İsrail yeni Mısır’dan memnun

ABD’li araştırmacı Geoffrey Aronson, İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırısından sonra gerçekleşen gelişmeleri, İsrail-Hamas-Mısır ilişkileri çerçevesinde değerlendirdi. Aronson, İsrail’in Mursi yönetiminden memnun olduğunu yazdı.

Merkezi Vaşington’da bulunan Ortadoğu Barışı Vakfı’nda çalışan yazar ve araştırmacı Geoffrey Aronson, El Monitor’de İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırısından sonra ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirdi. İsrail yönetimi tarafından “Savunma Sütunu” olarak adlandırılan, yüzlerce Filistinlinin katledildiği operasyondan sonra yaşanan gelişmeleri İsrail, Hamas ve Mısır arasındaki ilişkiler çerçevesinde analiz eden Aronson, İsrail yönetiminin Mısır’daki Müslüman Kardeşler iktidarından “memnun olduğunu” yazdı.

İsrail’in Hamas’la diyalogu FKÖ’yle olandan daha gelişkin
Gazze’nin İsrail ile Filistin çıkarlarının en fazla çatıştığı alan olduğunu yazan ABD’li araştırmacı, buna karşın İsrail yönetiminin Hamas’la olan diyaloğunun Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile olan diyaloğundan daha ileride olduğunu savundu. “Bugün İsrail’in Hamas’la arasındaki Mısır aracılığıyla kurulan diyalog, İsrail’le Filistinliler arasında işler durumdaki tek diplomatik kanal” diyen Aronson, 21 Kasım’da imzalanan ateşkes anlaşmasının öneminin altını çizdi.

Aronson ateşkes anlaşmasının Hamas’la İsrail arasında kurulan “ustalıklı” ilişkinin son örneği olduğunu ifade ederek, “Hamas, İsrail’in kendisiyle müzakere etmediği kurgusuna dayanarak bu belgeyi imzalamadı. Ancak bu yalnızca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Halid Meşal’in paylaştığı stratejik çıkarları yansıtan yüzeysel bir tavır” dedi.

Ateşkes belgesinin de iki tarafın çıkarlarına uygun “bir şeyler” ortaya koyduğunu ifade eden Aronson, bu süreçte rolü İsrail ile Gazze’deki hükümet arasında bir arabuluculuk yapmaya indirgenen Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın kaybeden tek taraf olduğunu savundu.

Ateşkesten sonra
Ateşkes anlaşmasının Hamas ve İsrail ilişkilerinde bir yumuşamaya işaret ettiğini savunan Aronson, ateşkesin ardından İsrail’in Gazzeli balıkçıların avlanma sınırını 3,5 kilometreden 6,9 kilometreye çıkartmak gibi yetersiz ama hoş karşılanan adımlar attığını yazdı. Benzer şekilde İsrail’in 50 kilometre uzunluğundaki Gazze sınırında 300 metre genişliğindeki “yasak bölge” sınırlarını da daralttığını hatırlatan Aronson, şimdiden Gazzeli çiftçilerin bu bölgelerde tarıma başladığını ve bölgenin güvenliğinin silahsız Hamas kuvvetleri tarafından sağlandığını aktardı.

Aronson’un aktardığı daha önemli bir gelişme ise, ticari amaçla yapılan inşaatlarda kullanılmak üzere İsrail’den Gazze’ye çakıl sevkiyatına başlanması. İsrail, Gazze’ye inşaat malzemeleri sevkiyatını 2007 yılında Hamas’la El Fetih arasında çatışmalar çıkmasını fırsat bilerek durdurmuştu. Son Gazze saldırısının ardından İsrail’den Gazze’ye çakıl sevkiyatının yeniden başlaması bu nedenle önem taşıyor.

Gazze’ye sevk edilen malzemenin miktarından çok sevkiyata izin verilmiş olmasının önem taşıdığını vurgulayan Aronson, bu iznin İsrail’in, Mısır’dan Gazze’ye ulaşan tünellerden yapılan ticaret konusunda da daha “yumuşak” bir tavır alacağına işaret ettiğini yazdı. İsrail’in başlangıçta tünel ticaretine güvenlik bahanesiyle ambargo koyduğunu hatırlatan araştırmacı, “[İnşaat malzemeleri] sevkiyatının yeniden başlaması, artık bu tür endişelerin pek de zorlayıcı olmadığını düşündürüyor” dedi. İsrail Başbakan Yardımcısı Silvan Şalom’un günde 300 kamyon dolusu malzemenin Gazze’ye gönderildiğini söylediğini hatırlatan Aronson, Şalom’un konuyla ilgili “İstedikleri takdirde daha fazlasını da alabilirler” sözlerini de aktardı.
Yeni Mısır’ın getirdiği rahatlık

Aronson, İsrail yönetiminin Gazze’ye ve Hamas’a yönelik tavrındaki bu değişikliğin Mısır’a dönük de bir mesaj verdiğini savundu. ABD’li yazar değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“İsrail’e göre Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yönetimindeki Mısır hükümeti, Savunma Sütunu [operasyonu] sırasında ‘sınavı geçti’. Mısır’ın yeni liderleri, İsrail’in büyük bir saldırı başlatmak yönündeki sürpriz kararına başlangıçta öfke ve aşağılamayla yanıt verse de, Mübarek döneminde de benimsenen basmakalıp bir senaryoyu uygulayarak, şiddete son vermek üzere istihbarat uzmanlarını harekete geçirdi. Netanyahu hükümeti buna karşılık İsrail’in devreden çıkmış olması ve bununla ilgili kuşatması nedeniyle Mısır’ın omuzlarına binen, Gazze’nin refahı ile ilgili stratejik yükü hafifletebileceği sinyalini verdi. İsrail’in Gazze’ye denizcilik alanında uyguladığı ambargoya fiili olarak son verilmesinin ve belki de Gazze havaalanının yeniden açılmasının tartışılmaya başlanması şaşırtıcı olmayacaktır.”

İsrail’in halen Gazze’nin ekonomik açıdan Mısır’la olan göbek bağını kesmek niyetinde olmadığını ve bu durumun yeni bir savaşın tohumlarını serptiğini savunan Aronson, Netanyahu yönetiminin, bölgedeki değişiklikler çerçevesinde Gazze ve Hamas’ın iktisadi açıdan canlanmasında İsrail’in çıkarları açısından yeni olanaklar gördüğünü de ileri sürdü. Aronson, yeni durumda Kahire’nin, İran’ın Gazze’yi ziyaret eden Arap liderler kervanına katılma isteğini elinin tersiyle itmesi için İsrail ya da Vaşington’un kışkırtmasına ihtiyaç duymamasının ve Hamas’ın Suriye’deki gelişmeler nedeniyle İran’la olan ilişkilerini azaltmasının da belirleyici faktörler olduğunu vurguladı.

(soL-Dış Haberler)