Bush Planı veya Küba’yı Yeniden Sömürgeleştirme Girişimi ERNESTO GOMEZ ABASCAL

Küba Büyükelçisi

Kısa bir süre önce, Amerika Birleşik Devletleri'deki bazı basın yayın organları, Hükümet Bütçe Teftiş Dairesi'nin son yıllarda "Küba'da demokrasiye geçiş" adı altında ayrılan fonların kullanımıyla ilgili hazırlamış olduğu raporu yayımlamıştır. Bu raporda, yasadışı müdahale görevleri için toplam 73 milyon doların kullanıldığı ve bu miktarın büyük bir kısmının da, devrim karşıtı faaliyetlerle kendilerine çıkar sağlayan Miami'deki küçük siyasi grupların eline geçtiği gözler önüne serilmiştir.

Bu paranın bir kısmı konserve yengeç bacağı, bisiklet, pahalı çikolata ve video oyunları gibi bazı ürünlerin alınması için kullanılmıştır. Geri kalan önemli bir miktar ise 18 Nisan 1961 tarihinde kabul edilen Viyana Konvansiyonu'nun Diplomatik İlişkiler bölümünü açıkça ihlal ederek Havana'daki ABD Çıkarları Ofisi'nin yasadışı etkinliklerini finanse etmek üzere ayrılmıştır. Bu etkinlikler arasında kitap, broşür ve diğer yazılı materyallerin dağıtımı, "bağımsız gazeteciler yetiştirmek" amacıyla muhabirlik kurslarının organizasyonu ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelen ve sosyalizmin yıkılmasında görevlerini başarıyla yerine getirmiş maaşlı muhabirlerin çoğunluğunu oluşturduğu, farklı ülkelerden 200'ü aşkın "demokrasiye geçiş uzmanı"nın Küba seyahatlerinin finanse edilmesi yer almaktadır.

Bu paranın nasıl harcandığına dair bir diğer örneği de seçim çalışmaları oluşturmaktadır. Paralar Havana'daki ABD Çıkarları Ofisi Misyon Şefi'nin rezidansında, cömertçe sunulan viski ve kanepe tepsilerine harcanmıştır. Bu ikramlarla devrim karşıtı grupların satın alınmış üyeleri, hemen hemen tüm oyların imparator Bush için toplandığı ABD seçimlerine sembolik olarak katılmaya çağrılmıştır.

Bütçe Teftiş Dairesi'nin hazırladığı ve Washington'da kamuoyuna duyurulan rapora göre, Havana'daki ABD Çıkarları Ofisi'nin etkinlikleri arasında bağımsız bir bütçeyle, Küba'da yayın yapmak üzere devrim karşıtı verici istasyonlar dahilinde programlanmış 223 bin saatlik kısa dalga radyo yayını da yer almaktadır.

Boşu boşuna ve tekrar tekrar giriştikleri, ülkemizi sömürgeleştirme fikrinden başka bir amacı olmayan "Küba'da demokrasiye geçiş"e yönelik Bush planı, özellikle bilgi savaşına tahsis edilmiş ek bütçeleri de içermektedir. Radyo istasyonları, Amerikan topraklarından, her hafta 2240 saati aşkın değişik kısa ve orta dalga frekanslardan yayın yapmaktadır, ayrıca bir tanesi askeri olmak üzere Küba sahilleri üzerinde seyir halinde iki uçak kullanılarak yayın yapan bir televizyon kanalı da mevcuttur. Hem Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin kurallarını hem de Küba'nın radyo-elektronik sahasını alenen ihlal ederek terörist eylemlerde bulunmak üzere çağrılarda bulunan bozguncu programlarını sürdüren 22 verici istasyondan, günde 327 ila 338 saat yayın yapılmaktadır.

Dünyanın başka hiçbir ülkesine, yabancı bir güç tarafından, bu kadar uzun bir süre, böylesine yalan dolu, yıkım ve nefrete teşvik eden yayın yapılmamıştır.

Washington'daki yetkililerin, bozgun ve yeniden sömürgeleştirme planları bunlarla da sınırlı kalmamaktadır. ABD Merkezi İstihbarat Örgütü (CIA) ve National Endowment for Democracy (NED), USAID veya Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) gibi örgütlere bağlı diğer kuruluşların gizli kanalları vasıtasıyla milyon dolarlık ek bütçeler dağıtılmaktadır. Bunlar Küba'ya dair yanlış bilgilendirme faaliyetleri ve (ABD'de yayımlanmakta olan Forbes dergisinde bir kaç ay önce çıkan bir haberde, Fidel Castro'nun dünyanın en zengin insanlarından biri olduğunun iddia edilmesi gibi) yöneticilerimizin karalanması için basın organlarına, satılık yazarlara ve gazetecilere yapılan ödemelerde kullanılmaktadır.

Bu olanaklara karşın, hayal görmemelidirler. Küba, 45 yılı aşkın bir süredir bu saldırı ve bozgun planlarına karşı çıkıyor. Kendimizi savunmayı bildiğimiz için bunlara karşı çıkmakta başarılı olduk. Halkın bağımsızlıkçı, yurtsever ve sağlam iradesini, ayrıca onun çıkarlarını gözeten güçlü ve etkin devrimci yönetimimizi de göz önünde bulundurmak gerekir. Tüm dünyaya egemen olmaya çalışan neofaşist yöneticilerin hakimiyet planlarına aktif bir şekilde karşı çıkan ve her geçen gün daha da büyüyen uluslararası dayanışmadan da destek almaktayız.

Ne kadar para akıtırlarsa akıtsınlar, Küba halkına boyun eğdiremeyeceklerdir. Bunun nedeni dolar ve yalanların karşısındaki ahlak ve etik ilkelerdir.