1 Mayıs ve 3 duvar!

Hükümetin estirdiği terörün yaşandığı dünkü 1 Mayıs 2014’ün üç duvarla simgelenebileceğini söylemek pek yanlış olmayacak.

Yollara Döşenen Duvar! Başbakan solundan kalkıyor: Taksim meydanını 1 Mayıs kutlamalarına açıyor! Başbakan sağından kalkıyor: “Taksim meydanı yasak” diyor! Bakıyorsunuz emekçiye yasak olan ortamlar polislerle ve tomalarla dolduruluyor. Taksime yönelik yollardaki ulaşım yasaklanıyor. Bu yasak nedeniyle 10 milyon kadar İstanbullunun bir yerden bir başka yere gitme özgürlüğü kısıtlanıyor. Emek ve Dayanışma Günü’nü Taksim’de kutlamak isteyen emekçiler, Taksim’e çıkarılmadığı gibi, coplanıyor, gaz ve su yağmuruna maruz kalıyor, plastik mermilerle vuruluyor ve yaka paça gözaltına alınıyor. Benzer olaylar Ankara’da da, İzmir’de de yaşanıyor. Başbakan’ın emriyle, polisler ve valiler 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçileri sindirmek için günlerdir hazırlanmış bulunuyor. İlk kez yollara, polis marifetiyle ve emekçilerin önünü kesmek için portatif çelik duvarlar örülüyor.

Vicdanlara Çekilen Duvar! Polis konuşlandığı yerlerde kuş bile uçurtmamaya hazırken Başbakan, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” mesajı yayınlıyor! "Emekleriyle ve alın terleriyle Türkiye’nin gelişmesine ve kalkınmasına büyük katkı sağlayan çalışanlarımızın, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyorum” diyor! Mesajını, “1 Mayıs’ın birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini, anlamına yakışır bir şekilde kardeşlik ve barış içinde geçmesini temenni ediyor, tüm vatandaşlarımızı sevgiyle selamlıyorum" diyerek sonlandırıyor!

Cumhurbaşkanı, sanki olaylar bir başka ülkede yaşanıyormuş ve de kendisi cumhurun başkanı değilmiş gibi davranıyor hükümetin AİHM kararına bile aldırmadığına da aldırmıyor, günlerdir emekçilere karşı nasıl hazırlandığını da görmezden geliyor: Olaylar başlamak üzereyken yayımladığı mesajında, “Emeğiyle, alın teriyle, üretimiyle ülkemize değer katan çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum. … Bu konuda herkesin sağduyulu ve sorumlu davranmasının, gereken hassasiyeti göstermesinin önemine dikkat çekmek istiyorum" diyor!

Polisin Taksim’de, Beşiktaş’ta, Okmeydanı’nda, Kızılay’da ve diğer yerlerde geçekleştirdiği vahşet, bir yandan emekçini “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün” nasıl kutlandığını gösteriyor. Öte yandan da, en üst yöneticiden polise kadar kimilerinin vicdanlarına duvar ördükleri bir kez daha ortaya çıkıyor.

Koruma Altındaki Duvar! Dünkü 1 Mayıs’ta, dünyanın hiçbir köşesinde olamayacak bir olay bizde yaşanıyor. İstanbul’daki Şişli Camisi'nin duvarına, Şişli Camii imzasıyla, "İşçi bayramınızı kutlar, Allah rızası için cami duvarına yazı yazılmamasını rica ederiz" yazısı asılıyor. O Şişli Camii, Berkin Elvan ile Burak Can Karamanoğlu’nun öldürüldüğü sokağa çok yakın. O cami, Hırant Dink’in Ocak 2007’de öldürüldüğü caddeye de çok yakın. O cami, polisin 1 Mayıs’larda vahşet yaşattığı DİSK merkezine de çok yakın. O cami, 2003 Kasım ayında baskın yapılan Sinagog’a da çok yakın bir cami. Cami duvarına bu yazıyı asanlar içinde, 1 Mayıslarda ve Gezi eylemleri sırasında polisin yaşattığı vahşetlere tanık olanlar var. Onların arasında, günlerdir hükümetin, valiliğin ve polisin hazırlık yaptığını bilenler var. Onlar arasında, dünkü 1 Mayıs’ta nice vahşetin yaşanacağını bilenler ve/ya da düşünenler de var.

Yine de, o yazıyı asanların aklına, “Allah rızası için bırakın emekçiler bayramlarını Taksim’de kutlasın” demek gelmiyor! “Allah rızası için gaz ya da tazyikli su sıkmayın” da demiyorlar! “Allah rızası için çocuklara, kadınlar, gençlere, emekçilere dokunmayın” da!

Din adamımız bile, cami duvarına gösterdiği özeni, insan için göstermiyor.

[email protected]