Savunma sanayi yandaşa peşkeş mi çekiliyor?

Geçtiğimiz Pazar günü Erdoğan BMC’nin yeni fabrikasının temel atma törenini Sakarya’nın Karasu ilçesinde gerçekleştirdi. AKP döneminde semiren Ethem Sancak’ın BMC’sine burada büyük bir arazi tahsis edildi. Üzerine kurulacak fabrikada tank, zırhlı araç ve askeri kamyon üretilecek. Fabrikanın sivil ticari araç, metro ve hızlı tren üretimi de yapacağı belirtiliyor.

Karasu’daki açılışın öncesi var. Erdoğan yayınladığı bir kararname ile Sakarya’nın bir başka ilçesinde, Arifiye’de bulunan ve Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Tank-Palet fabrikasını özelleştirme kapsamına aldı. Fabrikada TSK’nın her türlü kara aracı ve tank bakımı yapılıyor. Son olarak Zeytindalı harekâtında kullanılan Fırtına Obüsleri de burada üretildi. Fabrikanın diğer özelliği ise yerli tank olarak pazarlanan Altay’ın seri üretimine uygun olması.

Erdoğan Karasu’daki açılışta, Arifiye’deki Tank-Palet fabrikasının da BMC’ye verileceğini söyledi. Bunun bir özelleştirme olmadığını söylese de fabrikayı 25 yıl boyunca BMC kullanacak. Karasu’daki BMC fabrikası tamamlanıncaya kadar Altay tankının burada üretileceği anlaşılıyor.

Biraz daha geriye gidelim. Altay tankının üretiminde ana yüklenici firma olarak başlangıçta KOÇ grubu belirlenmişti. Ve esas hikâye tankın motorunun yerlileştirilmesiydi. Tamamı KOÇ’un Sakarya’daki OTOKAR fabrikasında yapılacaktı. Sonra karar değişti. İhale şimdi Sancak’ta. Tankın motoru da İstanbul Kurtköy’deki Teknokent’te kurulu BMC Power Motor şirketinde geliştirilecek.

BMC’nin hikâyesini hatırlayanlar vardır. AKP döneminde yıldızı sönmeye başlayan Mehmet Emin Karamehmet’e ait şirkete TMSF el koydu. TMSF hızlı bir operasyonla şirketi Ethem Sancak’a sattı. Sancak’a satılan fabrikaya aynı hızda TSK’nın mayına karşı korumalı aracı “Kirpi” siparişleri verildi. Karamehmet’in son döneminde işçilere ücret ödeyemez hale gelen BMC, böylece hızla yeniden büyük kârlar elde etmeye başladı. BMC’ye kısa bir süre sonra Katar devletinin ortak olduğunu ve halen hisselerin yarısına sahip olduğunu ekleyelim.

AKP döneminde palazlanan yandaş sermaye gruplarının savunma sanayinden de önemli pay aldığı bir gerçek. Sadece Ethem Sancak’ın BMC’si değil bu pastadan pay alan. Ukrayna Devlet Başkanı Proşenko’nun satın almasını geçen hafta bizzat duyurduğu İnsansız Hava Aracı Erdoğan’ın damadının şirketi Bayraktar’da üretiliyor. Hava araçları üretiminde Kayserili Büyük Mıhçı grubu, kara araçları üretiminde esas işi müteahhitlik olan NUROL gibi AKP döneminde açıktan kayırılmış irili ufaklı birçok şirket var.

Var ama Türkiye burjuvazisinin savunma sanayi içindeki pozisyonu bundan ibaret değil.

Son dönem öne çıkan ihaleler ve özelleştirmeler muhalefetin “savunma sanayi yandaşa peşkeş çekiliyor” itirazlarına neden oldu. Erdoğan’ın “savunma sanayinin millileştirilmesi” sloganını da bu kaynak aktarımını perdelemek için kullanıldığı ileri sürülüyor. 

Bu itirazların elbette haklılık payı var. Erdoğan diğer tüm alanlarda olduğu gibi burada da olanakları kendisiyle uyumlu sermaye gruplarını büyütmek için kullanıyor. Ancak savunma sanayinde ASELSAN, TAI, MKEK gibi devlet tekelleriyle birlikte yüze yakın özel şirket var. KOÇ, Vestel, Kale, Alp Havacılık gibi grupların dışında Siemens, Netaş, Valder gibi yabancı şirketler de savunma sanayi için üretimlerde yüklenici olarak yer alıyorlar. Erdoğan aşığı Ethem Sancak’ın BMC’sinin Altay tankını üretecek olması bu açıdan arızi bir durum değil. Aksine savunma sanayinin büyüyen pastasında şirketler arasında yeni bir işbölümü oluşmuş durumda. Bu işbölümünde hepsinin kasası doluyor. 

Savunma sanayinde yandaşa peşkeş değil, Türkiye burjuvazisinin bir bütün olarak ihya edilmesi var. Haftaya devam edeceğiz.