Operasyon başarılı mı?

Ergenekon operasyonuyla birlikte Türkiye'de darbeler döneminin kapandığına, devlet içindeki "çetelerle" ilgili geri dönülmez bir yola girildiğine nasıl inanılabilir?

"Darbecilerin yargılanması" tartışılırken Kenan Evren'in adının hatırlanmadığı, Susurluk'un ilerletilmesinden bahsedilirken Mehmet Ağar'dan kimsenin söz etmediği bir "operasyon"un böyle sonuçlarının olacağını kim, nasıl düşünebilir?

Oluyor... Türkiye'de burjuva iktidar kendi çarpıtma ve manüplasyon mekanizmalarını iyi işletiyor. Elbette bunlar "oturmuş" mekanizmalar değil, olamaz da zaten. O yüzden Cengiz Çandar, Samast duruşmasındaki "laubaliliğe" kızarken, böyle giderse bunun Ergenekonla bağının kurulmasında inandırıcı olunamayacağını anlatırken bu "oturmamışlığı" gözler önüne seriyor.

İyi oturmuş bir mekanizmada Ergenekon operasyonunun daha hızlı, daha ciddi ve hedefleri daha net vuran bir şekilde sürdürülmesi gerekirdi.

Böyle bir değerlendirmeyi yaparken kendilerini eski solcu ya da solcu olarak niteleyen ve mevcut solun bir bölümü için kanaat üretme işlevini sürdüren liberal köşe yazarlarının katkısını küçümsememekte yarar var. Gerçekten de, büyük bir özveriyle kendi üzerlerine düşen görevi yerine getirmeyi sürdürüyorlar. Gerçekten ortada iddianamesi bile olmayan bir "dava"da, birilerinin "darbe yapmaya kalkışma" suçundan tutuklandığı palavrası artık herkesin üzerinde anlaştığı bir doğru haline getirildi. Bundan sonraki fantaziler de bu "doğru"nun üzerine inşa ediliyor. İşler giderek çığırından çıkıyor. Ve kimse, "yapılmış" darbelerin ne yapılacağını sormuyor...

Aslında olup biteni konuyla ilgisi olan herkes açıkça biliyor, çünkü çok sade: Devlet ve yakın çevresinde bir dönem etkili olmuş ve belli bir ihtiyacı karşılamış olan "ulusalcı" akım tasfiye ediliyor. Tabii, tasfiye biraz ağır ve sancılı bir şekilde ilerliyor ama, artık ilgili tüm kesimler için tablo netlik kazandı.

Hal böyleyken, bu tasfiye sürecinde başka kuşlar da vurmak fırsatını kaçırmamak AKP hükümetine düşüyor: Darbeciler demokratikleşmeyi engelliyor, çeteler AKP'ye karşı vs. Kendisi, faşizan bir yönelim içinde dörtnala ilerlemekte olan, kendi kontrgerilla örgütlenmesini ve çetelerin hasını inşa eden, işleten bir hükümet için ne büyük nimet!

Sermaye iktidarının sürekliliğinden başka görev üstlenemez haldeki TSK içinse, içinde bulunduğu şizofreniden kurtulma zamanı. Silahlı Kuvvetler'in "arkaik yanılsamalarından" kurtarılması için önemli bir fırsat!

Pazarlık, mutabakat vs. Bunlar zaten olur... Önemli olan temel hedeflerde birleşmek, önemli olan çıkarların ortaklaşması... Ne diyor Büyükanıt: Özde değil sözde dayanışma...

***

Öte yandan operasyonun "başarısızlığı" mı, yoksa nesnel bir kısıt mı bilinmez ama...

Türkiye halkı, demokrasinin finanse edilen bir şey olduğunu ve yönetenler cephesinden kimsenin "babasının hayrına" demokratikleşme yoluna girmeyeceğini bilir.

Türkiye halkı, darbelerin öyle "bürokratik elit vs" çevrelerin değil, doğrudan Amerikan destekli sermaye kurumlarının işi olduğunu bilir.

Türkiye halkı, Susurluk'la ilk kez gündeme gelen "devletin karanlık operasyonları"nın artık sona ereceği yönündeki inanışlara güler geçer.

İyi mi? Elbette hayır. Bu durum, ülkemizin verili durumunu halkımızın sağduyusunu gösteriyor sadece. Ama bu sağduyu aynı zamanda tüm bu garabete karşı örgütlü bir güçle mücadele edileceğini de öğreniyor.