Rıfat Okçabol

Barış içinde yaşamak ve emekçilerin sömürülmesinin önüne geçmek için, eğitim sistemlerinin piyasacı, gerici ve ırkçı birey yetiştirmemesi ile bu tür anlayış sahiplerinin iktidar olmaması gerekiyor.

2025’ten ne istenir?

Rıfat Okçabol

Dünyada 8 küsur milyar insan yaşadığına göre, insanların yeni bir yılda gerçekleşmesini isteyeceklerinin sayısı da herhalde milyonları bulacaktır. Bu yazı çerçevesinde konuyu genelleştirmek için, insanların yeni yıldan beklentilerini, tanınmış psikolog Abraham Maslow’un yıllar önce belirlediği insanların genel gereksinimleri üzerinden ele alabiliriz. Maslow’a göre insanın yaşamını sürdürmesi için en temel gereksinimlerin başında hava, su, beslenme, barınma, giyinme, ısınma ve uyuma gibi fiziksel/biyolojik gereksinimler gelmektedir. 

Yaşamın sürdürülmesi için gereksinim duyulan hava (nefes almak), yakında vergilendirilebileceği söylense de, şimdilik bedava. Barınma gereksinimini halletmiş kişiler için, uyuma da bedava sayılabilir. Diğer gereksinimler ise parayla karşılanıyor. İnsanlar şebeke suyuna bile para ödüyor, içme suyu ise çok daha pahalı. Yaşamını sürdürmesi için insanın suya, beslenmeye, barınmaya, giyinmeye ve ısınmaya para ödemesi gerekiyor. Kişi evliyse ve de eşi çalışmıyorsa, en azından suya, beslenmeye ve giyinmeye harcanacak para artıyor. Eşi çalışmayan bir kişinin bir-iki çocuğu varsa, bir de bu çocuklar okula gidiyorsa, harcamanın ne kadar artacağını tahmin etmek bile zor oluyor. Bir de lokantaya, sinemaya, tiyatroya, çay bahçesine ya da gezilere gidemeyip ev dışında zaman geçirme olanağı bulamayan evlilerin, ikiden fazla çocuk sahibi olduğunu düşünün! 

Bilindiği gibi insanlar, bu temel gereksinimlerini genelde çalışarak aldığı maaşla, emekliyse çalıştığı yıllar üzerinden hak ettiği emekli aylığıyla karşılıyor. Ülkemizde 8 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığı ve 8 milyondan fazla emeklinin de asgari ücretten çok daha az emekli aylığı aldığı açıklanıyor. Bu durumda 2024 yılının ikinci yarısında, çocuklarıyla birlikte 15-20 milyon insanın 17 bin lira olan asgari ücretle, çocuklarının ayrı evlerde oturduğu düşünülen 8 milyon emeklinin de 17 binin çok altında olan bir ücretle yaşamsal gereksinimlerini karşılamaya çalıştığı biliniyor. 

17 bin liranın epey üstünde aylık alan emekçiler de, temel yaşamsal gereksinimlerini zar zor karşıladığından, asgari ücretle çalışanların ne denli zorluk çektiklerini, yakından biliyor. 

Dolayısıyla 2024 yılında, aldıkları aylıklarla yaşamlarını zorlukla sürdüren emekçilerin 2025 yılından öncelikli beklentisinin, yaşamsal gereksinimlerini rahatlıkla karşılayacak bir ücret olacağını düşünmek herhalde yanlış olmuyor. Ancak iktidar, bu tür beklenti içinde olanları umursamadığını gösteriyor: Emekçilerin beklentilerini karşılamayıp asgari ücrete enflasyonun altında zam yaptığı gibi, yaptığı zammın ardından dolaylı vergileri de artırıyor; yıllardır yaptığını yapıp onlardan sabır ve anlayış bekliyor!

Günümüzde savaş olan ülkelerde yaşananlara bakınca, Maslow’un temel gereksinimlerle ilgili betimlemeyi normal koşullarda-barış içinde yaşayan insanlar için yaptığı anlaşılıyor. Örneğin bir yıldır, Gazze’de yaşayanların en temel gereksiniminin yaşamak/ölmemek olduğu gerçeğini yaşıyoruz. 2025 yılının onlara bir umut olmadığı gibi, İsrail’in tutumu nedeniyle Suriye, İran, Lübnan ve Yemen de yaşayanlara da, emperyalist devletler nedeniyle, Ukrayna’da ve hatta 3. Dünya Savaşı çıkması olasılığından söz edilmesine bakılırsa, dünyanın pek çok yöresinde yaşayanlara da umut olmadığı görülüyor. Bu arada, 

  • komşu ülkenin toprağına göz dikenler, 
  • komşu ülkede savaş çıktığında, “Bize yeni iş alanları açılacak” diye sevinenler,
  • kendi ırkından başka ırkları ırk ya da kendi dininden başka dinleri din saymayanlar, 
  • cihatçılar ve
  • IŞİD'liler gibi başka inançta olan kadınların ırzına geçenler ve onları köle olarak satanlar ile bu tür davranışları benimseyenler 

var oldukça, yaşama güvencesini sağlamanın kolay olmadığı görülüyor. 

Yaşama güvencesini sağlamak, barış içinde yaşamak ve emekçilerin sömürülmesinin önüne geçmek için, eğitim sistemlerinin piyasacı, gerici ve ırkçı birey yetiştirmemesi ile bu tür anlayış sahiplerinin iktidar olmaması gerekiyor.  

[email protected]