Karşıtlıkları en alt düzeye indirgeyebilmek için, bağımsızlık, barışseverlik, bilimsellik, halkçılık, hukuksallık, laiklik ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkacak yurttaş yetiştirecek eğitim sistemine işlerlik kazandırmak gerekir.
Bir yanda, öte yanda!
Rıfat Okçabol
Bir yanda, imzalayarak kabul ettiğimiz "Çocuk Hakları Sözleşmesi"ne göre, 18 yaşından küçük olanları çocuk sayıp evlenmelerine izin vermiyoruz; öte yanda her yıl evlendirilen binlerce çocuk, çocuk anneler ya da Karaman’da olduğu gibi düşük yapan kız çocuklar!
Bir yanda bilimsel veriler felakete yol açacağını gösterdiği için Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar; öte yanda kanal yapımında ısrarcı olanlar!
Bir yanda sanatını icra ederken kalp krizinden sahnede rahmetli olan sanatçı için yas tutan toplum; öte yanda “Sahnede gebermiş” diyen bir (hem de) müftü ve “Karadeniz’i de kirletir, Hindistan Ganj Nehri’ne atsınlar” diyebilen bir AKP’li eski belediye başkanı!
Bir yanda “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” şeklindeki anayasal haklarını kullanıp 18-19 Mart 2025’de gerçekleşen sivil darbelere karşı yürüyüş yapmak isteyenler. Öte yanda “Yasal değil” diyerek yürüyüşü engelleyip gençlere orantısız güç uygulayan polis ve de daha da önemlisi bu polislere 10’ar bin lira ikramiye verenler!
Bir yanda AKP’nin muhalif yayınları boykot çağrısını haklı bulanlar; öte yanda CHP’nin yandaş işyerlerini boykot çağrısında suç arayanlar!
Bir yanda yandaş işyerlerinin boykot edilmesine destek veren sanatçılar; öte yanda TRT’nin boykotu destekleyen sanatçıları işten çıkarması ve de bu kovulan sanatçıların rolünü üstlenebilen sanatçılar!!!
Bir yanda “Turpla, şalgamla devlet yönetilmez, hakla hukukla yönetilir” diyen çiftçi; öte yanda “Turpun büyüğü kasada” diyen yönetim anlayışı!
Bir yanda resmen "Emek ve Dayanışma Günü" olan 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenler; öte yanda onları Taksim’e sokmayıp izin verdikleri alana bile gitmelerini engellemek için her türlü önlemi alan yönetim anlayışı!
Bir yanda yasal hakkını kullanıp Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyenler; öte yanda “Cumhurbaşkanlığı hevesiyle daha kaç kişi siyaset girdabında telef olacak” diyen yönetim anlayışı!
Bir yanda Gazze için İstiklal Caddesi’nde yürüyüş yapmak isteyen muhalefeti “Yasa dışı” diyerek engelleyen polis; öte yanda Gazze için ertesi gün Üsküdar’da yürüyen yandaş kuruluşa destek veren polis!
Bir yanda bilimsel verilere önem verenler, hem depremin olma nedenini, hem de depremden korunma yöntemlerini bilenler; öte yanda
- İşlenen günahlar nedeniyle deprem olduğuna inananlar!
- “Deprem ve binalar öldürmez, Allah öldürür” diyebilen profesör!
- Silivri’de deprem olduğu sırada "medrese" denilen bir yerdeki cemaatin secdeye kapanması görüntüleri yandaş medya tarafından servis edilince, “İşte, imanın verdiği tevekkül ile oluşan cesaret, huzur ve rahatlık. Binlerce tebrik” diyerek onları kutlayan bir kimya profesörü!
- “Gazı yavaş yavaş çıkartarak hani bir kerede 7,5-8 olacağına işte böyle 4'tür, 5'tir, 6'dır. Hani gazı çıkart da bizi yıkma diye böyle dualar yaptık. Bunu cemaatin aminlerine bağlıyorum” diyen ve belki de binlerce taraftarı olan bir medyatik tarikatçı!
- "Deprem Duası"ndan medet umanlar!
Bir yanda Silivri depremi sonrasında can havliyle haklı olarak İstanbul’dan ayrılmak isteyenler; öte yanda uçak fiyatlarını anında 5-6 misline çıkaranlar!
Bir yanda depremi konusunda, en az devlet kadar sorumlu bir kurum olan İBB; öte yanda 23 Nisan 2025 Silivri depremi üzerine yapılan ve AKP il başkanının bile çağrıldığı toplantıya İBB’den bir kişi bile çağırmayanlar!
Bir yanda yazılı sınavında yüksek puan alıp mülakatta elendikleri için haklarını arayan öğretmen adayları; öte yanda onlara saldırıp tutuklayan polis!
Bir yanda öğrencinin gerçeklerin ayrımına varıp özgürleşmesi için var olan öğretmenlik mesleği; öte yanda eylem yapan öğrencisine, “Bu okul sana acıdığı için sen hâlâ bu okuldasın, sokakta kalma diye biliyorsun değil mi?” ya da okulda tüfekle poz veren müdür yardımcıları!
Bir yanda öğretmenlerine sahip çıkan lise öğrencilerimiz; öte yanda nitelikli öğretmenleri keyfi olarak süren ve de öğrencileri neredeyse suçlu duruma düşürmeye yeltenen eğitim bakanı!
Bir yanda anayasasına göre “laik, demokratik ve sosyal hukuk” devletini korumakla yükümlü devlet memurları; öte yanda “Deccal Siyonist Haçlı Batı zulmü varyantı Kemalizmin sonu olacak, İslam birliği kurulacak” diyen bir ilkokul müdürü (!) ve bu müdüre verilen cezayı iptal eden MEB Yüksek Disiplin Kurulu!
Bir yanda özgürlüklerin ve adaletin peşinde koşan gençler; öte yanda özgürlüklerin yok edilip bağımlılığın neredeyse kölelik düzeyinde olduğu tarikatları sivil toplum kuruluşu olarak gören ve tarikatlarla işbirliğini savunan eğitim bakanı!
Bir yanda 22 Nisan’da Mecliste 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Özel Oturumunda kürsüye çıkan ve büyük bir özgüvenle, “Bizlere daha fazla bilim atölyesi, spor alanı sunulmalı. Biz sadece kitaplarda yazanları öğrenmek değil dünyayı değiştirmek istiyoruz. Bugün burada, bu yüce mecliste bir çocuk olarak sesimi duyurabiliyorum. Bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı Cumhuriyet'in eseridir. O halde bu emaneti daha da yüceltmek için hep birlikte çalışalım. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Biz varız, biz geleceğiz. Bu özel günü bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyorum" diyen bir ilkokul öğrencimiz. Öte yanda, alnından öpülesi bu öğrencimizi dinlerken, oturduğu yerde “Böyle öğrenci mi yetiştiriyoruz, Reis şimdi beni paralar” gibi düşüncelerle huzuru kaçtığı belli olan bir eğitim bakanı!
Bir yanda dünyayı değiştirmek isteyen çocuklar; öte yanda aklını fikrini öteki dünyaya yönlendirmeye çalıştığımız çocuklar!
Ne yazık böylesi birbirine karşıt eylem ve söylemler, yukarıda örneklenenlerle sınırlı değildir. Birbirine karşıt eylem ve söylemlerin yaygınlaştığı bir ülkede birliği korumak da, barış ve huzur içinde yaşamak da kolay değildir. Böylesi karşıtlıkları en alt düzeye indirgeyebilmek için, bağımsızlık, barışseverlik, bilimsellik, halkçılık, hukuksallık, laiklik ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkacak yurttaş yetiştirecek eğitim sistemine işlerlik kazandırmak gerekir.