"Son Osmanlı Padişahı, I. Recep Tayyip Erdoğan..."
Buradaki "son" sözcüğüyle kastedilen, bugün gelinen noktadaki son/yeni padişah olmalı.
Yani Türkiye kapitalizmini yönetmede "en sonu bulunmuş biçim" olarak...
Herhalde, bitmekte olan bir Osmanlı'nın sonuncu padişahından söz edilmiyordur... Onca "Yeni Osmanlı" tantanasının olduğu bir dönemde öyle olmasa gerek...
Hele ki, Recep Tayyip Erdoğan, "I." olarak ilan ediliyorsa...
Daha II.'si, III.'sü, vs.si olacak denmek isteniyor olmalı. Yani, bir başlangıcın son/yeni hali olmalı...
Pekiiii, sakın AKP camiası da, içinden geçilen dönemde "olsa olsa hasta adam dönemi padişahı olur bizimki" diyecek bir içgörüye, bir ironiye sahip olmasın?
Yok, yok... Bu, mevcut tüm paradigmaları yok sayan bir varsayım olur.
Peki acaba, bu "son" sözcüğünü Tayyip Erdoğan'ın "son numarası" olarak mı yorumlamalıyız?
Neyse...
Her bakımdan şuursuz bir pankart, deyip geçelim.
***
Cumartesi günü ABD'nin taze dışişleri bakanı, -komple- kaşarlanmış leydisi Hillary hanım Türkiye'ye geliyormuş. Gündemde Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolleri, ikili ilişkiler ve şantaj başlıkları olacakmış.
Ortadoğu'daki roller konusu biraz karmaşık en tepede Irak'tan asker çekilmesi meselesi var. Asker çekme olayı "simgesel", zaten 2007 başında yeni bir yığınak yapılırken ABD İncirlik üssünü epeyce kullanmıştı. Gerçi sayılar düşünüldüğünde ciddi bir "miktar"dan söz ediyoruz ama, İncirlik'in kullanımı ve askerlerin bu yolla sevkıyatına izin verme mevzuu biraz "boş laf". Burada açılacak gedik, 1 Mart ile püskürtülen "üslenme" başlıklarını yeniden gündeme getirecek gedik. Uzun hikaye. Göreceğiz.
Bir de Ermeni sorunu mevzuu var. Son Osmanlı açılımları malum maç seyretmeler, Davos'taki "vanminüt" fırtınası sonrası tam kalıba oturtulamayan temenniler... Hillary hanıma bağlı.
Gündemi geçelim.
Merakım şudur:
Bu "son Osmanlı padişahı" (belki de son TC Başbakanı demek lazım kendisine, ondan sonrası allah kerim), Hillary hanımla görüşmesinde nasıl bir tutum takınacak?
Ekşi sözlükte "yobaz yaratıcılığının sınır tanımaması" notuyla kayıtlara geçen (ya da geçmeyen) "başbakanın kralı kasımpaşalı" nitelemesini de padişah sıfatıyla birlikte taşıyan (AKP cemaatinin "nasıl bir feodalizm" konusunda artık bir karar vermesinde de fayda var, kral mı, padişah mı, ne?) I. Recep Tayyip Erdoğan, Hillary hanıma ne diyecek?
O Hillary hanım ki, Tayyip beyin "öldürmeyi iyi bilirsiniz" diye meydan okuduğu İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres ile pek samimi öpüşmüş.
Herhalde kesin olan, Tayyip beyin onu samimi öpmeyeceğidir. (Hillary hanım öper mi, işte bu önemli bir soru!)
Ama kral/padişah Tayyip, Hillary ile görüşürken kendisinden istenen şeyleri nasıl karşılayacak?
Aslında bir şeyler olabilir...
Bir, yeni bir şov olanağı ancak görüşmelere bir "moderatör"ün dahil edilmesiyle olanaklı olabilir, dışişleri bunu değerlendirmelidir.
İki, öpüşmemenin dışında, el sıkmama yobazlığı büyütülebilir, el altından Ortadoğu medyasında yayılabilir, her durumda prim yapar.
Üç, Tayyip bey, Hillary hanıma konuşmanın bir yerlerinde "vanminüt" diyebilir ve bunun simgesel değerinin altı saray medyası tarafından çizilebilir.
Dört, başka şeyler de olabilir.
***
Merakım şudur:
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, haftasonu gerçekleştireceği ziyaretinde Tayyip Erdoğan'ı öpecek mi?
Kral/padişah kendisini öptürmeme gösterisi yapacak mı?
Gizli gizli öpüşecekler mi?