1 Mayıs’ın sözü

Sözü olmayan 1 Mayıs olur mu?

Kimin ne dediğinin belli olmadığı, her kafadan bir ses çıktığı… Her niyete yenen muz misali yani…

2013 1 Mayısı’nın sözünün ne olduğunu bilen var mı?

“Ne kadar kalabalıktık ama” diye böbürlenip durmamızın dışında geçen sene Taksim’de kutladığımız 1 Mayıs’ın sözünü hatırlayan var mı?
Panayırlaştırılmış kutlamalar yerine, memlekette siyasi iktidarın işçi sınıfına ara vermeden sürdürdüğü saldırıya karşı, güçlü bir enerji vermesi gerekmiyor mu artık 1 Mayısların?

Yani, gericiliğe karşı mücadeleye… Bölgesel savaş kışkırtıcılığına, yağmalanan varlıklarımıza, piyasacılığa, çözüm süreci diye gelen yeni anayasaya, başkanlık dayatmasına… Hepsinin arasında meze yapılacak şekilde gündeme gelecek olan kıdem tazminatının tasfiyesine, kiralık işçiliğe, bölgesel asgari ücrete, güvencesizlik ve geleceksizliğe karşı mücadeleye enerji vermesi gerekmiyor mu artık 1 Mayısların?
1 Mayıs’ın sözü olmazsa bu enerji sadece kitlesellikle yaratılabilir mi? Tek başına “Taksim” bunu yapabilir mi?

“Gazcı Güler çıktı yine sahneye ve elimizden almaya kalktı 1 Mayıs alanımızı!” Bundan başka hatırlanacak bir şey kalacak mı ertesi güne?

***

Bu yüzden bu 1 Mayıs’ta kimse “durumu idare edemesin”

Bu yüzden bu 1 Mayıs ayrıştırsın!

Bu 1 Mayıs, taşeron işçilerini canhıraş örgütlemeye çalışanlarla, “taşeronu sendikalar istedi” diyen başbakana bir çift laf bile edemeyenleri ayrıştırsın.

Çaykur’da greve soyunanlarla, grev kırıcı yandaş sendikacıları ve greve destek vermeyen Türk-İş yönetimini ayrıştırsın.

İşçilerin ekmeğini büyütmek için patronlarla kavgayı göze alanlarla, patron örgütlerinin genel kurullarını dolaşıp “rekabet gücünüzün korunması için tüm sendikal gücümüzle size destek oluyoruz” diyenleri ayrıştırsın.

AKP’nin “açılımının” daha büyük yıkımlara neden olacağını düşünenlerle, pusulasız peşe takılanları 2010 yılında Dolmabahçe kahvaltılarını reddedenlerle, 2013 yılında akilliğe soyunanları ayrıştırsın.

Bu işin çözümü sosyalizmde diyenlerle, bir taraftan AKP’nin açılımına karşı birinci cumhuriyette ısrar edenleri, öte taraftan yeni Anayasa için “yetmez ama evet”çi mantığı ayrıştırsın.

Ayrıştırsın ki, söylenen sözlerin ayırdına varılsın.

***

Ve 2013 1 Mayısı birleştirsin!

Barış isteyenleri, akan kanın sadece ülkemizde değil, tüm bölgede sona ermesini arzu edenleri, bunun için AKP’ye bel bağlamayanları birleştirsin.

Taşeronu-geçici işçisini, sendikalısını-sendikasızını, hizmet işçisini-sanayi işçisini, avukatı-mühendisi-doktoru, Kürt işçisini-Türk işçisini, “Emekçiler ne AKP’ye, ne CHP’ye mahkûm” diyenleri, “Ben 1 Mayıs’ı ertesi gün hatırlamak istiyorum” diyenleri birleştirsin.

Ve bu 1 Mayıs’ın sözü olsun.

Bu 1 Mayıs’ın sözü, koşulsuz sosyalizm olsun. Hiçbir şeyin arkasına bırakmadan, bekletmeden, “ama”sız, “fakat”sız bir sosyalizm olsun.

***
Çok mu ayrıştık? Çok mu az kaldık?

İki gün önce Hatay’da buluşan on binlerin verdiği ses hiç de öyle olmadığını gösterdi. Hatay’dan gelen bu ses yarın 1 Mayıs’ta, Kadıköy’de “reddediyoruz” diyenlerle sürdürülecek.

[email protected]