Bugün söz üniversite gençliğinde

Ülkemiz hukuktan demokrasiye ve dış siyasetten eğitime kadar, her alanda giderek daha çalkantılı ve tehlikeli sulara sürükleniyor. AKP iktidarının pek çok karar ve uygulaması, bireyin ve toplumun olduğu kadar doğal çevrenin de barış ve refah içinde yaşama özleminin aleyhine işliyor çalkantıyı ve tehlikeyi artırıyor. .

Toplumun gözü, kulağı, beyni, vicdanı olması gereken aydınlarla üniversitelerden ise yeterli bir ses çıkmıyor. Örneğin hukuk ayaklar altına alınıyor. Eğitim gericileştiriliyor. Madenler ormanlar peşkeş çekiliyor. Açlık sınırında yaşayan nüfus artıyor. Komşu ülkelerle savaş çıkmasına ramak kalıyor. Hukuk fakülteleri de, eğitim fakülteleri de, maden ve orman fakülteleri de, iktisat fakülteleri de, uluslararası ilişkiler bölümleri de, her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranıyor.

Akademi camiasından yeterli ses gelmediği gibi, üniversite gençliğinden de yeterli ses çıkmıyor.

1960 ve 1970’li yılları anımsayanlar, bu duruma daha fazla şaşırıyor. Geçmişte, gerici eğitim uygulamalarına karşı öğretmenlerin çoğunluğunu harekete geçirip boykot yaptıran öğretmen örgütlerini anımsıyorlar. Bugün en büyük öğretmen sendikasının, karma eğitime son verilmesini ve okullara mescit açılmasını istemesine hayret ediyorlar. Amerikan filosu geldiğinde, “Amerika defol” diye yeri göğü inleten üniversite gençliğini anımsıyorlar. Bugün, ateşleme yetkisi bile yabancı askerlerde olacak patriot füzelerinin konuşlandırılmasına seyirci kalan üniversite gençliğine bir anlam veremiyorlar.

Bu ortamda, öğretim üyeleri dernekleri ile öğrenci kulüplerinin, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş akademisyenlerle gençleri uyandırma ve toplumu bilinçlendirme çabaları anlam kazanıyor. Bu tür çabalar, aydınlığın işareti ve geleceğin umudu oluyor.

Bugün, 15 Mart 2013, böyle bir gün işte: Aydınlanma ışığının parladığı ve umutların yeşerdiği bir gün!

Bugün, akademisyenlerin iki ay önce 12 Ocak’ta Ankara’da YÖK’e karşı yaptıkları yürüyüşle yaktıkları meşaleyi, üniversite gençliğinin ele aldığı gün.

Bugün, az buz değil, yüzü aşkın üniversite öğrenci kulübünün, ODTÜ'de, Üniversite Kongresi’nde bir araya geldiği gün.

Bugün ODTÜ’yü, kongrede tartışılacak konularda hazırlanmış bildirilerin sunulduğu il toplantılarında seçilen kongre delegeleri dolduruyor.

Gençler bugün ODTÜ’de, şu gündem maddelerini tartışmak için toplanıyor:

1. Anayasa – Gençlik anayasaya nasıl bakmalı?
2. Bağımsızlık – Türkiye’nin bölge ve Dünya politikası
3. Aydınlanma – Dinselleşen Türkiye ve aydınlanma mücadelesi
4. Üniversiteler ve YÖK
5. Üniversitelerde Kültür – Sanat faaliyetleri
6. Üniversitelerde Bilim – Eğitim
7. Neler Yapılmalı?

Öğrenci kulüplerinin bu kongre gündemi bile, gençlerin ülke sorunları karşısındaki bilinç düzeyi ile yakılan ışığın parlaklığını ve yeşeren umudun kapsamını yansıtıyor. Bu gündem, gençlerin, anayasayı, bağımsızlığı, aydınlanmayı ve üniversiteyi önemli ve yaşamsal konuların başında gördüğünü gösteriyor.

Gençlerin üniversite kongresi için Ankara’yı ve var olan üniversiteler içinden de ODTÜ’yü seçmeleri, büyük bir anlam taşıyor. Bu arada, eleştirel konuşacağını tahmin ettikleri akademisyene konuşma izni vermeyen, YÖK karşıtı konuşan akademisyenine disiplin cezası veren, emekli öğretim üyesine bile üniversitelerinde dolaşma izni vermeyen YÖK’çü üniversitelerin giderek yaygınlaştığı bir ortamda, ODTÜ’nün, üniversite gençliğine kapılarını açması da anlamlı oluyor.

Özellikle YÖK’e ve MEB’e bir öneride bulunmak gerekiyor: Bu kongreye gidiniz orada herkesin öğreneceği çok şey var.
.
Gözlerini ve vicdanlarını kapalı tutmakta direnenler, bunları bir açsalar hiç değilse bugün! Arkası gelecek…

[email protected]