Yıldız Dağları'na yurtseverlik esiyor, "Proje" çöküyor

KENTİN SESİ - Trakya Yazıları Trakya'da rüzgar yön değiştirmeye başladı. Avrupacılık, fon kaplancılığı ve dahi işbirlikçilik akımına karşı yurtseverlik daha güçlü esiyor şimdi. Kitle önderleri, aydınlar ve biliminsanlarımız yüzünü yurtseverliğe dönüyor. İşçi ve emekçi kitleleri de içine alarak, geometrik olarak büyüyecek bir duvar örülüyor.
29 Mart yerel seçimlerinden hemen sonra bu köşede bir değerlendirme yapmıştık. AKP'nin bölgede gerilediğini, yerel yönetimlerde nal topladığını belirtmiştik. Buna rağmen AB muhipliğinin etkisini sürdüreceğini öngörmüştük. Avrupa kurumlarıyla görevlerini aşan biçimde tuhaf ilişkilere giren AKP valilerinin yerinde durduğunu, fon sarhoşu olmuş liberal "sol"un hala baskın olduğunu yazmıştık. Fakat gün çabuk geliyor, devran hızlı dönüyor.
AKP özellikle Trakya'da ne yapacağını şaşırdı. Kapitalist krizin derinleşmesiyle işsiz kalan emekçiye, mahsülüne makul fiyat alamayan köylüye, dükkanına kilit vuran esnafa ne diyeceğini bilemiyor. "Halkın bir kısmını AB projelerine yamarız, yabancı sermayeye kuralsız gül bahçesi hazırlarız, Trakya'yı özerkleştirip eyalet statüsü veririz, olur biter" diye hesaplamışlardı belki.
Geçen hafta görevden alınan Tekirdağ ve Kırklareli valileri, hükümetin temsilcisi olarak, böyle düşünmüşlerdi. O yönde ciddi çaba harcıyorlardı. Bölge Kalkınma Ajansı planlarıyla, "genel valilik" düşleriyle beraber gittiler. Birisi Fetullah çocuklarıyla, AB-ABD-NATO oğlanlarıyla Balkan kongreleri yapıyordu. Diğeri "o fotoğraf çektirme kongresiydi, ben bir kongre yaparım görürsünüz o zaman" diyor ama bir türlü kongre-mongre toplayamıyordu. Biri AB memurlarına "kentimi paylaşmaya hazırım" sözleri veriyor, diğeri ise Bulgaristan'a bile gidemiyordu. "F tipi yapılanmaya kim daha çok destek verir" yarışına girmişlerdi. "Projeciliğin dibine kim daha çabuk vuracak, emperyalist sermayeye kim daha fazla ayrıcalık tanıyacak" dallarında trajik bir kapışma izliyorduk. Bu "tatlı rekabet" her ikisini de güldürmedi, buruk ayrıldılar.
Daha büyük bir burukluk Yıldız Dağları'nda yaşanıyor. ABD-AB'nin Karadeniz kıyısında stratejik avantaj elde etmek için "insansız bölge" kurma planları topallamaya başladı bile. Bulgaristan'daki Stranca ile Yıldız Dağları'nı AB yönetiminde birleştirme projeleri şimdiden çamura saplandı. Milyonlarca avroluk bütçeli projelerin bir sonuca ulaşamayacağı ortaya çıktı.
"Bay Yeşil" ve yerli yandaşları "yeşil oğlanlar" adım bile atamıyorlar. Birçok ulusal ve yerel kitle örgütü projeye tavır almış durumda. Yurtsever Cephe, aydınlarımızı ve kanaat önderlerimizi uyarma yönünde her geçen gün daha geniş bir çerçeveye ulaşıyor. Sadece Kırklareli ve Trakya'dan değil memleketin birçok yöresinden, değişik ülkelere dağılmış gurbetçi yurttaşlarımızdan destekler yağıyor. Farklı siyasi eğilimlere sahip olsa bile yurtseverlik temelinde geniş bir cephe kuruluyor.
Geçen hafta TMMOB'un düzenlediği Kırklareli Sempozyumu'nda Yurtsever Cephe konuşuldu. Yıldız Dağları projesinin gerçeğini anlatan bir metin tüm katılımcılara dağıtıldı. Yalnızca bölgeden değil, başka illerden gelmiş bilim insanlarımız da ilgi gösterdi, detaylı bilgi istediler. Yine geçen haftasonu İğneada/Kırklareli'de yapılan Marmara Çevre Platformu toplantısında, etkin bir kanaat önderimiz konuşmasında "Yıldız Dağları projelerine dikkat edin" dedi.
Daha önce Dünya Bankası destekli projelerde yer almış, projeye özü itibarıyla karşı çıkmayan kimi çevre örgütleri bile Bay Yeşil'i yalnız bırakıyorlar. Birkaç gün önce böyle bir kitle örgütü başkanıyla Yıldız projesi üzerine söyleşme fırsatımız oldu. Yazmamıza izin verdiği için bazı ilginç noktaları paylaşmak istiyoruz.
Dernek başkanı diyor ki:"Ben dernek olarak projeyi protesto ettim ve hiçbir aşamasında yeralmayacağımızı kendilerine ilettim.
Gerek Ankara'dan gelen bakanlık ve Milli Parklar'ın çalışanları, gerekse projenin anlaşmış olduğu kişilerin alan ile, alanda yaşayan insanların sosyo - ekonomik yapısıyla, psikolojisi ile ilgili olarak hemen hepsi bilgisiz ve donanımsız.
Doğa Eğitim Merkezi için İğneada'da bitirilmiş ve donatılmış bir ziyaretçi merkezi varken ve boş tutulurken, Dereköy'deki harap Orman Müdürlüğü lojmanlarının tamiratı için 845 milyar 430 milyon lira ayrılmış olması bana çok saçma geldi.
Ayrıca klişeleşmiş SWOT analizi taktikleri ile ortaya bir tahta koyup, tehditler - avantajlar - güçlü yönler - zayıf yönler diye kağıdı dörde bölmek ve bu verilerden birtakım raporlar çıkarmaya kalkmak bana çok sahte ve kolaycılığa kaçmak gibi geldi."
Bir yorum yapmaya gerek var mı? Yıldız Dağları'ndaki AB-ABD projesinin başarılı olma şansı var mı sizce? Bay Yeşil şahsındaki ABD-AB odağı fena çuvallayacak !
Bir başka kitlesel meslek örgütü, Peyzaj Mimarları Odası projeye ilişkin kaygılarını bizimle paylaşırken önemli bir noktaya dikkatimizi çekti:
"Biliyor musunuz, Biyoçeşitlilik ve Doğa Kanunu Yasa Taslağı çalışması var bakanlığın. Bu yasayı önemsiyoruz ve taslak üzerinde de ciddi çalışmalar verdik, madde değişikleri istedik. Yasalaşmasını bekliyoruz ve nedenini anlayamadığımız bir şekilde istedikleri her yasayı bir saniyede yasalaştıran hükümetin bu konuda beklemesi düşündürücü. Yıldız Dağları Biyosfer Projesi yasal dayanağı, mevzuatı olmayan bir proje!"
Kısacası, neresinden tutsanız elinizde kalıyor ! Hukuki değil, meşru hiç değil ! "Proje"ciler peki ne yapıyorlar bu durumda? Amatör fotoğrafçıları toplayıp Yıldız bölümü köylerini gezdiriyorlar. Projeyi amatör fotoğrafçılara "halkla ilişkiler" gösterisi sunarak yürütmeyi düşünüyorlar herhalde.
Daha trajik olanı da var. Duyduk ki, köy muhtarlarını otobüslere doldurup Bulgaristan'a götüreceklermiş. Projenin oradaki "başarı"sını gösterip muhtarları ikna edecekler. Böylesi ucuz taktikler düşünülüyor. Bulgaristan'daki Stranca'nın mafya tarafından nasıl işgal edildiğini, koruma sahasına "90 dairelik kondu"lar yapıldığını ve dahası o ülkenin çürümüş hukuk sistemi sonucunda mahkemelerin işgal mafyası lehine kararlar verdiğini, 30-40 kişilik çevreci grupların beyhude çabalarla karşı koymaya çalıştıklarını kimse ortaya koymayacak mı sanıyorsunuz? Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz?
Son sözümüz şudur: Kaçın, ABD-AB'nin "misyon" görevlisi Bay Yeşil ve onun "proje"si çöküyor ! Yıldız Dağları'nda artık yurtseverlik rüzgarı esiyor. Memleketin bilim insanları, aydınları, kitle önderleri Yıldız Dağları'na sahip çıkacak, emperyalizm bu defa Karadeniz'e dökülecek!