Ülke tarihinin ilk özel okul öğretmen boykotu

Bu hafta ülke tarihinin ilk özel okul öğretmen boykotunu yaşadık. Doğa Koleji’nde son üç aydır ücret almadan çalışmak zorunda bırakılan öğretmenlerin pazartesi günü başladıkları boykot İstanbul, Ankara ve İzmir’deki kampüslerde etkili oldu. 130 kampüslü okulun gerek öğretmen, gerek öğrenci sayısı olarak belirleyici merkezleri zaten bu üç ilde bulunuyor.

Ankara’da sekiz kampüsün beşinde, İstanbul’da yarıdan fazlasında, İzmir’de beş kampüsün birinde eğitim-öğretim tümüyle durdu, diğerlerinde ise oldukça aksayarak devam etti. İkinci gün boykota katılan öğretmen sayısı da eğitimin yapılamadığı kampüs sayısı da ilk güne oranla daha fazla oldu. Okulun devir edildiği haberlerinin duyulmasına rağmen dün de birçok kampüste eğitim yoktu.

Aslında pazartesi gününe kadar bazı kampüslerde öğretmenlerin aralarında konuşarak yaptığı kısa süreli derse girmeme eylemleri olmadı değil, ancak bunların etkili olduğu söylenemez. Son iki haftadır ise veliler harekete geçmişti. Bu süre zarfında veliler Ataşehir’deki genel müdürlük binası önünde toplanarak tepkilerini dile getirdiler, çeşitli kampüslerin önünde basın açıklamaları yaptılar, okul yönetiminden “sorunun nasıl çözüleceğine” dair açıklama talep ettiler. Dün öğleden sonra okulun satıldığına dair söylentilerin ortaya çıkması ve Bakan’ın akşam saatlerinde “Devir konusunda bir gelişme var, takipçi olacağız” demesine rağmen okul yönetiminden yine çıt çıkmadı. Veliler de öğretmenler de bu konudaki gelişmeleri bugün de izleyecekler. 

Doğa Koleji’nde öğretmenler yaşanan olumsuzluklara fazlasıyla uzun süre sessiz kaldılar. Çocukların geleceğini okulun patronundan çok daha fazla düşündükleri açık olsa gerek. Aylarca ücret almadan çalışmaya razı olmalarının bir nedeni bu. Diğeri ise örgütsüz olmaları. 

İşçiler çalışma koşullarını iyileştirmek için örgütlenirler. Biraz daha fazla ücret, daha kısa çalışma süreleri, sağlık ve güvenlik koşullarında iyileşme, temsil edilme ve pazarlık hakkı gibi mevcut olandan daha iyi koşullara ulaşabilmenin yolu da budur. 

Bırakın iyileştirmeyi, koşulların ücret almadan çalışmaya rıza göstermeye kadar gerilemiş olduğu bir örgütsüzlük söz konusu olan. Her yılın Nisan ayında “acaba bir sonraki dönem okulda mıyım?” sorusuyla derse girmek fakat bunu aynı uykusuz geceleri geçiren mesai arkadaşıyla paylaşmamak… Özel okul gerçeği diye kabullenilen bu durumun adı tam olarak modern zaman köleliğidir. 

Aydemir Güler dün köşesinde Doğa Koleji’nde yaşananları “kapitalizmin en sakil yüzlerinden biri olan özelleştirilmiş eğitimin çöküşüdür” diye özetlemiş. Altı kalın kalın çizilmeli. Eğitim sisteminin gericileştirilmesi ve imam hatipleştirme, azgınca piyasalaştırma ve özel okullaştırma... Bir madalyonun iki yüzü oldu. Çok değil on yıl sonra elde kalan, batık sırasına dizilmiş laik eğitim pazarının özel okulları ile merkezi yerleştirme sınavlarında sıfır çekme rekoru kıran imam hatip okullarıdır. Sürdürülemez olduğu çok açıktır. Devlet kasasından milyonlarca lira aktarıp kaç tane daha simitçi patron kurtarılabilir?

Doğa olayı artık örgütsüzlüğün de sürdürülemez olduğunu kanıtladı. Ücret almadan çalışmanın daha kötüsü ücret almadığı için çalışmadığında görülen baskıdır. Özellikle boykotun üçüncü gününde neredeyse tüm okullarda bu baskı yaşandı. Özel okul patronları Doğa’da öğretmenlerin örgütsüzlüğünün dip noktasını test etti.

Bu kez başarılı olduklarını söylemeyeceğiz. Doğa öğretmenleri geride bıraktığımız üç gün boyunca ülke tarihinin ilk özel okul öğretmen boykotuna imza atmayı başardılar. 

Boykotun örgütleyicisi Doğa Koleji Öğretmen Komitesidir. Farklı kampüslerden yan yana gelen, ortak sorunları için birlikte düşünen öğretmenlerden oluşan komite, son bir yıldır onlarca özel okuldan öğretmeni yan yana getiren, başta ücret ödememe olmak üzere özel okul patronlarının neden olduğu hak gasplarına karşı mücadele örgütleyen, yaptığı çalıştaylarla ülke çapında yayılmaya başlayan Patronların Ensesindeyiz Ağı Özel Okul Öğretmen Dayanışması’nın parçasıdır. Doğa'daki öğretmen boykotu sonrası bu Dayanışma artık çok daha güçlüdür.

Yani patronların test ettiği dip noktası aşılalı epey olmuştur. Dip noktası aşılmışsa, devamı gelecektir.