Apronda deve kesmeye devam

AKP’nin THY’de neden olduğu skandal çoktur ama apronda deve kesme olayı bir numaradır.

Olay 2006 yılında yaşanmıştı. THY’nin uçak bakımından sorumlu şirket yöneticileri, çok sık arıza yapan RJ-100 tipi uçakların sonuncusunun, kiralandığı İngiliz şirketine teslim edilmesini kurban keserek kutlamaya karar veriyorlar. Kurban için bir deve bulunuyor. Güzelce süslenip, kamyon kasasında THY Teknik AŞ’nin ana girişi olan B kapısına getiriliyor. Oradan iade edilmek üzere apronda bekleyen İngiliz uçağının yanına kadar tören havasında yürütülüyor. Sonra tekbir sesleri arasında koca uçağın tekerleğinin dibinde deve kesiliyor.

Reuters olayı dünyaya, 2006 yılının en tuhaf olayları arasında ilk sıradan duyurmuştu.

Apronda deve kesme, aynı zamanda AKP gericiliğinin cüretini de göstermesi açısından önemliydi. Uçuş güvenliğini bile riske atabilecek bir gözü karalıktı bu.

Olayın birinci dereceden kahramanı, dönemin Teknik Başkanı Şükrü Can, kısa bir süre sonra görevden alındı. Alındı alınmasına ama birkaç ay sonra AKP’nin iyi ilişkiler içinde olduğu Nijerya devletinin havayolu şirketinde aynı pozisyonda göreve getirildi. Üç yıl sonra ülkeye döndü. Bu kez Onurair’de Teknik Genel Müdür olarak çalışmaya başladı. AKP’li bürokrat, apronda deve kesmenin mükâfatını böyle aldı.

AKP, sonrasında da THY’de hiç frene basmadı. Genel Müdür’ün Hac seyahatleri, uçuşlarda muhalif gazetelere koyulan ambargo, alkol servislerinin sınırlandırılması, hosteslerde kırmızı ruj yasağı gibi onlarca olaya imza attı.

THY’ye bağlı şirketlerde çalışan emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik müdahaleler de bu kapsamda oldu. Grev yasakları, işten atmalar, çalışma temposunun arttırılması… Sonuncuları ise THY’de yandaş sendika operasyonlarıdır. Her biri en az apronda kesilen deve kadar skandaldır.

İşe THY’de örgütlü Hava-İş Sendikası’nın yönetimini yandaş bir ekibe teslim ederek başladılar. Bırakın işçi hakları sendikacılık, havacılık sektörüyle en ufak biri alakası bulunmayan adamlar sendikanın başına getirildi. Halen sendikanın genel başkanlığını sürdüren zatın AKP’li bir milletvekilinin oğlu olması sanırım durumu daha iyi açıklıyor.

AKP, Hava-İş’i yandaşlaştırmakla yetinmedi. İkinci bir yandaş sendikayı bunun yanına yedekledi. Bu operasyon uçak bakım onarım şirketi THY Teknik AŞ üzerinden yapıldı. Geçtiğimiz yıl Yargıtay kararıyla, şirketin işkolu, taşımacılık işkolundan metal işkoluna geçirildi. Plan, işyerinde Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası’nın yetkili sendika yapılmasıydı. Ancak Teknik AŞ çalışanları Çelik-İş’e değil, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e üye olmaya başladı. Bakıldı ki plan bozuluyor, devreye önce Bakanlık sonra şirket yönetimi girdi. Bakanlık, THY’nin bir başka uçak bakım şirketi olan ve kısa bir süre önce kapanan HABOM’dan Teknik AŞ’ye geçişi yapılan teknisyenlerin, geçiş sırasında düşen Çelik-İş üyeliklerini yasaya aykırı bir şekilde aktif hale getirdi. Böylece Çelik-İş parmağını oynatmadan iki bin üye yapmış oldu. Çoğunluk tespiti için geri kalan sayı ise iki teknisyenin işten atılmasının yarattığı korku ve yöneticilerin sahaya inerek uyguladığı baskı sonucu tamamlandı.

Devamı var. Bakanlık Çelik-İş’e verdiği çoğunluk tespitini yasal olarak Birleşik Metal-İş’e tebliğ etmesi gerekiyordu. Birleşik Metal-İş de bu tebligat eline geçtikten sonra 6 işgünü içinde Bakanlığın tespitini yargıya taşıyabiliyordu. Bunun önüne geçebilmek için Bakanlık tebligatı sendikanın adresi yerine alakasız bir başka adrese yaptı. Süre dolunca da Çelik-İş toplu iş sözleşmesi masasına oturma hakkı kazandı. Teknik AŞ yönetimi ile Çelik-İş arasında apar topar 3 yıllık sözleşme imzalandı.

Hukuksuz sendika üyeliği, usulsüz çoğunluk tespiti, korsan yetki belgesi ve hükümsüz toplu iş sözleşmesi derken herkesin gözünün içine baka baka Teknik AŞ’de yandaş sendika operasyonu tamamlandı. Nasılsa memlekette hukuk askıdaydı.

Sonra DHMİ’nin taşeron firması Gezerler’de benzer bir operasyon yapıldı. İşletmede çalışan taşeron işçileri DİSK’e bağlı Sosyal-İş’te örgütlendi ve sendika çoğunluk tespiti için Bakanlığa başvuruda bulundu. Haftalar geçti, Bakanlık sendikanın başvurusuna yanıt vermedi. Sonra bir gece Resmi Gazete’de işletmenin işkolunun metal işkolu olarak değiştirildiği ilan edildi. Yine Hak-İş’e bağlı Çelik-İş çağrıldı. Baskı, tehdit, burada da Çelik-İş yetkiyi aldı.

Ve sonuncu operasyon geçen hafta başladı. THY ve Amerikan Pratt&Whitney şirketlerinin ortak iştiraki uçak motorları bakım şirketi Turkish Engine Center (TEC)’de de Teknik AŞ’de yapılan yandaş sendika operasyonu deneniyor. Önümüzdeki ay sendikaların yetki başvurusu yapacağı şirkette çalışanların tamamına yakını bir süre önce Birleşik Metal’e üye olmuştu. Son bir haftadadır TEC çalışanlarına bu sendikadan istifa edip Çelik-İş’e üye olmaları yönünde büyük bir baskı uygulanıyor. Şirket yönetimi Çelik-İş’le birlikte Birleşik Metal’in çoğunluk tespiti için gerekli üye sayısını düşürmeye uğraşıyor. TEC çalışanlarının önemli bir bölümü bu baskıya direniyor.

2006’daki deve kesme olayına imza atan Teknik Müdür, olayı “üstün gayretle çalışıp 18 aydır her türlü fedakârlığı gösteren arkadaşlar motive olsun diye bu işe kalkıştık” diye savunmuştu. Aynı mantık devam ediyor. Şirket yöneticileri çalışanlara kendi kucağında sendika armağan ediyor.

Yani anlayacağınız AKP apronda deve kesmeye devam ediyor.

Öte yandan çalışanlar, müdür parmağını burnuna doğru salladığında kuyruğunu kıstırıp söylenen yere imza atmaya devam ettikçe apronda deve kesme işi hiç bitmeyecek.

Ya da oyunu kimseye boyun eğmeyerek TEC çalışanları bozacak.