Yıldız Dağları Proje Ekibi'ne Çağrı

KENTİN SESİ - Trakya Yazıları

Yıldız Dağları'nın emperyalizmin denetimine bırakıldığını anlatan haber ve yazılarımız üzerine Yıldız Dağları Biyosfer Projesi ekibinde yer alan birkaç bilim insanından tepki geldi. Kendilerinden izin almadığımız için isimlerini ve yazılarını yayımlamayı etik bulmuyoruz. Fakat 24 Nisan 2009 tarihinde proje ekibine yazılı olarak ilettiğimiz yanıtı açıklamayı, kamuoyunu bilgilendirmek için önemli görüyoruz. Hem yanıt, hem de bir çağrı içeren cevabımızı aşağıda sunuyoruz.

AB fonları "nereden ve nasıl bakıldığına bağlı" bir vaka. Biz, memleketin tam bağımsızlığı açısından bakıyoruz. Bu fonların ülkemizin yararına olamayacağı kanaatini taşıyoruz. Söz konusu olan elbette siyasal bir duruştur, çözümü de siyasal olarak görmektedir.

Örneğin, sosyalist bir iktidar AB aday üyeliğinden çekilme kararı alacaktır. AB fonları ve bu fonların yönlendirmesinden kurtulmak için sınır ötesi işbirliği programlarından, mesela Yıldız Dağları projesinden çıkacaktır. Bunun yerine halkın gücüne inanarak, kendi emeğimize güvenerek biyosfer rezervleri oluşturacak, bunun için UNESCO onayı aramayacak, orman köylüsünün sıkıntılarına çare bulabilecektir.

Doğal kaynakların korunması ve köylü yurttaşlarımızın kalkınması için AB'ye veya başka bir uluslararası güce gerek olmadığını düşünen bir seçenek hayata geçebilir. Çabamız bu seçeneğin gerçekleşmesi içindir.

Sorumlularından birisi olduğunuz Yıldız Dağları projesine somut çerçeveden bakıyoruz. Proje'nin Trakya'da yürüyen Bölge Kalkınma Ajansı kurulması, sınır ötesi işbirlikleri gibi diğer faaliyetlerle birlikte devam eden "AB-ABD güdümlü Trakya eyaleti" planının bir bileşeni olduğunu saptıyoruz.

soL Haber Portalı'nın arşivine bakarsanız, "eyaletleştirmeyi" bölgesel, ulusal ve uluslararası boyutlarıyla ele alan onlarca haber ve yazı bulmanız mümkündür.

Bir örnek olarak, TBMM'de yazılı soru önergesine dönüşmüş haberimiz şudur: http://haber.sol.org.tr/mansetler/anamanset/trakya-bolunuyor.html

En son değerli hocamız, Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Poyraz Ülger "AB, Trakya'dan ötesini istemiyor" saptamasında bulunmuştur. (http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/12754.html)

Şüphesiz bu sürecin bütün sorumlusu siz veya ekibinizdeki tek tek kişiler değil, esas olarak siyasal iktidardır. Ve oldukça nesnel bir gerçeklik olarak da kişisel niyetlerden bağımsızdır. Şahsi olarak siz ülkenin bağımsızlığına önem verebilirsiniz. Lakin üstlenilen roller, niyetinizin dışında sonuçlara yol açmaktadır. Niyete değil ortadaki gerçeklere bakmak tek bilimsel tavırdır ve biz de öyle yapıyoruz zaten.

DPT'nin TR 06 02 16 no'lu proje dökümanı gerçek midir, değil midir? Bulgar Ulusal Orman Dairesi uzmanı Georgi Tınçev'in 4 Mart 2005 tarihli açıklaması, meselenin özünü anlamak bakımından yeterince açık değil midir? AB proje ödenekleri, Türkiye asıl üye olmadığı için Bulgaristan ile ortaklık şartıyla ve Bulgaristan yönetimine verilmemiş midir? Bulgaristan, Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'nde "paydaş" değil midir? Proje Yönetim Birimi ve Yerel Proje Uygulama Birimi görevleri arasında "Bulgaristan tarafıyla koordinasyon" görevi yok mudur?

"Bir kaç proje var, karıştırmayın" diyorsunuz. Bu sözünüz bizim savımızı kanıtlamaktadır. Biyosfer Projesi, "Yeşil Şebeke" ve İstanbul Ticaret Üniversitesi-SEERC (Yunanistan) projelerinin hepsinin, bir birini bütünleyen bir biçimde Yıldız Dağları'nda uygulanması tesadüf müdür?

Bizim yerimize geçin ve tüm bu verileri alt alta koyun. Subjektif bir değerlendirme yapıp "proje ekibi iyi niyetli" mi dersiniz ? Yoksa bilimsel bir bakışla "bu kadar bir diğerini tümleyen proje var, hepsi de AB fonlamalı" çıkarımını yapıp, haberinize "Yıldız Dağları AB'ye Bırakılıyor" başlığı mı atarsınız?

Bu arada, projelerde "taraf" gözüken Bulgaristan ve Yunanistan konusuna kısaca değinmeliyiz. Biz kesinlikle komşu ülkelere karşı düşmanlık uyandırmak amacı gütmüyoruz. O nedenle arka plandaki asıl gücün, AB'nin, emperyalizmin tehdit oluşturduğunu ifade ediyoruz. AB, Bulgaristan'ın fon musluklarını bir açıp bir kapatıyor, tam bağımlılığa mahkum ediyor. Yunanistan'ı ise ABD ile birlikte hareket ederek Batı Trakya meselesi üzerinden sürekli sıkıştırıyor.

Sözlerimizden "üzüntü duymanız" ne yazık ki gerçekleri değiştirmiyor. Sizin niyetinizin ve hatta Biyosfer Projesi'nin tekil amaçlarını da aşan biçimde bir süreç işlemekte, Yıldız Dağları uluslararası yönetime terk edilmektedir. Trakya memleketimizden adım adım koparılmaktadır. Bölgedeki belediyeler, dernekler hatta ilköğretim okulları "projeci"liğe yönlendirilmekte, AB fonlarına mahkum edilmektedir.

"AB fonları iyi şeyler için imkan sağlayabilir" diyorsunuz. İmkanları niçin biz sağlamıyoruz? AB'ye, fonlarına mecbur muyuz? Yıldız Dağları'nı şimdiye kadar AB fonlarıyla mı koruduk? Orman köylüsünü AB parasıyla mı besledik? Bu toprakları AB'den fon alarak mı memleket yaptık?

Son olarak, tüm proje yöneticilerine bir teklifte bulunuyoruz.

Bu projeyi bırakınız. Talihsiz görevlerinizden istifa ediniz. "Üzülüyorum, yaralanmış hissediyorum" dememek için bu projeden sıyrılınız. Bilim insanı ve aydın sorumluluğuyla fotoğrafın bütününü göz önüne alınız. Memleketin bağımsızlığı için, Trakya'nın yurt toprağı olarak kalması için sürecin bir parçası olmaktan çıkınız. AKP hükümetine ve onun valilerine bu kadar bel bağlamayınız.

Geliniz, Yıldız Dağları'ndaki köylere gidelim. Kahvehanelere, evlere girip yurttaşlarımıza şunu söyleyelim:

"Biz bu memleketin aydınlarıyız. AB'den de, fonlarından da vazgeçtik. Hür aklımız ve hür vicdanımızla her türlü ayak bağından kurtulduk.Sadece siz yurttaşlarımıza, sizin azim ve kararlılığınıza sizin bu dağları, bu ormanları yurt yapan emeğinize güveniyoruz. Memleketin bağımsızlığını sakınan yurtseverliğimizle, sizinle beraber çalışmaya geldik. Bilgi ve tecrübelerimizle destek olmaya hazırız."

Var mısınız?

Orman köylerindeki yurttaşlarımızdan korkmayınız.

Halkın gücünden ve emeğinden korkmayınız.

İnisiyatif geliştirmelerinden, kendi kaderlerini ellerine almalarından korkmayınız.

Oralara gidebilmek için AB kokartı takmanıza gerek yok, yurttaş olmak yeterli.

Göreceksiniz, ödedikleri vergilerden maaş alan siz bilim insanlarının bu dürüst tavrını takdir edeceklerdir. Emin olunuz, sofralarında size yer açacaklardır. Kuşku duymayınız, ormanları korumak, kendi yaşam koşullarını iyileştirmek için ne gerekiyorsa yapacaklardır.

AB fonlarını bir tarafa bırakıp, halka hizmet ve yurtseverlik bilinciyle, Kırklareli köylerine gitmeye var mısınız?