Yıldız Dağları Teslim Olmuyor!

KENTİN SESİ - Trakya Yazıları

Emperyalizm hangi kılığa girerse girsin, ne kadar büyük bir "işbirlikçi" cephe kurarsa kursun kaderi değişmiyor. Denize dökülmek, emperyalizmin bu memleketteki alın yazısı !

soL, Trakya'nın Yıldız Dağları bölümünde yürütülen AB projesini dikkatle izliyor. "Biyosfer" gibi cafcaflı laflarla bölge halkına sunulan projenin gerçekte ne amaçladığı soL'un haberiyle gün yüzüne çıktı. (http://haber.sol.org.tr/mansetler/anamanset/11852.html ) .

"Doğayı koruma" ve "orman köylüsünü kalkındırma" olarak ifade edilen projenin iki temel boyutu var:

Yıldız Dağları'nın Bulgaristan tarafında kalan bölümü ile Kırklareli kısmı birleştirilecek. AB ile Türkiye'nin "ortak" yönetimi altında "sınır ötesi doğal park" ilan edilecek."Birleşik Yıldız dağları" Avrupa kıtasının en büyük meşe ormanını içermesi bir yana, Karadeniz kıyısındaki stratejik önemiyle birlikte emperyalizmin doğrudan denetimine geçecek.
Yıllık geliri 3 bin TL'yi dahi bulmayan orman köylüsüne "alternatif" geçim kaynakları yaratılarak, ormandan koparılacak. Yurttaşımız "uluslararası koruma" altına girmiş, memleketin varlığı olmaktan çıkarılmış ormanına dokunamayacak ! Bunun yerine aynı yurttaş, kendi toprağına örneğin yabancı sermayedarın inşa edeceği bir turistik hotelde komilik işi bulabilecek... O da belki !...

"Biyosfer" projesi, memleketin toprağını, ormanını, doğal varlıklarını emperyalizme teslim etme ormancılıkla kıt kanaat geçinmeye uğraşan yurttaşı memleketinden kovma projesidir. 500 bin avro'sunu AKP hükümetinin taahhüt ettiği, 2 milyon avro'luk projenin özü budur.

Toprağını emperyalizme terk eden AKP hükümeti, bir de üstüne para vermektedir ! Emperyalizm "gel şu Yıldız Dağları'nı paylaşalım, yönetim benim, halkı ikna etmek senin" demekte, hükümetin yanıtı ise "vallahi olmaz, maliyetin dörtte birini ben ödemezsem darılırım" olmaktadır ! Dünya tarihi böylesine cömert bir işbirlikçi hükümet görmedi...

Yıldız Dağları projesinde "işbirlikçi" tarafın safları oldukça sık. AKP hükümeti ve onun "Trakya eyaleti" memurları, AB'ci CHP belediyeleri, liberal çevreciler, Avrupa'nın "sivil" askerleri...

Hatta ve hatta geçenlerde Mağara Araştırma Derneği namında "bilimsel" bir derneğin Yıldız Dağları projesi ile ilgili bir açıklamasına rastladık. Diyorlar ki: "Ne güzel, AB bizi evlat edindi. Bu sayede oradaki mağaralara girip araştırma yapabileceğiz"...

Yani "AB evlatlıkları" cephesi mağara bilimcisi "sivil"lere dek uzanıyor, o denli geniş !

Ama olmuyor ! Beceremiyorlar !

"İşbirlikçi" tarafın "fark yaratan" bir özelliği de proje ekibinin orman köylerine gidebiliyor olması. Devletin vergi almak veya borçtan dolayı haciz uygulamak dışında pek uğramadığı köyleri ziyaret ediyor, köylülere "sizi nasıl kalkındıralım?" diye soruyorlar. Takım elbiseli, tayyörlü kişilerin ayaklarına kadar gelip "sen ne dersin?" demesi, orman köylüsünü şaşırtıyor elbette.

Lakin, ne yapsalar olmuyor! Milyon avrolarla para da dökseler, devletin muhipleştirilmiş memurlarını, "sivil" Avrupa'cıları köy köy gezdirseler de fayda etmiyor ! Halkı teslimiyete ikna edemiyorlar !

"Biyosfer"cilerin etkinliklerini yakından takip ediyoruz. Proje ekibi geçen hafta ilk tur alan çalışması değerlendirmelerini Kırklareli merkez ilçeye bağlı 5 orman köyü muhtarıyla yaptı. 5 köyün ortak özelliği, nüfusları nispeten az ve hepsinde AKP seçmenleri ağırlıkta.

Ne oldu peki? Toplantıda söz alan bir köy muhtarı "köylü projeye tedirgin bakıyor" dedi. Muhtarın sözlerini 9 Nisan 2009 tarihli bir yerel gazeteden olduğu gibi aktaralım:

"Projenin amacını anlamış değiliz. Konu ya güzel anlatılmıyor, ya da biz anlamıyoruz. Bu projenin artıları, eksileri nelerdir?. Köy halkımız projeden tedirgin. Köyümüzün yüzde 70'i projeye sıcak bakıyor. Fakat geriye kalan yüzde 30'luk dilim de tedirgin bakıyor. Proje anlatıldığı gibi çıkmayabilir. Bu projenin faydası mı, zararı mı var? Bilmek istiyoruz."

Muhtar "yüzde 70 sıcak bakıyor" diyor ama "faydalı mı, zararlı mı" diye sorduğuna göre kendisi dahi ikna olmamış. Üstelik tek taraflı ve yanıltıcı propagandaya rağmen, köy halkının % 30'u hala tedirgin.

"Biyosfer"ciler muhtemelen şöyle düşündüler : "Bunlar AKP'ye oy veren köyler, kesin kazanırız buraları". Hesap tutmadı. Toprağı teslim etme projesi, ilk adımda sendeledi.

Diğer taraftan, proje ekibinin köy turları Mart ayının ortasında başladı. Bu arada 29 Mart yerel seçimleri gerçekleşti. Yukarıda sözlerini aktardığımız muhtarın köyünden 2007 genel seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi tek bir oy alamamıştı. 29 Mart seçimlerinde ise TKP'ye anlam yüklü 5 oy çıktı !

Olacak şey mi ? Koskoca AB, AKP, "sivil tayfa" bir araya gelsin. Milyon avrolarla para dökmeye hazırlansınlar. Üşenmeden köylere gidip "köyünüzün reklamı olacak, kente göç etmeyeseniz diye sizi kalkındıracağız" diye açıkça, göz göre göre yalan söylesinler ! Sonra ?

"Çantada keklik" diye hesap ettikleri köyden komünistlere oy çıksın ! Bir veya iki de değil, 5 tane !

Yazık oldu AB'nin ve onun işbirlikçilerinin özene bezene hazırladığı, yaldızlarla süsledikleri "biyosfer" projesine !

Bir de AKP hükümeti 500 bin avro'yu devletin bütçesinden, yani halkın cebinden alıp "teslimiyet" projesine yatıracaktı. Bu paranın ne kadarı harcandı bilemiyoruz. Fakat en azından geri kalan miktar, boşu boşuna heba edilmesin.

Yalanlarla dolu projeniz işe yaramayacak. "Cahildir, AKP'ye oy verir, ne dersek ikna ederiz" diye küçümsediğiniz orman köylüsünü yanıltamayacaksınız. Yıldız Dağları'nı teslim alamayacaksınız.Yırtın atın o projeyi! Hesabınız baştan yanlıştı !

Doğru hesap, basit formül şudur : "Bu memlekette yurtseverler kazanır, emperyalizm denize dökülür !". Yıldız Dağları'nı AB'ye teslim etmeyi amaçlayan uğursuz projenin kaderi de aynı olacak. "Biyosfer" adını kullanan emperyalist plan, er ya da geç Karadeniz'e dökülecek !