Bu kitaba göre, AKP’nin 22 yılda yaptığı ve borç ödemesi 30-35 yıl sürecek otoyollar, köprüler, tüneller gibi her şey 100 temel eserden biri oluyor. “Hello Türkiye” sloganının kullanılması bile...
Bu eser1 (!), bakanlığın Strateji Geliştirme Başkanlığı’nda çalışan üçü ‘Dr.’ unvanı sahibi 21 kişi tarafından hazırlanmış. Bakan Y. Tekin ‘Sunuş’ sayfasında, “Cumhuriyetimizin 100. yılında, ülkemizin bu zamana kadarki birikimlerini ve kazanımlarını milletimizin hafızasında tazelemek ve inancın başarıya dönüşme öyküsünün hatırasını yaşatmak amaçlanmaktadır” diyor. Ancak kitapta yalnız “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın öncülüğünde hayata geçirilen övünç kaynağı” dediği eserlere (!) yer veriliyor. Bakan devam edip kitabın, “… dünyada yankı uyandıran çalışmalarımızın görünürlüğünü artırmak, çocuklarımızın ufkunu genişletmek, onlara ilham vermek ve onları cesaretlendirmek üzere … başta öğrenci, öğretmen ve velilerimiz olmak üzere milletimizin bilgisine ve istifadesine sunulmuştur” diyor.
Kitapta yer verilen ilk büyük eser (!), ‘15 Temmuz Demokrasi Müzesi’ oluyor. Kitapta bu müzeyle ilgili bir sayfalık yazı bile baştan aşağı AKP propagandası kokuyor. Örneğin bu sayfada, 2.733 yurttaşın yaralandığı ve 251 yurttaşın da öldüğü belirtilip “15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi, Türk milletinin direnişi ile bertaraf edilmiştir” deniyor. Oysa bu darbeye direnen sivillerin olması, darbenin sivillerce önlendiği anlamına gelmiyor. Çünkü birkaç yüz kişiden oluşan polis kuvvetinin tankla tüfekle değil gaz, plastik mermi ve tazyikli su ile Taksim’deki binlerce Gezi Direnişçisini dağıtmış olması, silahlı güçler karşısında sivillerin darbeyi önleme şansı bulunmadığını kanıtlıyor. Darbenin ancak ve yalnız Türkiye Cumhuriyeti’ne sadık kalan güvenlik güçlerince önlendiğinin bilinmesi gerekiyor.
Bu sayfada,“… müzede 15 Temmuz darbe girişiminin doğru anlaşılabilmesi için meş’um kalkışmanın faili olan paralel yapılanmanın, gayrimeşru ve sinsi faaliyetleri konusunda da ziyaretçiler bilgilendirilmektedir” deniyor. Ancak sekiz yıldır hâlâ darbenin asıl nedeni ve suçluları ortaya çıkarılmamıştır. Ayrıca bu darbe bahane edilerek yargı kararı olmadan görevlerinden uzaklaştırılan 100 binin üzerindeki mağdur, hâlâ görevlerine dönememişlerdir. Böylesine acılar ve belirsizlikler devam ederken bu konunun müze yapılması, öğrencilerin bu konuları öğrenmesinin istenmesi pek etik olmuyor.
Müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya bile temel eser olarak gösteriliyor. İlgili sayfanın başında “Ayasofya Camii, dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alır. Yapı; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği ile mimari ve sanatsal açıdan dünya çapında bir üne sahiptir” deniyor. Bu sayfada 537 yılında kilise olarak yapılan Ayasofya’nın, 1453’te camiye, 1934’te müzeye ve 2020’de de yeniden camiye dönüştürüldüğü anlatılıyor. Sonra da camiye dönüştürülmesi Ayasofya’yı anıtlaştırmış gibi bir algı yaratılıp bu dönüşüm, nasıl oluyorsa AKP’nin temel eseri oluyor!
Bu kitaba göre, AKP’nin 22 yılda yaptığı ve borç ödemesi 30-35 yıl sürecek otoyollar, köprüler, tüneller gibi her şey 100 temel eserden biri oluyor. Koronavirüs salgını sırasında milyonlarca öğrencinin yararlanamadığı ‘Eğitim Bilişim Ağı’, çok eleştirilen ‘şehir hastaneleri’ ve ‘millet bahçeleri’, açılan bir petrol kuyusu, son yıllarda uygulanmaya başlanan ‘merkezi hekim randevu sistemi’ bile 100 temel eser içinde yer alıyor. İnşaatına 1993’te başlanan ve 2007’de hizmete açılan Bolu Tüneli de, 2020’de keşfedildiği açıklanan doğalgaz da temel eser sayılıyor. Öğrencilerin bilgisine sunulacak bu kitapta, ağır sınıf taarruz helikopteri gibi araçlar da temel eser olarak sunuluyor.
Diğer devletler ile uluslararası kurum ve kuruluşlarla yapılan yazışmalarda “Turkey, Türkei ve Turquie” gibi sözcüklerin yerine “Türkiye” sözcüğünün kullanılması ile ilgili olarak başlatılan kampanya için “Hello Türkiye” sloganının kullanılması bile temel eser olarak sunuluyor. 1929 yılında çıkarılan 1416 sayılı yasayla başlatılmış olan bir uygulamaya AKP’nin eklediği “Yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek üzere gönderilecek öğrencileri seçme ve yerleştirme (YLSY) programı” bile temel eser oluyor.
Bakanlık aklına gelen her şeyi eser olarak sunarken, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi/ Sarayı, her gün bütçeden milyonlarca lira yuttuğundan mı, inşası yasal açıdan sorunlu olduğundan mı nedir, nedense temel eser olmuyor.
Eğitim bakanının sunuş sayfasında “Dünyada yankı uyandıran çalışmalarımız” demesi kerameti kendinden menkul bir ifade oluyor. Kitabı okuyunca, kitapta yer alan eserlerin birçoğunun da kerameti kendinden menkul eserler olduğu görülüyor.
Kerameti kendinden menkul nitelikteki ifade ve eserlerle dolu olan bu kitabın AKP’nin propagandası olması dışında bir değeri bulunmuyor. Bu kitabın ‘çocuklarımızın ufkunu genişletmek’ için hazırlanmış olması, AKP propagandasının- siyasetinin- okula girmesi anlamına gelip akla zarar bir durum yaratıyor. Hukuk devletlerinde bu tür siyasal içerikli kitaplar öğrencilerin bilgisine sunulmuyor.
Eğitim bakanlığının yayınları, bakanlığın propaganda bakanlığına dönüşüp çağdaş eğitime yabancılaştığını, yayınları hazırlayan bürokratların da ya yandaş olduklarını ya da koşullar gereği bu nitelikte yayınlar hazırlama zorunda bırakıldıklarını gösteriyor.