Tütüncü Tom Clarke ve İrlandalılar

1916 yılının paskalya tatiline rastlayan Pazartesi günü öğleden sonrası... Parnell addesindeki küçük bir tütüncü dükkanında taraflar tartııyor. Küçük, sefil bir dükkan ama o dükkanın varlığından yıllar sonra  

Tütüncü dükkanının sahibi Tom Clarke... Yaşı 58... Beyazlaşmış saçlarına rağmen hala dimdik ayakta. Görünüşü yalı, ama soluk mavi gözleri kalın camlı gözlüklerinin ardında pırıl pırıl parlıyor.

Tek derdi var Tom Clarke’ın: İrlanda’nın özgürlüğüne kavuşmaşı. İngiltere’nin egemenliğinden sıyrılması. Daha önceleri onun gibi savaşmış Robert Emmert, Daniel O’Connel gibi halk kahramanları var, ama hiçbiri başarılı olamamış.

Tom Clarke’ın da yaktığı ateş bir süre sonra sönüyor. İrlanda’nın özgürlük mücadelesi yavaş yavaş sönüyor ve bir süre sonra da bitiyor.

Tom Clarke tam on beş yıl İngiltere hapishanelerinde işkencelerden geçiyor, ama yılmıyor ve on beş yıl sonra da olsa, onca işkence ve zulümden sonra yine İrlanda’ya dönüyor ve kaldığı yerden yine özgürlük mücadelesine başlıyor. Ama koşullar değiştiği için, kendine yandaş da bulamıyor. Ulusalcıları ikiye bölünmüş halde buluyor. Çoğunluğu Parlamento’da daha geniş temsil edilme olanağı ararken, azınlık olanı mücadeleyi sürdürmeyi öneriyor.

Çoğunluk kazanıyor ve parlamentoda temsil edilmeyi görüyor.

Bunlar olup biterken, 1870 ile 1880 yılları arasında İngiliz Parlamentosu, İrlanda meselesini çözmek umuduyla ardı ardına yasalar çıkartıyor. Oysa aynı yıllarda İngiltere hükümeti İrlandalılar'ı kendilerine ait topraklardan kovuyor.

Bu sıralarda Michael Daitt adına biri çıkıyor ve İngiltere hükümetine inanılmaz bir baskı uyguluyor. İngiltere hükümeti çaresiz İrlanda’ya bazı haklar tanımak zorunda kalıyor. Tarım yapılan topraklarda vergi indirimi uyguluyor, iş güvenliği yasaları çıkartıyor, seçime katılma oranını yükseltiyor.

Yine bu sıralarda İrlanda’yı İngiliz Parlamentosu’noa temsil etmekte olan heyetin başına Charles Parnell diye biri getiriliyor. Parnell ve arkadaşları İrlanda davasını Londra’da başarıyla savunuyorlar, ama yetmiyor.

İngiliz siyaseti bunun da üstesinden geliyor.

Dönelim Parnell caddesindeki tütüncü dükkanına ve Tom Clarke’a...

On beş yıl İngiliz zındanlarında yattıktan onra yeniden vatanına dönen Clarke, kısa süre içinde kendi kurduğu teşkilatın Yüksek Konseyi’ne seçiliyor. İşte o andan itibaren de İrlanda kendini İngiltere karşısında bir güç olarak göstermeyi başarıyor.

Tam bu sıralarda İngiltere’de yeni bir seçim yapılıyor ve lieral parti iktidarı ele geçiriyor. Bu durum İrlandalı uzlaşmacıların umudu oluyor Tom Clarke’ın başlattığı bağımsızlık mücadelesi bir anda uzlaşmacı bir kimliğe dönüşüyor.

İrlanda’nın bütün cephesinde bir anda kararsızlık hüküm sürmeye başlıyor. Başta Belfast olmak üzere dört Protestan eyalette kararsızlık başlıyor. Bir süre sonra aldatıldığına karar veren halk yeniden başkaldırıyor.

Sokaklarda en tahrik edici, en baştan çıkarıcı marşlar söylenmeye başlıyor. Yeni lider arison, Ulster kasabasında yeniden bir gönüllüler orduu kuruyor ve İngiltere Parlamentosu’daki muhafazakarların desteğini de sağlıyor.

Bu sıralarda Almanya-İngiltere arasındaki tatsızlık had safhada... Almanya Ulster’i, ardından da yeni lider Carlson’uk İngiltere’ye karşı destekliyor.

İrlanda halkı da bu tür başkaldırmaya razı ve tüm gücüyle Carlson’u destekliyor.

9 Eylül 1914’te İrlanda direnişçileri Dublin’de gizli Abir toplantı yapıyor O güne kadar Tom Clarke’ı Parnell caddesindeki tütüncü dükkanında, tezgahın aında grenler onu tanımakta güçlük çekiyorlar. Artık Tom Clarke İrlanda’nın bağımsızlığı için savaş veren bir devrimci, Carlson da onun izinden yürüyen bir savaşçıdır.

Tom Clarke için bir an önce savaş başlamalıydı, ama öyle olmuyor. Koşullar Clarke’ın hareketine izin vermiyor. Hiç beklenmedik bir anda Connolly ve emrindekiler Clarke’ın hareketini desteklemeye hazır olduğunu bildiriyor, ancak Connolly bütün hareketin bir anda yok olmasına neden oluyor.

Hikaye uzun...

Ama İrlanda’nın kurtuluş öyküsü aslında bu kadar da kısa...

Ömrünü adayan bir tütüncü...

Yanlış zamanda yanlış yerde olan bir Connolly...

Tarih bu kadar basit ve acımasız.