Türk, Kızılderili, Tlingit, insan...

Dillerin korunması konusunda buradaki çalışmalara yardım için Hawaii ve Mohawk yerlilerinin Juneau’ya geldiğini geç öğrenmişiz. Son etkinliklerine yine de yetiştik. Çok yorgun ve çok keyifsizdim ama bu 2 dili ilk kez canlı canlı duymanın bana biraz olsun çalışma gücü vereceğini biliyordum.

Bu iki dil de buradaki dillerden daha iyi durumda. Hawaii’de çocuklar İngilizce’yi sonradan, ikinci dil olarak öğrenebiliyor. Elbette bu ortam, yüreklendirici sözler, benzer geleceğin yakın olabileceğini hissetmek eşim gibi dilini öğrenmeye çabalayanlara, öğretmenlere güç verdi. Bu iyileştirici ortamda, Hawaii ve Mohawk yerlilerini uğurlamak için yapılan dansa eşimin yanında ben de katıldım. O an evsahibi sayılırdım ya, Tlingit oluverdim.

soL’daki, “Güçlendir Kendini” isimli (1) ilk yazımda özenerek ilk kelime olarak seçmiştim Tlingit’i. Bu dilde“insan” anlamına geldiği için.

Amerikan yerlilerinin psikolojilerini çarpıcı biçimde hissettiğim, sorunları çözmeye dahil olmak için kafamdan neleri yapabileceğimin dönüp durduğu o akşam eve döndüğümde haberlere bakmak nasıl da üzdü ve kaygılandırdı beni.

İlk bizim portalda (2) gördüğüm, ancak pek çok kaynakta benzer yüzeysellikte bir metinle verilen haberi görmüş olabilirsiniz. Portalda "Kızılderililerin Altaylarla akraba olduğu kesinleşti” başlığıyla verilen metin, bir bilim haberi olarak hiç bir temel hata barındırmasa, “Indian” ya da “Kızılderili”....hangi dilde olursa olsun sömürgeci geçmişi, “uygar, üstün” insan vurgusunu içeren ve verdiği hasar üzerine neredeyse hiç düşünmediğimiz beyaz adam sınıflandırması es geçilebilir belki. Eşimin sergisi sırasında her anlamda biraz daha uygun gelen “Amerikan yerlisi”, “Alaska yerlisi” tanımlarını kullanmıştık ama gelip “Kızılderili mi yani?” diye sorma gereği hisseden, milliyetçi deyip geçemeyeceğim çok insan olmuştu. Bu nedenle (Hangi bölgeden, kimlerden söz ettiğim anlaşılması için) ben de bu kelimeyi kullanmaya geri dönmüştüm.

Portaldaki, kaynağını bilmediğim haber 4 kısa paragraftan oluşuyor. Daha ilk cümlede başlıktaki “akraba” birden “yakın akraba”ya dönüşmüş. Daha önce de Altay halkının Sibirya’ya , oradan da Amerika’ya geçtiğinin düşünüldüğü belirtilmiş. Sonra Kızılderililer’in bir de Avustralya yerlileri ile akraba olduğunun öğrenildiğine değiniliyor. Bilimcilerin Rus olduğu belirtilmiş, herhalde çalışmanın sağlamlığını yansıttığı için olsa gerek bir takım rakamlar verilmiş. 90 ulus, 25 bin DNA. Bir de saygın dergilerin isimleri var.

Altaylar ve Kızılderililer... Kızılderililerin atası falan değil, Kızılderililer! Sümerlerden mi söz ediyoruz? Onbinlerce yıl öncelerden söz ederken de “Kızılderili”, şimdi de “Kızılderili”. Ne ilginç değil mi? Binlerce yıl diren ama kimse ismini öğrenemesin! (Hollywood filmlerini geçelim, hem mesela totem yapan 1 kabile ismi sayabilen kaç kişi bulunur dünyada?) Müzelik sanıyoruz bu insanları oysa Kolomb’un kıtaya ayak basmasına göre sayıları -eh, biraz azalmış da- olsa hala yaşıyorlar. Eşimin kabilesinin dilini konuşanlar, çok yakın komşuları (işte gerçek yakın akraba) olan Haida’ların dilini anlamıyor. Yalnızca Alaska’da bile yerli halkları arasında ne denli dil, kültür farkı olduğunu herkes görebilir. 1996’da Alaska’nın bir adasında yaklaşık 10,300 yaşında olduğu tahmin edilen bir insan iskeleti bulunmuştu. En az 10 bin yıl önce birbirinden ayrılmış halklara “yakın akraba” diyebiliriz tabii ama o zaman daha pek çok yakın akraba ortaya çıkacaktır.

Daha önce bu geçişin kaç bin yıl önce olduğu düşünülüyormuş ve şimdi bu geçiş tarihi daha da geriye mi gitmiş, nolmuş? Haberde bu bilgiler de yok.

Sputnik’te haberin hem Türkçesini hem İngilizcesini buldum (3,4). Türkçe haber çok kısa olmasına rağmen göçle ilgili tarih belirtilmiş. Ayrıca başlıkta “Kızılderili” kelimesi kullanılmış (belki sözünü ettiğim nedenle) ama sonra “Amerikan yerlileri” kelimesine geçilmiş. Ve şu cümleyle halklar da ayrıca belirtilmiş “Rusya’da çalışma yürüten araştırma ekibi, İnkalar, Aztekler ve diğer Amerikan yerlilerinin Sibirya kökenli olduğunu doğruladı”.  

Burada Kızılderililerin Avustralyalılarla da akraba olma durumuna değinilmemiş. Ancak Sputnik’te yer alan İngilizce haberde bu konu bu kez “Avustralya ve Melanezya” akrabalığı olarak belirtilmiş. İlginç olan Sputnik’in Türkçe haberde “İnkalar, Aztekler ve diğer Amerikan yerlileri..” olarak yazdığı kısmın İngilizce’de “Aztek, İrokua ve İnka” olarak geçmesi. Aztek ve İnka’ların Güney Amerika’da oluşunu mu gözetmiş haberi yazan bilemiyorum ancak bizde de “Kızılderili” dendiğinde ilk akla gelenin Kuzey Amerika Yerlileri (isimlendirme gittikçe zorlaşıyor!) olduğu söylenebilir. İrokualar (Iroquois Confederacy) aralarında benim de tam o haberi okumadan önce tanıştığım Mohawklar”ın da olduğu 6 halktan oluşuyor.

Kimi kuş türlerinin akrabalığı ile ilgili bir bilim haberi olsaydı da aynı eleştiriler yapılabilirdi. Burada tabii, bir tehlike de söz konusu; milliyetçilik!

Elbette ülkemizde bu haberi okuyunca Altayları hemen Türklerle değiştirecek olanları düşündüm hemen. Ancak o yönde bir örnek ararken değil, bilim haberinin kaynağına ulaşmaya çalışken TGB’nin çok üzülerek okuduğum haberine denk geldim (5). “O büyük tartışma son buldu!” diye bir başlık ve balkona Türk bayrağı asan bir adamın fotoğrafı! Böylesine kötü bir Türkçe ile verilen haber dolayısıyla Türk bayrağına yapılan saygısızlık da var bir yandan, insan inanamıyor. Dildeki, bir yandan bilgisayar çevirisi mi acaba dedirten tuhaflıklar dışında bizim portalla aynı metin söz konusu.

Son olarak o kısa metinde çok dikkatimi çeken, TGB’nin başlığına da ilham vermişe benzeyen bir bilgiye değinmeli. Metinde bir bilimcinin ağzından araştırma kanıtının yeterli oluşundan ve karşı çıkmanın anlamsızlığından söz edilmiş. İster Rus, ister Arap olsun, böyle saçma bir cümle kurmuş bir bilimciye ancak şaşırabilirim. Şüphecilikten kendi elleriyle uzaklaşan bir bilimciye güvenebilir miyiz? Gerçi sansasyon adına medyanın söylenenleri çarpıtarak aktarabildiği de unutmamalı.

Kendi içinde bile bilimdışılık barındıran bu cümle, araştırmayla ilgili kimi temel bilgilerden yoksun, yüzeysel, hele “Kızılderili ve Türk akrabalığı” na göz kırpan bu metinde yer alınca milliyetçi refleksleri de güçlendirmiş olmalı.

Bilim, dolayısıyla bilim haberciliği her tür gericilikle mücadelede çok önemli bir başlık. “Kızılderililer Türk mü?` konusuna girerek bu yazıyı başka bir yöne çekmeyi ve bilim haberciliği vurgusunu derinliklerde boğmayı doğru bulmadım. Gelecek hafta bu konuyu, bilgi kirliliğini önlemek dışında emperyalizmle savaş açısından ele almaya çalışacağım.

1) ozgurkesaplididrickson.blogspot.com

2) haber.sol.org.tr/bilim/kizilderililerin-altaylarla-akraba-oldugu-kesinlesti-146895

3) tr.sputniknews.com/abd/20160224/1021097603/amerika-sibirya-yerli.html

4) sputniknews.com/art_living/20160224/1035269620/siberian-origin-americans.html

5) tgb.gen.tr/dunya/o-buyuk-tartisma-son-buldu-18399