Yılmaz Özdil mantığı

Kıstasınız, yazıların çok okunması ve geniş bir kesim üzerinde etkili olmasıysa, Yılmaz Özdil’in çok başarılı bir köşe yazarı olduğu su götürmez.

En sık başvurduğu yollardan biri (ki son kitabı da bunun üzerine kurulu zaten), arşivden bilgileri, iyi bir kurguyla bir araya getirip mesaj vermek.

Dünkü “Dershane” başlıklı yazısında da bunu yapmış.

Her bir bilim dalı için, Başbakan Erdoğan’ın geçmişte ettiği saçmasapan lafları derlemiş.

Misal,

“Ha memlekete nükleer santral kurmuşsun, ha evine Aygaz tüpü bağlatmışsın, riski aynı. (Fizik)”,

veya

“Malazgirt zaferini anlatırken, ‘Romen Diyojen batarya batarya, gülle gülle saldırırken, Sultan Alparslan ve askerleri Allah Allah diye saldırıyordu’ dedi, 1071’de gülle-top filan yoktu, çünkü barut teee 250 sene sonra toplarda kullanılmaya başlandı. (Kimya)”,

veya

‘‘Akdeniz, beyaz deniz, White Sea olarak adlandırılır’ dedi. White Sea, Rusya’nın kuzeyinde. (Coğrafya)”,

veya

“İçki içen alkoliktir, içki içen AKP’ye oy veriyorsa, alkolik değildir. (Mantık)”

gibi…

Pek güzel, çok eğlenceli.

Peki, sonuç?

Sonucu, aynen şöyle yazmış: “Değerli çocuklar... Dershaneye gitmezseniz, anca böyle olursunuz.”

Ne alakası var?

Şimdi biri de çıkıp, aynı Yılmaz Özdil gibi “Einstein ortaokulu liseyi şurada okudu, dershaneye gitmedi. Marie-Curie, dershaneye gitmedi” diye liste mi yapsın?

Ben uğraşamam ama Yılmaz Özdil tarzıyla, şunu yazabilirim:

“Erdoğan cahil. Erdoğan dershaneye gitmemiş. Demek ki dershaneye gitmeyen tüm çocuklar Erdoğan gibi cahil olacak. (Mantık)”

Biri çıkar “Ama AKP karşıtlığı bugün Cemaat’i savunmaktan geçiyor” derse, oturtur güzel güzel anlatırım.

Ama bu mantıkla dershanecilik yaparsa, “Hadi ordan” kafi gelir.