“Bay Yeşil” Yıldız Dağları'nda – II

KENTİN SESİ - Trakya Yazıları Bay Yeşil'den veya Yıldız Dağları Biyosfer Projesi ekibinden hala ses yok. Geçen yazıda sıraladığımız veriler (http://haber.sol.org.tr/yazarlar/13564.html ) karşısında tek bir itiraz gelmedi. "Sessizlik kabul etmektir" deyip, Bay Yeşil'i tanıma çabamızı sürdürelim.
Yıldız Dağları'nı "sınır ötesi koruma sahası"na dönüştürme projesinin lideri Dr. Michael John Beverley Green hakkında şimdiye dek neler öğrendik? Kısaca hatırlayalım:
1- Bay Yeşil herkesin ulaşabileceği, soru sorabileceği bir kişi değildir. Yıldız Dağları projesine kim tarafından dahil edildiği dahi bilinmemektedir. 2- Bay Yeşil sınırı aşan doğa koruma alanları için uluslararası tekeller ve emperyalist askeri güçlerin daha etkin olmasını istemektedir. 3- Bay Yeşil, Amerikan donanmasına Karadeniz için "açık kaynak istihbarat" sağlayan sözde sivil bir kurumda çalışmıştır. 4- Bay Yeşil, Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'yle bölgeye ilişkin detayları öğrenerek "donanımlı bir kaynak" olabilecektir.
Bu saptamaları içeren önceki yazımızı proje ekibinin tüm üyelerine gönderdik. Yanıt alamadık. Ayrıca Bay Yeşil'in Doğanın Korunması İçin Uluslararası Birlik - Korunan Alanlar Dünya Komisyonu (IUCN-WCPA) ilişkisine dair sorumuz da hala cevapsız. Fakat WCPA'nın Eylül-2008 basımı üye rehberinde bir değil birkaç yerde birden Bay Yeşil adına rastlıyoruz. Bay Yeşil, Birleşik Krallık (İngiltere) adına WCPA'nın örneğin Dünya Mirası, Dağlar Özgün Popülasyonu gibi bölümlerinde kayıtlı görünüyor. Yer aldığı bir bölüm daha var ki gayet ilginç bir isme sahip: Yönetim Etkinliği Görev Gücü... Bilindiği gibi "görev gücü" kavramı Amerikan donanması tarafından icat edilen ve daha sonra NATO terminolojisine giren bir sözcük grubu. Daha çok emperyalizmin çatışma veya işgal sonrası konuşlandırdığı askeri birlikler için (Lübnan, Kosova vb.) kullanılıyor...
Yönetim Etkinliği Görev Gücü ne iş yapıyor dersiniz? Dünya koruma alanlarının uluslararası sermaye için "etkin" ama muhakkak emperyalizmin ajanı "uzman"ların direktifleriyle yönetimi amacıyla çaba gösteriyor. Mesela WCPA'nın görev gücünde bulunan uzmanların % 80'inden fazlası ABD-İngiltere ve İngiliz sömürge ülkelerinin vatandaşları. Koruma alanlarını yönetmeyi onlar biliyor, diğer ülkeler bilmiyor ! İşte bu WCPA'nın 2001 yılında yayınladığı ilgi çekici bir kitaba ulaştık. Kitabın başlığı "Barış ve İşbirliği İçin Sınır Ötesi Koruma Alanları". Koruma Alanları En İyi Uygulamalar serisinin 7.ncisi olan kitabın editörü Adrian Phillips -ki kendisinin Bay Yeşil ile ortak makaleleri bulunuyor. Bay Yeşil çalışma arkadaşının kitabına bir fotoğrafla destek olmuş. Arka kapakta yer alan Bangladeş'te çekilmiş bir manzara fotoğrafı Bay Yeşil'e ait.
"Bitkiler ve hayvanlar ulusal sınırları tanımaz" cümlesiyle açılan kitapta, 21. yüzyılın "sınır ötesi işbirliklerine yoğunlaşması" gerektiği öne sürülüyor. Kitapta nedense Kuzey Amerika ve Avrupa'dan değil ama Güney Amerika, Afrika ve Asya gibi "hedef" bölgelerdeki "başarılı" uygulamalar anlatılıyor. Yoksa, WCPA'nın Kuzey denilen emperyalist ülkelere hizmet ettiği çok mu belli oluyor ?
Asıl dikkat çekmek istediğimiz bölüm, kitaba konmuş bir "uluslararası yasa taslağı". "Barış ve Silahlı Çatışma Hallerinde Sınır Ötesi Koruma Alanları (SÖKA) Taslak Yasası" başlıklı metin, kendine bazı uluslararası çevre anlaşmalarını dayanak göstererek geçerlilik kazandırmaya çalışıyor. Yani "şu şu çevre anlaşmalarını imzalayan ülke, bu taslak yasamızı da kabul etmeli"...
Taslak, adından anlaşılacağı gibi silahlı çatışma ortamında SÖKA'nın bağlı olması gereken kuralları sıralıyor. Çünkü WCPA'nın zihniyetine göre SÖKA bir çeşit özerk bölge olmalı. Öyle bir "özerklik" ki emperyalizme sonuna kadar açık !
Bu anlayış henüz tanıtım bölümünde kendini ele veriyor. Diyor ki "bu taslak SÖKA kurmak isteyen komşu 'devlet'lere ve diğer paydaşlara sunulur". Bir anlamda Bulgaristan-Türkiye arasında kurulması hedeflenen Yıldız Dağları koruma alanı, bu taslağın muhattabı. "Diğer paydaş" olarak kodlananlar ise elbette AB-ABD gibi ülkeler ile ulus ötesi sermaye. Taslağın "devlet" kelimesinden ne anladığı oldukça dikkat çekici. Madde 2b'ye göre "il, eyalet, özerk bölge gibi ulus-altı siyasal birimler" dahi devlet olarak anlaşılmalıdır. AKP hükümetinin ABD-AB desteğiyle yürüttüğü "Trakya eyaleti" projesi sonuca ulaştığında, bir "devlet" gibi bu taslağa "taraf" olabilecek. Onun öncesinde ise mesela Kırklareli Valiliği ! Madde 2d "silahlı çatışma"nın ne olduğunu anlatıyor. "Düzenli veya düzensiz askeri güçler arasında, ilan edilmiş veya edilmemiş, uluslararası ya da değil her tür şiddet içeren çatışma silahlı çatışmaya girer". Bu denli geniş bir "çatışma" tanımını emperyalist ülkeler dahil tüm "paydaşlar" istediği gibi yorumlayabilir. Diğer yandan Madde 1f'ye göre taslağın amacı "SÖKA'yı askeri faaliyetlerin etkilerinden korumak". "Silahsızlandırma" ! Nitekim Madde 9'a göre "SÖKA'da yasal otoriteye sahip 'devlet'ler, koruma alanını stratejik veya askeri amaçlarla kullanamazlar".
Bu ne anlama gelir? Türkiye veya "Trakya Eyaleti" yahut Kırklareli Valiliği, Yıldız Dağları'nı askerden arındırmalıdır ! Yetmez ! "Devlet" Yıldız Dağları'nı stratejik amaçla kullanmayacak !
Dahası var. Madde 20-2'de çatışma halinde, herhangi bir "paydaş"ın başvurusuyla BM Genel Sekreteri, UNESCO, Kızılhaç, bölgesel ekonomik işbirliği örgütleri ve "sivil toplum" organizasyonlarının müzakerelere katılabileceğini belirliyor. Madde 20-1'de bir silahlı çatışmada emperyalist "paydaş"ların hiçbir tarafa stratejik üstünlük sağlamayacak bir içerikle uzlaşma arayabileceğini öngörüyor. Yıldız Dağları, Türkiye toprağı olsa da çatışma çıktığında değil hükümranlık hakkından, "stratejik üstünlük"ten dahi vazgeçmelidir ! Bay Yeşil böyle bir çevreden geliyor. WCPA tayfasının fikir yapısı tamamıyla emperyalizmin kontrolünde ve hizmetinde.
Önceki yazıda tanıdığımız WCMC'yi de hatırlayalım. "Sivil" WCMC, Karadeniz için Amerikan donanmasına bilgi aktarmış. WCPA önce silahsızlandırma, ardından fiilen ele geçirmek üzere kurgulanmış taslaklara imza atıyor. Bay Yeşil kim? WCMC ve WCPA'yı zihinsel altyapı olarak kendisinde birleştiren isim ve şimdi nerede? Kırklareli'de yürütülen Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'nin başında!
Bay Yeşil'in en azından fikren birlikte olduğu WCPA ekibinin "yasa taslağı"nı, sömürge olmayan hiçbir ülke kabul etmez. Fakat Türkiye o taslağın savunucularından birini Yıldız Dağları'nın geleceğine yerleştiriyor. Tekrar soruyoruz, Bay Yeşil'i Yıldız Dağları'na getiren, projeye "lider" yapan kim, Cumhuriyet'in hangi kurumu?
"Cumhuriyet felaketin eşiğinde" derken , "memleketin birikimi tasfiye ediliyor" derken doğruları söylüyormuşuz. Cumhuriyet kendisini savunabiliyor olsa ne yapardı? Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'ni sonlandırır, Bay Yeşil'i de derhal sınırdışı ederdi !