ABD ve Avrupalı müttefikleri, uluslararası oligarşi ve gericilik, Küba Devrimi’ne karşı 50 seneden fazla bir süreden veri karalama ve bozgunculuk kampanyaları düzenliyorlar, ancak sosyalist sistemimizin ahlaki ilkelerinin oluşturduğu zırhı delip geçemiyorlar.

Son günlerde özel bir azgınlık ve enerjiyle başlatılan bu kampanyaların sonuncusu, bir kez daha artık bıkkınlık veren sözde insan hakları ihlalleri konusunu manipüle ederek, Küba halkının dünyaya sunduğu insanlık, dayanışma, onur ve adalet örneğine dayanamayan imparatorluğun paralı askerleri ve medya teröristleri tarafından bir mal gibi kullanılan sıradan bir tutuklunun, sıradan bir suçlunun ölümünü merkez aldılar.

Halkların özgürleşmesine, bağımsızlıklarına, toplumsal adalete ellerinden gelen tüm olanaklarla karşı çıkanlarla hegemonik güçlerini, ayrıcalıklarını ve sömürüyüsürdürmek isteyenlerle kendilerinden olmayanları suçlayarak kendi kirli işlerinin üstünü örtmeye çalışanlarla yabancı düşmanlığıyla, ayrımcılıkla, işkenceyle, yalanla, şantajla eski ve tarihi ideolojik mücadelemizdir söz konusu olan.

Şimdi bize insanlık ve demokrasi dersi vermeye kalkışan hükümet ve parlamentoların ahlaki yoksunluklarına pek uzak olmayan sömürgeci geçmişleri Irak ve Afganistan’daki savaşlarda birer suç işleyerek gösterdikleri katılımları Filistin halkına karşı soykırımı için İsrail’i sürekli olarak korumaları CIA’nın karanlık ve kirli uçuşlarla taşıdığı tutsakları bütün insanlık haklarını hiçe sayarak gizli hapishanelerde tutanları ele veriyor.

Küba’ya karşı bu yeni kampanyayı başlatanlar, Küba Devrimi’nin moralinin sarsılmaz olduğunu ve Küba halkının ulusal bağımsızlığını her ne pahasına olursa olsun korumaya dönük tarihsel amacından tehditlerle saptırılamayacağını bir kez daha anlamalılar.