Mutlu ve özgür yıllar

Rıfat Okçabol'un "Mutlu ve özgür yıllar" başlıklı yazısı 1 Ocak 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Roboski (Ortasu-Uludere) Katliamı’nın yürek sarsıntısıyla başlayan 2012 yılı Türkiye için hiç de iyi bir yıl olmadı. Gericileşme, piyasalaşma, hukuk dışılık, ayrımcılık, sömürü, töre/namus cinayetleri vb görülmemiş boyutta çoğalıp yaygınlaştı.

Geçmiş yıllarda, Başbakan’a padişahlığı yakıştıran AKP’liler çıkıyordu, onu Peygambere benzetenler de. 2012’de AKP ileri gelenlerinin Başbakan’a bizzat biat ettiklerini açıklamalarına tanık olduk. Örneğin 6 Nisan 2012 tarihli 32. Gün programında konuşan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Başbakanımızın sözü bizim için bir vizyondur, bunu biz tartışmayız bir şekilde bir hedef olarak alırız ve yaparız” deyince dinleyenler şaşırıp kaldı. Şaşkınlık on binlerce okulu, yüz binlerce öğretmeni ve 20 milyon dolayında öğrencisi olan bir bakanlığın başında bulunan bir kişinin böylesine “biat” edeceği kimsenin aklından geçmiyordu. Bu sorumluluğu taşıyan kişinin öncelikle Başbakan’ın değil de toplumun hizmetinde olması bekleniyordu.

AKP’nin 3 Kasım 2012 günü başlayan 19. istişare ve değerlendirme toplantısında, kimi milletvekillerinin okullarda katkı payı alınmasından şikayetçi olmaları üzerine Başbakan, Bakan Dinçer’den okullarda toplanan paralarla ilgili bir çalışma yapmasını istemişti. Dinçer, “Bana iletilmiş herhangi bir sorun, şikayet yok” deyince de, Başbakan, “Sorun var bana geldi, milletvekillerimize de gelmiş. Zaten sorun sana gelmeyecek ki, bakan olarak sorunu sen bulacaksın. Ama tabii bu sorunlar makam odasında oturarak bulunmaz, çözülmez” demişti. Dinçer’den tık çıkmaması, onun Başbakan’a biat ettiğini bilenleri şaşırtmamıştı! Aynı toplantıda, bir Ardahan Milletvekili, seçim bölgesine ilişkin isteklerini sıralarken Erdoğan’a, “Sizin milliyetçi söyleminiz bölgede bizi sıkıntıya sokuyor” eleştirisinde bulunmuştu. Başbakan, “Benim hangi milliyetçi söylemim?” diye sormuş ve örnek vermesini istemişti. O milletvekilinin açıklamasından memnun olmayan Başbakan, “İlahiyat profesörüyüm diyorsun ama sen daha benim ne dediğimi anlayamamışsın” demişti. Koca bakan biat edince, sıradan bir milletvekilinin boynunu büküp oturması da kimseyi şaşırtmamıştı.

2012’nin son günlerinde de biat ettiklerini açıklayanlar sıraya girmişti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir televizyon programında, zaman zaman sizin vicdanınızla Başbakan’ın vicdanı örtüşmüyor yorumu ve “Başbakan’dan korkuyor musunuz?” sorusu üzerine, “Partimin genel başkanıdır, ona itaat ederim, gösterdiği hizmetleri yaparım. Alınan hükümet kararlarını uygulama noktasında onun söylediklerinin dışına çıkmam” (Sözcü, 29 Aralık 2012) demişti! Ertesi gün de, belediye başkanlığı adaylığıyla ilgili bir soru sorulunca AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bülbül gibi şakımıştı. “Yarın genel merkezim, genel başkanım, partim bana, ‘Sana yeni bir görev düştü, genel merkezin camlarının temizliği bundan sonra senin mesuliyetin derse,’ onda da bir hayır vardır, beni bu genç yaşlarda bu göreve getiren irade bana bunu uygun gördüyse, ‘bunda da bir doğruluk payı vardır’ der, o camları temizlemekten hiç de gocunmam” (soL, 30 Aralık 2012) demişti! Biat konusunu bilenler bunlara da şaşırmamıştı.

AKP’lilerin Başbakan’a biat ettiklerini açıklamaları için uygun sorunun sorulmasını bekledikleri görülüyordu. Öte yandan yakın çevresinin biat etmesine alışkın olan Başbakan da, herkesten böylesine bir tutum beklemeye başlamıştı.

Bu nedenle biat etmeyen özgür gençler üzerine hışımla gidiliyordu. Dayak, gaz bombaları, tutukluluk ve her eylemi teröristlikle ilişkilendirmek, gençlerin biat etmesini sağlamak için kullanılıyordu. Ancak 18 Aralıkta ODTÜ’de yaşanan olay, önce ODTÜ yönetimi ile akademisyenlerinin sonra da diğer üniversitelerin öğrencilere-özgürleşmeye sahip çıkmaları, özgürleşme özleminin pekişip yaygınlaşmasına yol açtı.

Bu sayede, yeni yıla, 2013’e daha özgür bir Türkiye umuduyla giriyoruz. Özgürleştikçe mutlu olacağız. Biat edenlere de duyurulur: Özgürlük içinizde kırın zincirlerinizi, özgürleşin mutlu olacaksınız.