Her hal OHAL, OHAL her hal

8 Mart’tan bu yana OHAL KHK’si kalmadı. 31 OHAL KHK’sinin 5’i daha önce yasalaşmıştı. 26’sı da yasalaştı. 8 Mart tarihli mükerrer Resmi Gazete'yi açanlar 26 yasayı bir arada bulabilir.

OHAL’in hukuksuzlukları, adaletsizlikleri artık Meclis onaylı yasalarda yazılı.

Muhalefetin mazereti  hazır: Sayımız yetmedi… Geçmiş olsun.

Aynı muhalefetin içinde bulunduğu Meclis hukuksuzluk ve adaletsizliğin tüm unsurlarını taşıyan seçim yasası değişikliklerini de kabul etti. Demokrasiyi seçimle özdeşleştirenler, seçim yasasıyla demokrasiyi katlettiler.

Mazeret hazır: Sayımız yetmedi… Geçmiş olsun.

Artık OHAL KHK’si OHAL süresiyle sınırlı ya da değil ve OHAL’in gerekli kıldığı konular dışında hüküm içerir ya da içermez gibi tartışmaların üzerine toprak atıldı. Tüm hukuksuzlukları ve adaletsizlikleriyle birlikte şaibe altında duran OHAL KHK’leri, yasa kılıfıyla hukuk devletinin içine yerleşti.

Bu saçmalıklar TBMM’nin ürünü.  Hiç kimse “katılmadım, karışmadım, kabul oyu vermedim” gibi gerekçelerle sıyıramaz kendini.

Seçimi iktidara var, halka yok sayan seçim yasası olur mu? Hukuksuzluğu hukuk yapan belgeye yasa denir mi?

OHAL ilanından bu yana gözler, kulaklar, ağızlar kapalı oynandı oyun. Her hali OHAL, OHAL’i her hal yapan her şey herkesin gözleri önünde yaşandı. Mahkemeler yan gözle baktı, Anayasa Mahkemesi sırtını döndü OHAL hallerine.

OHAL uzatıldıkça uzatılırken, 31 KHK tozu dumana katarken yaşama geçirilemeyen direniş, yasama sürecinde de geçirilemeyince, şimdi Anayasa Mahkemesi yolu açıldı diye sevinilebiliyor.

Sonra da “OHAL’de seçim olur mu” teraneleri… Seçimlerde OHAL kalkmış olsa ne olacak? Yasalaşan OHAL düzeni ve yasalaşan adaletsiz seçim düzeni içinde OHAL kalktı diye sevinilecek mi?

AKP’nin seçim yasasıyla ve yasalaşan KHK’lerle OHAL’e gerek kalmayacak ki… OHAL “bonus” olacak.

Çok yüklenildi OHAL’e, haklı olarak çok yüklenildi. Çok yüklenildi de “devlet ve sermaye” özdeşleşmesinde, “devlet ve AKP” özleşmesinde, yasama ve yargı organlarının sermayenin ve AKP’nin güdümünde çalışmasında; gericiliğin, yobazlığın devlete ve topluma sindirilmesinde tüm suç OHAL’de mi? Fıkradaki gibi, “hırsızın hiç mi suçu yok”?

Suçlu OHAL ise şimdi daha da kötüsü geldi: Suçlu yasayla olağanlaştı.

OHAL birçok işe yaradı. Ama asıl olarak AKP yerine OHAL’in hedef alınmasına yaradı.

OHAL kaldırılırsa AKP gidecek mi?

31 OHAL KHK’sini yasalaştıran OHAL mi? Hukukla ilgisi olmayan seçim yasasını çıkaran OHAL mi?

OHAL kaldırılırsa sömürü düzeni gidecek mi?

İşi gücü bırakıp 2019 seçimlerine, asıl olarak cumhurbaşkanlığı seçimine vereceğiz dikkati öyle mi?

Yalanlar dolanlar bitmiyor. Taşeronlaşma, kadro verme, arabuluculuk, BES… Savaş… Nurettin Yıldızlara küçük fiskeler… “Yargı kararlarına uyarız” nakaratları…

OHAL KHK’lerinin yasalaşmasından sonra yayımlanan ilk kanunun adı: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. OHAL döneminde çıkan yasalar Meclis’in ne yaptığının göstergesi… Ya sermayeyi besliyor ya da emekçilerin haklarını kesiyor.

AKP’nin demokrasi diye yaptıklarına susanlar bugün yanılsamaların altında eziliyor. Düzenin tarzına alışanlar, yalnız kendilerini değil toplumu da ezilmeye mahkum ediyor.

Ortada devasa bir “yal çanağı” var. Emekçi halka sunulan bu. Yanında da milliyetçilik, din ve savaş sosları… Nasıl yersen?

Devasa yanlış ise umutsuzluğa kapılmak. Bu koşullarda “hak aranamaz” demek, “hak arama”yı köreltmeye katkıdan başka anlama gelmez. Hak arama köreltildikçe mücadele de köreltilir.

OHAL tabii ki yok edilmeli ama OHAL’i yaratan ve yasalaştıran, mücadelelerle kazanılan genel seçim hakkını gasp eden, sömürdükçe sömüren düzenle birlikte.

Büyük yal çanağı bir işe daha yarar… Kaldırıp sömürücülerin, yobazların kafasından aşağı boca etmeye…