‘Öteki’ne Şeriat

İngiltere, ülkede şeriat hukukunun uygulanmasının önünü açacak bir düzenleme yaptı. Bu tabii değişik bir durum, ancak emperyalizmin yönetsel araçlarını çeşitlendirirken kural tanımayacağını gösteren sağlam bir örnek. Düşünün, İngiltere ABD ile birlikte "köktendinci müslüman teröristlere" karşı mücadele ediyor ve aynı zamanda "köktendinci müslüman uygulamaları" kendi ülkesinde yürürlüğe sokuyor. "Kural tanımama" nitelemesi biraz hafif kalıyor aslında palavracılar!

Terörizmle mücadele palavrasında emperyalistler bir taşla çok kuş vurmanın fırsatlarını yarattılar. Bu palavra tuttuğu sürece, kuşları avladılar. Ancak artık biraz kabak tadı verdi. Evet, yönetsel araçların çeşitlendirilmesi lazım. Yüzyıllardır dinci gericilik egemen sınıfların çok temel araçlarından biri oldu. Şimdi terörle mücadele var diye bu araçtan niye vazgeçilsin. Hem zaten "ılımlı islam" projesi terörle mücadele ile kol kola gelişmiyor muydu, şeriat uygulaması da "ılımlı" kategorisi altına alınır, olur biter.

İngiltere'de şeriat mahkemeleri yalnızca medeni hukuk alanında iş görecekmiş... İngiliz hukuk sisteminde bulunan "taraflar kendi arasında anlaşırlarsa bunu tahkim yoluyla çözebilirler" şeklindeki bir esnekliğin sayesinde bu düzenleme yapılabiliyormuş... Zaten yahudiler de benzer bir hukuk işletiyormuş ve dahi müslümanlar uzun süredir fiilen bu işi yapıyorlarmış... vs. vs.

Afganistan, islamcı teröristlerle mücadele çerçevesinde işgal edildi. Palavraların en önemlileri arasında demokratikleştirme ve laikleştirme palavrası vardı. Ancak Afganistan'ın savaş sonrası yeniden inşası, müteaahhitleri zengin eden bir yeniden inşa faaliyeti oldu. Toplumsal boyutta, yalnızca yeniden itilip kakılma düştü Afganlara. Gericiliğe büyük tavizler verildi ve yeniden "inşa" edilen Afgan kukla devletinde dinin siyasal ve toplumsal rolü önemli bir ağırlık taşıyor.

Irak'ta da yine benzer şeyler yaşandı. Demokratikleştirilerek yeniden inşa edilen (!) Irak'ın yeni anayasasında "islam yasaların temel kaynaklarından biridir ve yasalar islama aykırı olamaz" şeklinde bir madde yerleştirildi ve dahası yerel yönetimlere istediği hukuku uygulama yetkisi tanındı.

Emperyalistler gericiliğe göz yummakla yetinmiyor gericiliği teşvik ediyor.

Ve örneğin bu İngiltere'de "özgürlük" adına yapılıyor.

İlerleme, kalkınma, refah... pek demode kavramlar. Onun yerine,

Özgürlük, çok kültürlülük, ötekini anlamak...

Kadınların konumuna ilişkin süren tartışma başka açmazları da ortaya koyuyor. Şimdi bu kadınlar özgürlük adına yapılan bu uygulamalarda, zorla ve baskı altında şeriat uygulamalarını kabul ediyorsa ne yapılacak? İşte bu konuda İngiliz mahkemelerinin yapacağı bir şey yok. Zaten İngiltere de bunun için bir şey yapamaz. Bu ötekiler, kendi özgür seçimleriyle gericiliği benimseyecek ve ondan sonra da kadın-erkek vs. sorunları çıkarmayacaklar. Çıkarsa da kendi aralarında halledecekler...

***

İngiltere kendi sorunlarına dönük araç geliştirmenin ötesinde, hesaplı ya da hesapsız bir "örnek" oluşturacaktır. Bundan sonra ise, "şeriat mı geliyor" tartışması yeni boyutlar kazanacaktır. Böylesine güçlü bir gericilik dalgası karşısında, "Tehlikenin farkında mısınız" ve "Yok öyle bir tehlike" gibi altı boş konumlar gerçek bir zemine taşınmak zorunda kalacaktır.

İlerleme, kalkınma, refah... demode gerçekten.

Ama şimdi, özgürlük, çok kültürlülük, ötekini anlamak da biraz şeriatçı.