Macaristan İşçi Partisi Başkanı Gyula Thürmer: Durum Birinci Savaş öncesine benziyor

TKP ile ikili görüşme gerçekleştirmek üzere İstanbul'da bulunan Macaristan İşçi Partisi Başkanı Gyula Thürmer, dün Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde bir sunum gerçekleştirdi. Thürmer, 'Avrupa'daki durum Birinci Dünya Savaşı öncesine çok benziyor' değerlendirmesinde bulundu.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile ikili görüşme gerçekleştirmek üzere İstanbul'da bulunan Macaristan İşçi Partisi Başkanı Gyula Thürmer, dün Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde (NHKM) Avrupa'daki siyasi ve ekonomik duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

'KAPİTALİST AVRUPA'NIN KURUMLARI SORUN ÇÖZEMEZ'

İki gün boyunca TKP komiteleriyle görüş alışverişinde bulunan Macaristan İşçi Partisi delegasyonu, İstanbul ziyaretinin son gününde Kadıköy NHKM'de bir seminer gerçekleştirdi.

Seminerde konuşan Macaristan İşçi Partisi Başkanı Gyula Thürmer, Avrupa'daki siyasi ve ekonomik gelişmelere ve Macaristan'daki duruma ilişkin soruları yanıtladı.

"Avrupa'daki durum, abartısız söylersek, Birinci Dünya Savaşı öncesi duruma çok benziyor" diyen Thürmer, "Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında çok büyük çelişkiler, AB'nin yanıt veremediği pek çok yeni sorun var. Ve öyle gözüküyor ki, kapitalist Avrupa'nın mevcut kurumları bu sorunları çözemeyecek" ifadelerini kullandı.

'BORÇLANMA SİSTEMİ ÇÖKMEK ZORUNDAYDI'

Thürmer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu durumun kaynağında kapitalizmin derinleşen krizi yatıyor. Avrupa kapitalizmi çok fazla üretiyor ve piyasa ağzına kadar dolu. Tekelci sermaye ürettiklerini satamıyor. Farklı yollar deniyorlar krizi aşmak için.

"Biliyorsunuz, tekeller ürünlerini satamadılar ve insanlara kredi verilmesi için bankalara baskı yaptılar. Herkes yeni bir araba, yeni bir televizyon, yeni bir daire sahibi olmaktan memnuniyet duydu. Ancak kimse, özellikle de genç kuşak, bu kredileri bir gün geri ödemek zorunda kalacağını düşünmedi. Gelgelelim bir gün bu borçlanma sistemi çökmek zorundaydı."

'DOĞU AVRUPA PASTADAN DAHA BÜYÜK BİR DİLİM İSTİYOR'

Yaşanan sorunları çözmek için Avrupa kapitalizminin önünde iki seçenek olduğunu belirten Macaristan İşçi Partisi Başkanı Thürmer, bu seçeneklerin neoliberalizm ve korumacılık olduğuna işaret etti. 

"Birinci alternatif, çok geniş ve bariyersiz bir dünya piyasası kurmak. Sadece finans kapitalin kurallarının işlediği büyük bir dünya piyasası: Neoliberal yaklaşım. İkinci olasılık ise ulusal kapitalizmin geliştirilmesi" diyen

Thürmer, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 

"Güçlü milli duygularla, güçlü hırslarla... Ulusal kapitalizmin geliştirilmesi çizgisi bugünlerde Doğu Avrupa ülkelerince izleniyor. Bu, aslına bakarsanız, kapitalist gelişimin mantıksal sonucu. Lenin, bunu yıllar önce kapitalizmin eşitsiz gelişim yasası olarak açıkladı: Batı Avrupa ülkeleri bizim gibi ülkelerin çok daha gelişkindi ancak şimdi Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan gibi ülkeler kayda değer bir gelişim gösterdiler. Ve artık Avrupa kapitalizminin ortak pastasından daha büyük bir dilim istiyorlar. Almanya ve Fransa ise bunu istemiyor, elbette."

'DOĞU AVRUPA HALKLARI SOSYALİZMİ YAŞADI'

"Doğu Avrupa ülkelerinin dikkate değer başka bir siyasi özelliği de var. Almanya da kapitalist bir ülke, Macaristan'tan da ancak önemli bir fark var - Bütün olarak Almanya'dan bahsediyorum, Doğu Almanya'dan değil elbette. 

"Fark şu: Almanlar sosyalizmin ne anlama geldiğini hatırlamıyorlar ancak biz Macaristan'da sosyalizmin ne demek olduğunu biliyoruz. Ve adım adım Macar halkı sosyalizmin olumlu yönlerini, avantajlarını anımsamaya başladı. 

"Geçmişte, 30 yıl önceki sosyalizmin çözülüşü sürecinde, Macar halkı çok büyük bir yanılsama içerisindeydi. Pek çok insan sosyalizmi 'değiştirmenin' sorun olmayacağını düşünüyordu. Sosyalizmin iyi yönlerini alıp, kapitalizmin iyi yönleriyle birleştirmeyi umuyorlardı. Sosyalizmin ücretsiz sağlık sistemini tutabileceklerini düşünmüşlerdi, ek olarak sosyalizm döneminde hiç yiyemedikleri kadar muz yiyebileceklerinin hayalini kuruyorlardı. Ancak durum hiç de böyle değil. Almanlar ve Avusturyalılarla eşit seviyelerde yaşıyacaklarını ummuşlardı ancak öyle bir şey de olmadı.

"Macaristan'daki ücretler AB ortalamasının 3'te biri oranında. Bütün refah ölçütlerinde durum bu."

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN MACARİSTAN'DA TARIMA ETKİSİ

Avrupa Birliği'nin ve kapitalistleşmenin ülkedeki tarımsal üretimi bitirdiğine dikkat çeken Thürmer, Macaristan'da elma üreticilerinin son aylarda yaşadığı sorunlardan da bahsetti.

Macaristan'da elma hasadının bu yaz çok sıcak geçtiği için erken başladığını aktaran Thürmer, kapitalizmin Macaristan'daki elma üretimi üzerindeki sonuçlarını şu sözlerle açıkladı:

"Avusturya'da üretilen elmanın 3'te ikisi, Macaristan'da ise 3'te biri en iyi kalitede. Dolayısıyla Avusturyalılar 3'te birden elma suyu üretirken, Macaristan 3'te ikiyi kullanarak elma suyu üretiyor. Çünkü Macaristan'daki tarımsal üretim 30 yıldır ileriye gitmiyor. İkinci bir sorun, Macaristan'daki üreticilerden elmayı kimin satın alacağına ilişkin. Sosyalizmin çözülüşünden sonra, Macar gıda sanayisi özelleştirildi ve yabancı şirketlere satıldı. Şu anda Macaristan'da elma suyu üreten ve elma satın alan en büyük şirket bir Avusturya şirketi ve adı Austria Juice. Bu yıl Macar üreticilerden elma almaya devam edeceğini ancak kilosu başına 13 Forint (1 Forint 0,023 TL'ye yani 2 kuruşa eşit) ödeyeceklerini söylediler. Bu ücret hiçbir şey değil. Satış için önerdikleri fiyat, üretim maliyetini bile karşılamıyor. Ve hükümet kesinlikle üreticiye yardım edemeyeceğini, piyasanın kurallarına karışamayacağını söylüyor."

'AVRUPA BİRLİĞİ VATANDAŞLIĞI HİÇBİR ANLAM TAŞIMIYOR'

Macar halkının ve özellikle gençliğinin bazı kesimlerinin ülkenin yaşadığı ekonomik ve siyasi sorunlar karşısında çözümü başka Avrupa ülkelerine kaçmakta bulduğunu belirten Thürmer, bu insanların göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları sorunlardan sonra ülkelerine geri dönmek istediklerini ifade etti.

"İnsanlar Avusturya'da ya da Almanya'da daha yüksek ücret alacaklarını düşünüyorlar ancak bu ülkelerde ikinci sınıf vatandaş oluyorlar" diyen Thürmer, "Pasaportlarımızda Avrupa Birliği vatandaşı yazsa da bu bir anlama gelmiyor. Diğer ülkelerdeki Macarlar kendilerini ikinci sınıf, hizmetkar olarak hissediyorlar ve Macaristan'daki koşullara geri dönmek istiyorlar. Ve tam da bu noktada insanlar sosyalizm zamanını hatırlamaya başladılar" değerlendirmesinde bulundu.

Thürmer sözlerini, "Tek yol dünyayı değiştirmek ve halkın seçeneğini yükseltmek" diyerek noktaladı.