Bir fırsat olabilir!

Bir üniversitede, rektör adaylarını belirleme seçiminde, demokratik kesimler ortak bir aday çıkarıyor ve bu aday oyların yüzde 50’ye yakınını (%46,3’ünü) alıyor. Böylesi bir durum YÖK’ün ve üniversitelerin AKP’lileşmelerinden sonra, galiba ilk kez oluyor. Bu üniversite, Türkiye’nin ilk ve 1944’e değin tek üniversitesi. Bu üniversite, 95 yıl kadar önce, ayrı binalarda okuyan kız öğrencilerin, cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkıp erkek sınıflarına girerek karma eğitimi başlattıkları okuldur. Bu üniversite, 1948’de B. Boran, N. Berkes, ve P. N. Boratav gibi akademisyenlere meslekten çıkarma cezası veren Ankara Üniversitesi senatosunun kararını üniversitelerarası kurulda iptal eden rektörlerden birine sahip olan üniversitedir. Bu üniversite, 27 Mayıs 1960 öncesindeki hukuksuzluğa ilk karşı çıkan üniversitedir.

Ancak bu üniversite, aynı zamanda 1980 sonrasında geçmişine yabancılaştırılan bir üniversite. Bu üniversitenin senatosu, 1980’lerde 12 Eylül 1980 darbesinin lideri Kenan Evren’e fahri hukuk doktoru unvanı veriyor! Anayasa Mahkemesi, 2008’de, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için AKP’yi cezalandırsa da, bu üniversitenin senatosu 2009’da da, AKP liderine, hem de, “dünya barışına yaptıkları katkı ve ‘Medeniyetler İttifakı’ projesi” nedeniyle fahri doktora derecesi veriyor!  Bu konuda yeni bir furyanın başlamasına yol açıyor.  

Üniversite senatolarında rektör ve YÖK’ün atadığı dekanlar çoğunlukta olduğundan senatoların bu tür unvanları vermesi ya da siyasal bildiriler yayımlaması, tabii ki üniversite çalışanlarının bu kararları benimsediği anlamına gelmiyor. Ancak, bu kararlar üniversiteye bir etiket gibi yapışıyor.

Bu üniversitede de, 2008’de YÖK’ün AKP’lileşmesinden sonra hemen her üniversitede yaşandığı gibi, rektör adayı belirleme seçimlerinde en çok oy alan adayın, AKP yandaşı ya da türban yanlısı değilse, rektör yapılmadığı da biliniyor. Bu üniversite yönetiminin son yıllarda AKP’lileştiği, 2012’nin yaz aylarında bu üniversitenin sosyal tesisinin web sayfasında yer alan, “Niçin dini emirleri yapmıyorsun? Eğer ahrete inanmıyorsan ve hazırlanmıyorsan onu dünya karşılığında satıyorsan bu hâl ahmaklıktır” yazısından da, üniversitenin son rektörünün, 7 Haziran genel seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olmasından da anlaşılıyor. Üniversite yönetiminin AKP’lileşmesi sürecinde, hukuk fakültesinin bile değiştiği, fakültede de AKP’lileşmenin yaşandığı ve hukuk derslerinde seküler hukuk anlayışı yerine İslami hukuk anlayışının öne çıkarıldığı görülüyor.

YÖK’ün ve neredeyse tüm üniversitelerin AKP’lileştiği bir dönemde, bu üniversitede laik ve bilimsel eğitim anlayışında olan bir aday etrafında kenetlenilmesi ile bu adayın en çok oyu alması, bu üniversite için olduğu kadar, akademik yaşam için de, çeşitli sorunlarla becelleşen toplum için de bir umut ışığı oluyor. Hem üniversiteye geçmişte yaşatılan yabancılaşma kamburlarından kurtulma, hem diğer üniversitelere AKP’lileşen kimlikten uzaklaşma, hem de üniversitenin bilim üretme ve topluma hizmet sunma gibi temel görevine dönebilme fırsatı doğmuş bulunuyor.

Ancak yıllardır AKP’nin taşeronluğunu üstlenmiş YÖK’ün büyük bir olasılıkla bu adayı, cumhurbaşkanına sunacağı üç kişilik listede ilk sıraya koymayacağı düşünülüyor. Çiçeği burnundaki YÖK başkanının AKP’ye yakınlığı bu olasılığı daha da artırıyor. Ayrıca bu aday üç kişilik YÖK listesinde ilk sıraya konsa da, “Milli irade” söylemiyle mangalda kül bırakmayanların, üniversite iradesine de kül bırakmayacağı biliniyor.

Bu durumu aşmanın, en çok oy alan adayın rektör olarak atanmasının yolu, seçime katılmış diğer beş adaydan geçiyor. Bu beş aday, sağduyulu davransa, kendilerine, mesleklerine, demokratik anlayışa ve çağdaşlığa yabancılaşmadıklarını gösterip “En çok, hem de yüzde 50’ye yakın oy alan bir aday varken etik ve demokratik olarak bizim adaylığımızın devamı söz konusu olamaz” deyip adaylıktan çekilse sorun çözülecek.

Ortalama öğrenim düzeyi 5-6 yılı geçmeyen toplumun sağduyulu davranmasını bekleyenlerin, profesör olan bu beş kişiden rektör adaylığından çekilmelerini isteme hakları yok mu?

Haydi! Davranın, diğer adaylara örnek olun, üniversitenize ve topluma bir nefes alma fırsatı verin.

[email protected]