Maltepe, Anonim Şirket belediyeciliğine mahkum değil

31 Mart’a sayılı günler kaldı. “Belediyecilik anlayışı” kavramı tümüyle tedavülden kalkmış görünüyor. Bakmayın projelerinin havada uçuştuğuna. Biri İzmir fuarını özelleştireceğim diyor, diğeri çoktan özelleştirdiği tersanenin Haliç Port projesi olarak temel atma törenini yapıyor. Tekinin bile belediyecilikle yakından uzaktan ilişkisi olmadığı gibi birbirlerinden farkları da bulunmuyor.

Böyle olunca ülkücü Ankara’da, ANAP’lı İstanbul’da CHP adayı, CHP’den aday gösterilmeyen diğeri AKP adayı olabiliyor. Belediye meclislerinde sağcısı, solcusu, faşisti, demokratı, her “renkten” aday aynı listeye doluşabiliyor.

Böyle oluyor çünkü belediyeler birer şirkete, belediyecilik piyasacılığa dönüşmüş durumda. En büyük şehirden, en küçük beldeye kadar konu sadece rant ve para.

O kadar çok örnek var ki. Ben bugün seçmeni olduğum ilçeyi, Maltepe’yi yazmakla yetineceğim.

Maltepe’de belediye başkanlığını 2014 seçimlerinde CHP adayı Ali Kılıç kazandı. 31 Mart seçimlerinde de aday olan Kılıç, parti meclisinden onay almadan aday olarak açıklanan iki başkan adayından biri oldu. Bu adaylığa tepki gösteren ilçe yönetimi topluca istifa etti. Parti üyeleri Maltepe’den Ankara’ya tersine Adalet yürüyüşü yaptı. Kadın ve gençlik kolları kazan kaldırdı. Ancak hiçbiri parti merkezini kararından döndürmeye yetmedi.

Bu kısmı CHP’nin sorunu. Maltepelileri ilgilendiren ise belediyenin faaliyetleri.

Maltepe neredeyse tümüyle kentsel dönüşüm alanı halinde. Hemen her mahallede binalar yıkılıyor, yenileri yapılıyor. İlçenin dört bir yanında rezidanslar, alışveriş merkezleri yükseliyor. Diğer belediyeler gibi Maltepe Belediyesi de bina ruhsatlarından büyük gelir elde ediyor. Ama bu gelirin ne kadar olduğu, nerelerde kullanıldığını Maltepeliler bilmiyor.

Onlardan biri Küçükyalı E-5 üzerinde halen inşaatı devam eden Tahincioğlu gruba ait rezidans projesi. Bu projeye ruhsat, belediye için 50 milyon liralık yeni bir akıllı bina yapılması karşılığında verilmiş. 

Ver ruhsatı al binayı. Ver binayı koy cebine milyarlarca lirayı… İki şirket arasında sıkı bir alışveriş bu.

Ancak bu alışverişin Maltepe halkına ne kazandırdığını bilen yok. Üstelik anlaşmanın üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen ortada belediye binası da yok. Bu da ticaretin cilvesi olsa gerek.

Belediyelerin görevleri arasında kentteki sosyal yaşamı desteklemek üzere çeşitli çalışmalar yapmak da var. Bu amaçla olduğu söylenerek Başıbüyük mahallesinde bir “Yaşam Merkezi” açılıyor. İçinde dükkânların da bulunduğu bu merkez açılıştan sonra ne oluyorsa bir şirkete kiraya veriliyor. Ardından emlak sitelerinde Yaşam Merkezi’nin içindeki birimlerin kiralık ilanları çıkmaya başlıyor. Belediye şirkete, şirket başka şirkete, elden ele ticari zincir kuruluyor. Sosyal proje olarak pazarlanan Yaşam Merkezi, böylelikle rant merkezine dönüşüyor.

Böyle o kadar çok örnek var ki. Süreyya Paşa Vakfı’nın eğitim ve sağlık hizmetleri için kullanılmak üzere yıllar önce belediyenin yönetimine verdiği onlarca gayrı menkul çeşitli şirketlere kiralanarak “değerlendiriliyor”. Buradan gelen gelirden kimsenin haberi, bilgisi bulunmuyor. Belediye, çöp toplama ihalesini alan şirkete borcunu, Gülsuyu-Gülensu-Başıbüyük mahallelerinde tapu sorunlarının çözülmesini bekleyen halkın üzerinde oturduğu arazileri ipotek ederek çözmeye çalışıyor. Cumhuriyet Parkı içindeki tesisler daha önce yapılan ihalelere karşı açılan davalardan feragat edilerek başka şirketlere işletmesi için veriliyor.

Hep ticari işler. Hep akçeli meseleler.

Daha fazlasını TKP Maltepe Belediye Başkan Adayı Yıldız Koç gündeme getirdi. Maltepe’deki bu akçeli işlere yönelik TKP adayının Belediye Başkanı Ali Kılıç’a sorduğu sorular hâlâ yanıtlanmayı bekliyor.

Bir de belediyenin işçileri var.

Müteahhitlerden, eşten dosttan, patronlardan onlara sıra hiç gelmiyor. KHK ile belediye şirketlerine geçen işçilerin geçişte yaşadıkları kayıpları telafi etme sözü veren Belediye Başkanı, aradan geçen aylara rağmen tek bir adım atmıyor. Geçtiğimiz haftalarda işçiler verilen sözlerin yerine getirilmesi ve sözleşmeye uyulması için sendikaları Genel-İş ile birlikte eylem yaptı.

Belediyecilik piyasa işine dönünce adaylar da birbiriyle rant projeleri yarıştırıyor. Maltepe’de Cumhur ittifakının adayı Ahmet Baykan, mevcut başkanı “projesizlikle” suçluyor. Hale bak. Sıralamış... Bat-çık yapacak, mahallelere yer altı otoparkı açacak, yeni rezidanslara ruhsat verecek, kentsel dönüşümde müteahhitlerle iş bitirecek. Baykan, Kılıç'a “ben patronlara daha fazlasını kazandırırım” diyor.

Maltepe Belediyesi ikisi için de bir Anonim Şirketi.

Uzun lafın kısası, bu bir belediyecilik düzeni ve hangi düzen partisi gelirse, hangi düzen adayı seçilirse seçilsin böyle işleyecek.

Üstelik halkın buna mahkum olduğunu düşünüyorlar.

Oysa şimdi Türkiye’nin dört bir yanında bir başka belediyeciliğin mümkün olduğuna dair kanaat güçleniyor. Türkiye Komünist Partisi’nin seçim çalışmalarının başında yayınladığı “Yerel Yönetimler için Komünist İlkeler” belediye işlerinin organize işler olmaktan nasıl çıkarılacağını da gösteriyor.

Halk seyirci olmaktan çıkacak, oyun bozulacak.

Maltepe için de böyle.

NOT: Türkiye Komünist Partisi’nin bir süredir mahallelerde açmaya başladığı semt evlerine yenileri ekleniyor. Bugün Ataşehir ilçesinde İçerenköy Mahallesi Semt Evi, 30 Mart Cumartesi günü Maltepe’de Altayçeşme Mahallesi Semt Evi açılacak. TKP’nin İstanbul Büyükşehir, Ataşehir ve Maltepe belediye başkan adaylarının katılımıyla yapılacak açılışlar, 31 Mart’tan sonrasını da kazanmayı hedefliyor. Bugün saat 19.30’da İçerenköy’de Ataşehirlilerle, Cumartesi saat 14.00’te Altayçeşme’de Maltepelilerle buluşmak üzere…