AKP’nin gerici eğitim hamleleri: Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün öne çıkarılması!

652 sayılı KHK ile meslek liseleri tek çatı altında toplanırken imam hatiplerin ayrı tutulmasından ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü (DÖGM)’ne dokunulmamasından, “dini” olan her şeye daha fazla önem verileceği belli olmuştu. Yine de DÖGM’nin bu kadar öne çıkarılması ve de bunun hemen yapılması beklenmiyordu!

652 sayılı KHK ile iptal edilen 3797 sayılı yasaya göre DÖGM, imam-hatip liseleri ile Anadolu imam-hatip liselerinin eğitim, öğretim ve yönetimi ile ilgili bütün görev ve hizmetlerini yürütmekle görevliydi. İlköğretim, ortaöğretim ve bakanlığa bağlı yaygın eğitim kurumlarında okutulan din kültürü ve ahlak öğretimine ait programlar ile ders kitaplarını hazırlayıp Talim ve Terbiye Kuruluna sunuyordu (3797, madde 17). 652 sayılı KHK’de de, DÖGM’ye, 3797 sayılı yasada yer alan görevler verilmiş ve “Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak” (652, m. 10) görevi de eklenmişti.

652 sayılı KHK ile Okul İçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı ortadan kaldırılmıştı. 3797 sayılı yasaya göre bu başkanlık, “bakanlığa bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki beden eğitimi, spor ve izcilik faaliyetleriyle ilgili bütün görev ve hizmetleri yürütmekle görevliydi. Bakanlığa bağlı, Gençlik ve İzcilik Tesisleri, Okul Spor Tesisleri ve Salonlarını, yapılacak protokollerle ilgili kurum ve kuruluşların kullanımına sunabiliyordu” (3797, madde 25). Bu görev görüldüğü gibi okul içiyle ilgili olduğu kadar belki de daha çok okul dışıyla ilişkili bir görevdi.

Bakanlık, kapattığı bu dairenin okul içi beden eğitimi, spor ve izcilik işlerini yürütme görevini, gerici bir hamleyle DÖGM’nin sorumluluğuna veriyor!

Bakanlığın bu tasarrufu, futbol, basketbol, tenis, yüzme,… federasyonlarının spor bakanı ya da bir devlet bakanına bağlamak yerine Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanmasına benziyor.

İran İslam Cumhuriyetinde bile akla gelmeyecek bir uygulama, bizimkilerin aklına geliyor!

Bu karar, DÖGM’ nin, bakanlığın en önemli bir birimi haline getirileceğini ve bir joker gibi, her derde deva bir birim olarak kullanacağını gösteriyor.

Bakanlık, “bakanlığa bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki beden eğitimi, spor ve izcilik faaliyetleriyle ilgili” bu görevi neden bir başka genel müdürlüğe, örneğin Hayat Boyu Öğretim Genel Müdürlüğü’ne verilmeyip ilgisiz bir birime, DÖGM’ye veriliyor? Beden eğitimi, spor ve izcilik, din işi/iman işi olduğu için mi? İmam hatiplilerde de, beden eğitimini, sporu ve izciliği yaygınlaştırmak için mi?

Yoksa başka amaçlar mı var?

Bu sorunun yanıtı, bakanlığın 652 sayılı KHK ile merkezi denetimden vazgeçip, denetimleri ilerdeki sermayedarların-cemaatlerin eline bırakmasından sonraki hamleleri göz önüne alındığında, iyice su yüzüne çıkıyor. Arapça, ilköğretimde seçmeli ders yapılıyor! Öğrencilerin “Umre ziyareti” için Diyanet İşleri Başkanlığı’na aracılık ediliyor! Okulları kent dışına çıkarıp cemaatlerin denetimine bırakılmasına kalkışılıyor! Okul müdürlükleri, il ve ilçe müdürlüklerine AKP yandaşları getiriliyor! Önce Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yasaklanıyor, arkasından tüm resmi bayram kutlamaları okul içine alınıyor!

Resmi bayramlarla ilgili karar, okul içinde yapılacak bayram kutlamalarının da, DÖGM’nin yönetiminde, denetiminde ve gözetiminden yapılacağı anlamına geliyor.

Beden eğitimi, spor ve izcilik, bir bakıma çocuklarla gençlerin, bedenen güçlenip, özgüven kazanıp özgürleşmelerine katkıda bulunan etkinliklerdir. Bu etkinliklerin DÖGM’nin denetimine verilmesi de, çocukların/gençlerin özgürleşmesinin kısıtlanması amacını taşıyor.

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim günleri kutlanan resmi bayramlar, çocuğun, gencin ve toplumun (cumhurun) özgürleşmesini simgeleyen bayramlardır. Bu bayramların toplum içinde kutlanması, toplumun bağımsızlık-özgürlük duygularını harekete geçirip pekiştirmektedir. Bu bayramların toplum içinde kutlanmasından vazgeçilip DÖGM’nin sorumluluğuna bırakılmış olması da, toplumda bağımsızlık-özgürlük duygularının köreltilmek istendiğini gösteriyor.

Bunlara ilaveten, bakanlık, “Evin Okula Yakınlaşması ve Değişen Anne Baba Rolleri” projesini bile, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü yerine, DÖGM’yle yürütüyor!

Okulun eve yakınlaştırılması ile ana-babanın değişen rolleri dini anlayış üzerinden yorumlanmayacaksa beden eğitiminde, sporda ve izcilikte erkekler şort yerine şalvara, kızlar da tesettüre sokulmayacaksa beden eğitimi, spor ve izcilik etkinliklerine, birilerinin anlayışına uygun “dini kurallar” getirilmeyecekse, bu işlevler neden DÖGM’ye yükleniyor?

Bakanlığın bu hamleleri, Bakan Dinçer’in, 17 yıl kadar önce dile getirdiği “Cumhuriyetin daha Müslüman bir yapıya dönüşmenin zamanı gelmiştir” düşüncesini adım adım uygulamaya koyduğunu göstermiyor mu?

Genel hedefin toplumsal yaşamın her alanını (okulu, evi, okul dışını) dincileştirmek olduğu belli olmuyor mu? Bunu anlamak için Başbakan’ın, “Dindar gençlik yetiştireceğiz” demesi mi gerekiyor?

AKP’nin/bakanlığın gerici hamlelerinin amacı belli de, laik demokratik ve sosyal hukuk devletinden yana olan siyasal partilerin, STK’ların, eğitim fakülteleri başta olmak üzere üniversitelerin ve “aydınların” amacı ne? Bilinmiyor!

Onların amacı görmemek, duymamak, konuşmamak ve aldırmamak mı?

[email protected]