olduğu görüşünde” diyebiliyor!

Bu ortamda Başbakan B. Yıldırım, öğretim yılının başlaması nedeniyle yayımladığı mesajın ilk cümlesinden itibaren gerçeklerden uzak şeyler söylemeye başlayıp örneğin, "Ülkemizin en büyük eğitim atılımlarını gerçekleştirdik” diyebiliyor! Ortaöğretim yönetmeliğinden, “okuyan, araştıran, sorgulayan öğrenci yetiştime” maddesini çıkaran AKP’nin şimdiki bakanı İ. Yılmaz, öğretim yılının başlaması nedeniyle yayımladığı mesajda, “Aydınlık Türkiye’nin güvencesi, hiç kuşkusuz geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızdır. Yeni Türkiye yolunda, okuyan, araştıran, sorgulayan ve en önemlisi akleden bir nesli, yarınlar için yetiştirmektir” diyebliyor!

Cumhurbaşkanı ise, öğretim yılının başlaması üzerine yayımladığı mesajının ilk cümlesinde, “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasına en büyük katkıyı, eğitimde elde ettiğimiz başarılar sağlayacaktır” diyerek, AKP’nin en önemli yatırımları dini öğretime yaptığını bilenlere, gidişatın ne yönde olduğunu açıklamış oluyor!

Sayıları tavan yapmış olan Kuran kurslarında, imam hatiplerde ve din derslerinde, hukukun üstünlüğüne, toplumsal cinsiyet eşitliğine, insan haklarıne, laikliğe ve bilimselliğe yer verilmediğini bilenler, ister istemez karanlık gelecek nedeniyle karamsarlığa kapılıyor.

Bereket bu gidişata teslim olunmadığını gösteren örnekler de yaşanıyor. Halkın ve liselilerin, okullarının imam hatibe dönüştürülmesine karşı çıktıkları bildiriliyor! İstanbul’da liseliler, “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma” etkinlikleri kapsamında kendilerine zorla mektup yazdırılmasına, “Bu AKP propagandasıdır. Biz yazmak istemiyoruz” diyerek karşı çıkıyor! Bir lisenin öğrencileri, okullarının ticarethane değil bilim yuvası olması gerektiğini vurgulayan açıklama yapıyor. Bir başka lisenin öğrencileri, norm kadro aldatmacası ve söylemleriyle başka okullara tayin edilen öğretmenlerine sahip çıkıp liselerinin, “bir çınardır, tarihe kök salmış bir okuldur. Bu çınarın gövdesi ise bizim emektar öğretmenlerimizdir. Sesimizi her türlü yere iletmek istiyoruz. Öğretmenlerimizin gitmesini istemiyoruz. Geleceğin aydınlarına dokunulmasın. Bizi hedeflerimize yaklaştıran, aynı zamanda bizler için fedakarlık yapan öğretmenlerimiz gitmesin” diyor. Hem de hukuksuzluğun kol gezdiği OHAL ortamında bu tepkiler dile getiriliyor.

Umutlar canlanıyor!

[email protected]