Patronlara dokunulmazlık

Milletvekillerinin dokunulmazlık tartışması süredursun, işçi hakları konusunda patronlara dokunulmazlık sağlayacak yeni bir yasal düzenleme meclise sevk edilmek üzere. Hükümet, “İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı”nda hazırlıklarını tamamladı.

Kısa bir süre önce Mecliste kabul edilen ve özel istihdam bürolarının işçi kiralamasına olanak sağlayan yasanın tozu dumanı içinde gözden uzak tutulan bu tasarı, işçilerin patronlar tarafından gasp edilen haklarını mahkeme yoluyla alabilmesini büyük ölçüde engelleyecek.

AKP’nin, işçi alacakları konusunda patronla armağan etmeyi planladığı bu “dokunulmazlık” yasasında neler var, yakından bakalım.

Hükümet tasarının amacını, İş Mahkemeleri’nin yükünü hafifleterek dava sürelerini kısaltmak olarak sunuyor. Mevcut bir hakkın uygulamadaki sorunlu yönünü gündeme getirip, hakkın kendisini tartışılır hale getirmek AKP’nin emek gündemlerinde en bilindik yöntemi. Kıdem tazminatının fona devredilerek tasfiye planı da böyle işletiliyor. Kıdem tazminatı için en çok söylenen, işçilerin çoğunun tazminatı alamıyor olması. Burada da aynı mantık işliyor. “Mahkemeler yoğun, davalar çok uzun sürüyor, işçiler mağdur oluyor” denilerek yeni hak gasplarının yolu yapılıyor.

Mahkemelerin yükünün çok olduğu ve davaların haddinden fazla uzun sürdüğü doğru ancak tasarının bu konuda rahatlama sağlayacağı gerçek değil. Ayrıca tasarı, işçilerin alacaklarını dava yoluyla alabilmesini zorlaştıracağı gibi, alacakların önemli ölçüde kırpılmasına da neden olacak.

Tasarıda öngörülen “zorunlu arabuluculuğun” maliyeti öncelikle bu olacak. Tasarı, işçilerin alacak ve işe iade davalarında, dava açmadan önce arabulucuya başvurması zorunlu hale getiriyor. İşçi ihbar ve kıdem tazminatı, ücret ya da ücrete bağlı diğer haklarıyla ilgili doğrudan dava açamayacak, önce patronla birlikte bir “arabulucuya” başvuracak. Bu “zorunlu” aşamanın pratikte tek bir sonucu var; işçi, yargı yoluyla alacağı miktarların çok altında anlaşmalara razı edilecek.

Hadi edilmedi diyelim. İşçi ancak bu aşamadan sonra dava açabilecek. Arabulucuda geçen süreyi sineye çekecek, yerel mahkemenin sonucunu bekleyecek.

Yerel mahkemelerin işçi alacakları konusunda verdiği olumsuz kararlar mevcut durumda temyiz edilebiliyor ve olası bir olumsuz kararın düzeltilebilmesi hiç olmazsa bu aşamada sağlanabiliyordu. Tasarı, bu konuda da sınırlama getiriyor. Buna göre işçiler 25 bin liranın altında kalan alacaklarını temyize götüremeyecek. Daha kötüsü, 25 bin lira sınırı her bir alacak kalemi için ayrı ayrı dikkate alınacak. Örneğin ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, ücret alacağı için açılan davalarda, yerel mahkemenin vereceği kararın temyiz edilebilmesi için her birinin 25 bin lira sınırını geçip geçmediğine bakılacak. Bu koşullarda yerel mahkeme kararlarının bir üst mahkemeye taşınabilmesi neredeyse imkânsız hale gelecek.

Bu sınırı geçmediği durumda işçi itirazını ancak Bölge İstinaf Mahkemeleri’ne yapabilecek. Bu mahkemeler yerel mahkemelerle benzer yargılama süreçleri öngördüğü için, bu itirazın bir karşılığı olmayacak.

İşçilerin sendikal örgütlülüğüyle ilgili birçok başlıkta da temyiz yolu kapatılıyor. İşe iade davaları, yetki tespiti, toplu iş sözleşmesinin uygulanmamasından kaynaklı sorunlar gibi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda birçok konu için açılacak davalarda itiraz Bölge İstinaf Mahkemeleri’ne yapılabilecek. Yargıtay’ın en önemli fonksiyonu, mahkemelerin farklı değerlendirmeler yapmalarını önleyip, benzer davaların sonuçlarını ortaklaştırmasıydı. “İçtihat birliği” diye de adlandırılan bu durum böylece ortadan kaldırılmış olacak.

Başka konular da var. Alacak davalarında zaman aşımının 2 yıla düşürülmesi, işe iade davasını kazanan işçinin 4 aylık ücret olarak aldığı paranın tazminata çevrilmesi ve böylece ücrete bağlı alacaklarının düşürülmesi ve daha fazlası…

Kısacası AKP, patronlara çalışmaya devam ediyor. AKP “istikrarı” belki de tek başlığa,  işçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırıya daralmış görünüyor. Bu, AKP’yi içinde bulunduğu krizden çıkarır mı tartışılır ama bu konudaki istikrarın AKP’siz de devam edeceği kesindir. Sermaye daha azını verecek kimseye fit olmayacaktır.