Dershane dalaşı

Dershane konusunun, bir dalaşmaya dönüştüğü görülüyor. 13 Kasım 2012’de yazdığım “dershanelerin kapatılması!” yazısının üzerinden bir yıl geçmiş, hâlâ dershanelerin kapatılması konusu sıcaklığını koruyor ve de dershane dalaşı giderek ısınıyor!

Eğitim sistemimizin, okumaya, sorgulamaya, eleştirmeye, araştırmaya ve öğrenmeye önem vermeyen ezbere dayalı eğitim-öğretim süreçleri ayrımcı, gerici ve piyasacı ders içerikleri ile seçmeye/elemeye ve verili seçenekler içinde doğru olanı bulmaya dayalı sınavlar, kanserojen maddeler içeriyor. Bu kanserojen maddeler dershaneleri üretmiş bulunuyor. Eğitimle biraz ilgilenenler, dershanelerin sistemin kanserli hücresi olduğunu biliyor. Sınav sayısı artıkça ve sınavlarda sorulan soru türleri çeşitlendikçe dershaneye yönelen öğrenci sayısıyla dershane sayısının çoğaldığını ise artık herkes biliyor AKP de!

Ancak AKP, ikide bir sınav sayısını artırarak ve de sınavlarda sorulacak sorular içine yeni konular katarak dershane talebini körüklüyor arkasından da, “Üç gün mü desem, üç ay mı, üç yıl mı desem, bir zaman sonra dershaneleri kapatacağım” diyor! AKP, sınav ve soru türü sayısını artırmakla yetinmiyor. Liselerin pek azını Anadolu lisesine ve geri kalan büyük çoğunluğunu imam hatip ya da meslek liselerine dönüştürüyor. İmam hatibe/ meslek lisesine gitmek istemeyip özel okullara da gidemeyecek olanları, Anadolu liseleri sınavını kazanmak umuduyla dershanelere yönlendiriyor. Parası olan istediği dershaneye gidebilirken parası olmayanlara ise Cemaat dershaneleri kapı açıyor. Sonra da AKP, “Dershaneleri kapatacağım” diyor! AKP, her piyasacı ve gerici değişikliklerle sistemi kanserojen maddelerle doldururken, kanserli kısmı keserek sistemi iyileştireceğini sanıyor!
AKP, başta kaçak Kuran kursları olmak üzere kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara verilen cezaları 2013 Nisan ayı başında kaldırıyor. Sonra da, dershaneler kapatıldığında, sistemdeki kanserojen maddeler etkisiyle dershane işlevini görmek üzere şurada-burada kaçak oluşumların ortaya çıkacağını bile bile, dershaneleri kapatacağım diyor!

AKP niye böyle yapıyor, anlaşılmıyor.

Bu ayın ilk haftasında gündeme gelen kapatma söyleminin oluşturduğu tepkiler sırasında Bakanlar Kurulu toplanıyor. Sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Dershaneler konusu ailelerle, öğrencilerle, dershanecilerle, bütün paydaşlarla yeniden görüşülerek Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak” sözleriyle dershanelerin kapatılmasının ertelendiğini açıklıyor. Bu arada toplumu, dershanelerin kapatılması konusunda, daha önce ailelerle, öğrencilerle, dershanecilerle ve tüm paydaşlarla görüşüldüğüne inandırmaya çalışıyor! Bu açıklamanın hemen arkasından, böylesine bir açıklama yapılmamışçasına, kapama konusunun yılsonuna kadar halledileceği söyleniyor. Bu söylemin arkasından da kapama konusunun 3-4 yılı bulabileceği belirtiliyor.

Siyasal konularda, “Büyüklerimiz bilir” diyen AKP Milletvekili Hakan Şükür’ün, dershane konusunu iyi bildiği anlaşılıyor. Mensubu olduğu cemaatle AKP arasını yapmak için, Cemaat’in Başbakan’a/AKP’ye yönelik hizmetlerinden ve ettiği dualardan söz ederken, “Dershanelerin sadece ticari kurumlar olarak görülmesi doğru değildir” diyor! Dershanelerin, ağabeyler ve ablalar aracılığıyla dini bütün insanlar yetiştirmesinin göz ardı edilmemesini ima ediyor. Geçmişte 10 bin yoksul öğrenciyi sınavla seçip devlet parasıyla özel cemaat okullarında okutmaya kalkan ve Cemaat’in dershaneler dahil yurt ve okullarının da gelişmesi için elinden geleni yapan AKP, bugün, yüzde 15-20 kadarı cemaatlere ait olduğu tahmin edilen dershaneleri kapatmaya kalkıyor! Gerçekten de, cemaat dershaneleri Başbakan’ın dindar gençlik hedefine hizmet ederken dershanelerin neden kapatılacağı anlaşılamıyor!
Dershane konusuyla ilgili bu zikzaklardan ve parti içinde (ilk kez) ortaya çıkan karşı seslerden, dershane dalaşının parti içinde bile var olduğu anlaşılıyor.

Edinilen duaların bile dershane dalaşını hafifletmediği görülüyor. Bu dalaşmanın cemaatin, bürokraside, yargıda, poliste ve okullarda kadrolaşmasından mı, kendini iktidar ortağı görmesinden mi, dini anlayışının farklı olmasından mı, parasal kazancın yüksekliğinden mi kaynaklandığı bilinmiyor!

Bu dershane dalaşı, AKP’nin ilk yıllarında YÖK (Kemal Gürüz) ile yaşanan yükseköğretim dalaşını anımsatıyor!