CHP’nin isteği!

Haberlere göre bir CHP yetkilisi, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, “Eğitimin kalitesi arzu edilen seviyede değil. Öğretmenlerin sorunu çözülmeden, eğitimin sorunları çözülemez” demiş. Bu söylem, normal bir ülkede ve normal koşullarda geçerli bir söylem olsa da, günümüz Türkiye’sinde geçerli bir söylem mi?

CHP yetkilisi bu söylemin ardından şu 5 istekte bulunmuş: “1. Öğretmenlik mesleğinin yeniden toplumun en saygın mesleklerinden biri haline getirilmesi konusunda tüm gayretler sarf edilmelidir. 2. Öğretmenler ücretli ve sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek ders ücretleri iyileştirilmelidir.3. Öğretmenlerin özlük hakları da özel bir yasa ile güvence altına alınmalıdır. 4. Hiçbir öğretmen ve yönetici üyesi bulunduğu sendikaya göre değerlendirmeye tabi tutulmamalıdır. 5. Okul yöneticilerinin atamaları ideolojik yaklaşımlarla yapılmamalıdır.”

Bir an için öğretmenlerimizin, dış politikadaki gibi değil gerçekten de “0 sorun” yaşadıklarını varsayalım. Öğretmenlik mesleğinin saygın bir hale getirildiğini, ücretlerin yeterli düzeye çıkarıldığını, özlük haklarının güvence altına alındığını, öğretmenlerin üyesi olduğu sendikaya göre değerlendirilmediğini, okul yöneticilerinin atamalarının ideolojik olmadığını varsayalım. Bu durumda, yeni müfredattaki, “imam hatip öğrencilerinin (esasında tüm öğrencilerin) güncel sorunları din kitabına ve sünnete göre çözmeleri” ilkesi ortadan kalkmış mı olacak? Öğrencileri “cihat” anlayışıyla yetiştirmekten vaz mı geçilmiş olacak? Değerler eğitiminin Kuran kursu öğreticileri ya da Ensar vakfı gibi gerici kuruluşlarla yürütülmesi mi durdurulacak? Bakanlık, çocuklarımızı gericileştirmek için diyanetle ve yandaş gerici kuruluşlarla yaptığı akıl-almaz konulardaki projeleri iptal mi edecek? Seçme sınavlarında, din kültürü ve ahlak bilgisi ile yabancı dil derslerinden soru sorulmayacak mı? Yeni müfredatla çocuklarımıza dayatılan halifelik, padişahlık, Osmanlılık ve Arapça güzellemesi rafa mı kaldırılacak? Cumhuriyetin aydınlanmacı kazanımlarına mı sahip çıkılacak? Körpecik çocuklara, henüz tam olarak ne olduğu, kimin tezgahladığı ve kimin gerçek suçlu olduğu bilinmeden ve de 300 şehitle demokrasinin kurtulduğunu iktidarın gözüyle anlatan 15 Temmuz konusunda geri adım mı atılacak? Kapatılmış olan genel liseler açılıp sınavla girilen liseleri kazanamayan çocuklarımız imam hatip ya da açık liseye gitmek yerine istediği genel liseye mi gidebilecek? Cumhuriyet düşmanlarının adı, artık devlet okullarına verilmeyecek mi? …   

Bu soruları uzatmak mümkün de bu soruların yanıtı ne? “Evet” diyebiliyorsanız, CHP yetkilisi bu isteklerinde haklıdır elbette.

Ancak bu sorulara “Evet” diyemiyorsanız, bu gerçeklerin yaşandığı ülkede, CHP yetkilisinin söylemi, havada kalan bir söylem olmanın ötesinde, hedef saptıran bir söylem olmuyor mu?

Bu arada, ne yazık ki CHP yetkilisinin beş isteği de, “öğretmenlik güzellemesi” olmanın dışında bir anlam  taşımıyor. Çünkü ve de bilindiği gibi, örneğin tüm devlet kurumlarını “İmam Hatip Camiası, bir mektep mensubiyeti ya da bir diploma değildir. Bir Zihniyettir, Bir Misyondur” anlayışında olanlar dolduruyor. Bir ilahiyatçı, Talim Terbiye Kurulu başkanlığına getiriliyor. Bırakın yöneticileri, tüm öğretmenlerin ideolojik olarak atanmasını sağlayacak “performans değerlendirme” konusu, 2014 yılında kabul edilen dershane yasasına girdiği gibi, ideolojik uygulamayı daha da kolaylaştıracak yönetmelik değişikliği de yapılıyor. Çocuklarımızı gerçeklerden koparıp cumhuriyet düşmanı yapacak ve cihat anlayışıyla yetiştirecek yeni müfredat yürürlüğe giriyor. Yeni müfredatla ilgili olarak cumhuriyet ve insanlık dışı olduğu kadar gerçeklerle de taban tabana zıt ifadeler içeren kitaplar üretiliyor. Gazetelerde hemen her gün, okullarla ilgili olarak vicdan sahibi olanları, insanlığından utandıran söylem ve uygulama haberleri çıkıyor. Üniversitelerin bile okullara benzediği görülüyor. Üniversitelerimiz, “En iyi tedavi ruhi tedavi ve namazdır” ve “Helal olmayan katkıları içeren ilaçların inançları tehdit ettiği” gibilerinden bilimsel(!) söylemleri/yaklaşımları olan rektörler tarafından yönetiliyor. …

Yukarıdaki paragrafta özetlenen gerçekleri engelleyip tersine çevireden, öğretmenlerle ilgili beş istek güzellemenin ötesine geçebilir mi?

Muhalefet partilerinden, güzelleme yerine laik, bilimsel ve hukuksal olmayan uygulamaları engelleme, en azından engellemek için etkili tepkiler verip çaba harcamaları bekleniyor.

Yoksa piyasacı ve gerici her konuda, atı alan Üsküdar’a geçiyor.

[email protected],