Ali Rıza Aydın

Güncel ve yakıcı görev, emekçi halkın çaresizlik içinde düzen partilerinin sayısız hizbi arasına sıkışmaması için genel oy hakkına sahip çıkarak bağımsız, yurtsever, aydınlanmacı ve devrimci bir hattın örgütlenmesi.

‘BOYUN EĞME memlekete sahip çık’

Ali Rıza Aydın

Türkiye Komünist Partisine CNN Türk ekranlarında İstanbul Haber Müdürü tarafından “terör örgütü” denildi.

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın, Parti üye ve dostlarının, İletişim Emekçileri Dayanışma Ağının, duyarlı birçok gazetecinin tepkileriyle karşılaşılan bu yalan üzerine özür dilendi ama düzeltmenin nasıl yapılacağını, nasıldan öte, yayılan bu yalanın doğrusunun CNN tarafından gereğince anlatılıp anlatılamayacağını bekleyip göreceğiz.

TKP’nin yanıtı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve 2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasası hükümleri gereğince faaliyet göstermesiyle, il ve ilçe örgütleriyle, seçimlere girme hakkına sahip olan bir siyasi parti olmasıyla hukuksal olarak açık. Bu gerçek ve değerli… 

Hukuksal yanıttan daha gerçek ve değerli olansa siyaset ve ideolojisiyle, somut durum analizleriyle, çözüm belgeleriyle, devrimci duruşuyla, üye ve gönüllülerinin partili yaşam ve örgüt disipliniyle, parti programı ve kongre kararlarıyla, ilkeli tavır ve toplumsal sorumlulukla, emekçilerin hak savaşımlarını sınıfsal kulvarda yükseltmesiyle verilen yanıt.

TKP’ye önyargılı bakanlara bir haftadır güçlü bir biçimde alanlarda olan partinin pankartı dolanmadan, net yanıt veriyor: Boyun Eğme Memlekete sahip çık.

Güncel ve yakıcı görev, emekçi halkın çaresizlik içinde düzen partilerinin sayısız hizbi arasına sıkışmaması için genel oy hakkına sahip çıkarak bağımsız, yurtsever, aydınlanmacı ve devrimci bir hattın örgütlenmesi.

CNN Türk memlekete sahip çıkan TKP’ye “terör örgütü” derken ve CHP Genel Başkanı CNN International’a “NATO ile güçlü bir ittifakı destekliyoruz” diyor. TKP Batıyı kapitalist/emperyalist bütünlükle tanımlarken CHP “ülkemizin Batı ile entegre olmasını” istiyor. Sermaye sınıfını desteklemekte de özelleştirmeler de de durum faklı değil.

Gözü kapalı olarak parlamento, hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı demek, devletin ve hukukun sınıfsallığına, sermaye sınıfının egemenliğine ve sömürüsüne de gözleri kapatıyor.

Genel oy hakkının gaspına, haksızlıklara, hukuk garabetine, adaletsizliğe karşı çıkmak düzene gözleri kapatmak anlamına gelmiyor. Sınıfsal savaşım verenler bu karşı çıkışa eşitsiz  düzenin analizini ve çözüm yollarını da ekliyor.

“İnsanın insanı sömürmeye başladığı andan itibaren tüm tarih sınıf mücadelelerinin tarihidir ve tarihin doğrultusunu bu mücadelede hangi sınıfın ağır bastığı belirler” diyerek başlıyor TKP Programı.

Ve devam ediyor: “İnsanlık, ancak işçi sınıfının öncülüğünde kapitalizmi aşabilir ve böylece tarihin çarkı ileriye doğru dönebilir. Kendi sonunu hazırlayan dinamikleri yapısında barındıran kapitalizm, yine kendi yarattığı mezar kazıcısının, proletaryanın eliyle o mezara konulacak ve tarihe gömülecek.”

“Kapitalizm doğası gereği krizlerden kurtulamıyor, kendi sonunu hazırlayacak koşulları yaratmaya devam ediyor.”

21. yüzyılın başında “tarihin akışına burjuvazinin vurduğu gericilik dönemi, insanlığın içine düştüğü bu karanlık kalıcı olamaz. Çünkü sınıflar mücadelesi hiç durmadan sürüyor.”

Program, ekleriyle birlikte her zaman değerli, her zaman baş ucunda olmalı. Yaşadığımız güncel durumdaysa ivedi olarak okunmalı.

Direnme hakkı elbette kullanılacak, vazgeçilmez. Ancak direnilenin çözümü için yanıt üretilemezse direnişin gücü zayıflar, kırılır. Klasikleşen deyişle ortadan kaldırılmamış düşman tehlikelidir. Ama ortadan kaldırmak yetmez, yerine konulacak olanı bilmeyene direniş fayda etmez.

Ne kadar yalan saldırısı olursa olsun Türkiye Komünist Partisi, boyun eğmeyip memlekete sahip çıkanların, aydınlanmacı ve yurtseverlerin, sömürüye ve gericiliğe karşı olanların partisi olarak sosyalist devrimin ve emekçilerin cumhuriyetinin öncü gücü olan işçi sınıfını örgütlemek ve devrime önderlik etmek savını yaşama geçirmek için savaşım veriyor.