Veda yazısı…

Sevgili Baykal,

On yedi günün sonunda senden aldığımız haber ağır oldu. Tam haber aldık da denemez. Ama, yaşamak zorunda olduğumuz acıyı idrak ettik.

Öncelikle özür dilerim, dileriz. Seni aradığımız bu sürede, biraz da başkasına aklımız yatmadığından, biraz da böyle olmasını istemediğimizden hep “yakışıksız” kurgular ürettik. Bir belaya bulaşmıştın, başına saçma işler gelmişti, gitmen gerekmişti… Hatta kızıyorduk sana, hani bir tür sorumsuzluktu bu sonuçta. Ama halledecektik her neyse. Ve sana bağırıp çağıracaktık sonra.

Kurgularımızı kesintiye uğratan şu lanet “telefon kayıtları” gelip de dedektif senaryolarımız son bulduğunda ise, “şimdi ne yapacağız, oturup konuşalım” dediydik. Oturup konuşacaktık akşam.

Sonra senden haber aldık, işte o yıkıcı haberi…

Halledecek bir şey olmadığını öğrendik. “Yakışıksız” bir şey olmadığını… Ama bu olmadı. Bu hiç olmadı. Öğrenmeyi istediğimiz şey bu değildi Baykal. On yedi gündür merak ettiğimiz, öğrenmek istediğimiz bir şey vardı, ama o bu değildi.

Bildik kelimeler, dizeler belki şarkılar… Hiçbiri yetmedi bize. Kızacak bir şey aradık, çaresiz kaldık. Dedim ya, yaşamak zorunda olduğumuz acıyı idrak ettik.

Sonra “keşke”leri konuştuk arkandan. 33,5 yıl hem çok, ama hem azdı. Mücadele ettiğimiz bu ülkede hem çok, hem azdı. Belki başka yerler için de öyleydi. Bizim içinse, sadece “keşke” daha fazla olsaydı!

Bir kez anlatmıştın ya, hani ikinci hayatını yaşıyordun. Keşke üçüncüyü yaşasaydın.

Yapacağımız işler vardı. Yaptıklarımızın üzerine ekleyeceklerimiz vardı. Senin yapacakların vardı… birlikte yapacaklarımız… keşke…

Hani herkes için dört soL abonesi hedefin vardı. Hatta başta “abartılı” bulduğumuz bu hedefe bizi ikna eden çaban vardı. Onu gerçekleştirecektin ya Baykal.

27 Kasım için hazırlık yaptığımız geceler boyunca şakayla karışık tekrarladığımız cümle vardı ya: “Elbette dostlar, yoldaşlar, yaparız daha iyisini.” Sen en güzel kliplerden birini yapmıştın, ama yine diyorduk ya: Yaparız daha iyisini…

Yarın vedalaşacağız Baykal. Garip, buruk veda… Sonsuza uğurlama dediğimiz seremoni. İdrak edeceğiz sensizliği. Hayat devam edecek, mücadele sürecek.

Elbette yaparız da...

Keşke birlikte yapsaydık Baykal.