BMC işçileri ve Türk-İş hesapları

BMC işçileri 10 aydır ücretlerini alamıyorlar. Ara ara dağıtılan avans mahiyetinde ödemelerin her defasında işçiyi oyalamak için kullanıldığı son derece aşikâr.

Oysa fabrikanın sahibi Mehmet Emin Karamehmet’in servetinin küçücük bir kısmıyla alacakların bir çırpıda ödenmesi mümkün. Forbes’in “En zengin 100 Türk” listesinden hiç düşmeyen Karamehmet, bu yıl da 2,4 milyar dolarlık servetiyle listenin üst sıralarındaydı.

İşyerinde yetkili sendika olan Türk Metal meseleyi “BMC çalışanı, şirketin içine düştüğü bu darboğazdan çıkılabilmesi için bugüne kadar her türlü fedakârlığı yaptı” diye anlatıyor.

İşin özü, patronla sendika el ele işçiyi oyalayıp durdular. Bir de bu oyalamayı “TSK’ya kirpi üretiyor” diye mazur göstermeye çalıştılar.

Peki ne oldu da sendika işçileri İzmir’den Ankara’ya ve İstanbul’a yürüttü?

Bunu, “BMC işçileri sendikayı önüne kattı, eylem yapmaya mecbur bıraktı” diye değerlendirenler var. İpin ucunu tamamen kaçırıp, 12 Eylül rejiminin ürünü ve doğrudan bir sermaye organizasyonu olan bu sendikanın artık değiştiğini söyleyenler de var.

Bense “yoksa bu işin içinde başka işler mi var?” diye soranlardanım.

Kimse işçileri aptal yerine koymasın! Bu yürüyüşün ardından işletmenin büyük ölçüde tasfiye edileceği, yüzlerce işçinin işten çıkarılacağı, sonra da “kıdem tazminatları kurtarıldı” denileceği BMC işçisinden neden saklanıyor?

Daha ötesi de var.

Türk-İş’de olağanüstü genel kurul tartışmaları yeniden başladı. Muhteşem Beşli’nin (Mustafa Kumlu, Pevrul Kavlak, Ergün Atalay, Ramazan Ağar ve Nazmi Irgat) birlikteliği sona ermiş görünüyor. Bir ara işin, yönetim kurulu içinde Kumlu’nun istifasının talep edilmesine kadar vardığını, sonra meselenin soğutulduğunu artık sağır sultan biliyor.

Bir diğer bilinen mesele ise Türk-İş’in son genel kurulu hakkında açılmış bir iptal davası olduğu, davanın kazanıldığı ve Yargıtay’da beklediği.

Yani Türk-İş’de yeni bir kongre pek uzak görünmüyor artık.

Bu kongrenin Türk Metal ve Pevrul Kavlak etrafında şekillendirileceği ise yavaş yavaş daha belirgin hale geliyor. Tabi bunun olabilmesi için en başta, Kumlu ile iki dönem yol arkadaşlığı yapmış olan Kavlak’ın, mevcut Türk-İş yönetiminin kepazelikleriyle anılmaması gerekiyor. Bu yüzden geçmiş “suç ortaklıkları” değil, “eylem de yapan sendika/sendikacı” vitrini gerekiyor.

Ne tesadüftür ki BMC işçilerinin İstanbul’a yürütülmesi bu sürece denk geliyor.

Biraz öncesi de var meselenin.

Sendikanın 2011 yılının Mart ayında düzenlediği Kadın İşçileri Kurultayı’na ilk defa ve sadece hükümet davet ediliyor. Toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra birçok bakan katılıyor. Mustafa Özbek sonrası, Pevrul Kavlak’lı Türk Metal ile AKP’nin ilişkileri normalleşiyor ve hatta sendika yeniden “devletli” hale geliyor.

Sendikanın geçtiğimiz yıl yaptığı genel kurulunda ise bu sefer siyasi parti temsilcisi olarak sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu var. Kılıçdaroğlu, kongreye sendikalardan sorumlu MYK üyesi Yakup Akkaya ile birlikte katılıyor ve Pevrul Kavlak’ın elinden güzel bir plaket alıyor. (Yakup Akkaya, aynı zamanda mevcut Türk-İş yönetimine muhalif 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu üyesi Basın-İş Sendikası’nın genel başkanıdır) Belli ki Kılıçdaroğlu’nun sendikal alandaki kurmayları Türk-İş’e dair önümüzdeki dönem yapılan hesapların kokusunu alıyor.

MHP’yi hiç saymıyorum. Sendikanın şube ve temsilcilikleri ile yıllardır süren organik bağlar hiç kopmuyor.

Bir de Türk-İş’in içindeki muhalefetin son günlerde verdiği fotoğraf var. Geçtiğimiz hafta Kavlak’ın, BMC işçilerine seslendiği otobüsün üzerinde Petrol-İş, Deri-İş ve Tümtis’in genel başkanları ile el ele verdiği fotoğraf, BMC işçilerine verilen destekten fazlasına işaret ediyor.

Daha fazlasını Mustafa Öztaşkın’ın Evrensel’e verdiği röportajdaki sözlerinde bulabiliyoruz: “Biz Türk-İş’in bir an önce kongreye gitmesini istiyoruz. Türk-İş’de çoğulculuk anlayışı temelinde farklı sendikal anlayışların temsil edildiği bir yönetim oluşmasını savunuyoruz. Böyle bir yönetimin oluşması için Güç Birliği olarak her türlü katkıyı sunmaya hazırız”

***

Bir de hamaset ve kuyrukçuluk meselesi var.

Türk-İş’de olağanüstü genel kurul gündemi açılmış ve konfederasyonun başı için Pevrul Kavlak ismi yüksek sesle söylenmeye başlamış, bu konuda AKP’den CHP’ye ve kadim dost MHP’ye kadar herkes hesaplarını yapmış, Türkiye’de sendikal alanın önümüzdeki dönem, bu sermaye organizasyonu örgüt üzerinden yapılandırılacağı aşikâr hale gelmiş iken, BMC işçilerinin eylemine ilişkin gazetelerde bir tarafı hamaset diğer tarafı kuyrukçuluğa varan haber ve yorumlara tanıklık ediyoruz.

Yoksa Aydınlık’ın BMC eyleminden “Mustafa Kemal’in askerlerini”, Evrensel’in ise Türk Metal’den “sendika” icat etmesini basit bir haber/yorum hatası olarak nitelendirme şansımız bulunmuyor.

Yok bütün bunlara kuyrukçuluk ve hamaset demeyeceksek, herkesin meseleye yatırım yaptığı şu sıralarda, “o vakit bu işin içinde de bir hesap var” demek durumunda kalırız ki, ama ha…

[email protected]