‘Yetmez ama evet’çiler 
bizi salak mı sanıyor?

“Hafta içinde, Anayasa Mahkemesi’nin Balbay ve Haberal’a ilişkin kararı, kişi hak ve özgürlüğünü koruyan, seçilmişliği ve halkın iradesini esas alan çok değerli bir karardır. ‘Yetmez ama evet’in tarihi bir sonucu!”

Dün Radikal’de okudum bu satırları. Sedat Yurtdaş yazmış. Yazarı pek tanımadığımdan, yazısının da her tarafı ünlemlerle dolu olduğundan, acaba ironi mi yapıyor diye tekrar okumak zorunda kaldım.

İroni falan yok. Mustafa Balbay’ın tahliyesi, “yetmez ama evet” sayesindeymiş!

Yahu Balbay’ın tutuklanması, bunca yıl hapiste yazması sizin sayenizde, be yetmez ama evetçi!

Bak şu satırları hatırlar mısın:

Oya Baydar: “[Balbay’ın] tutukluluk nedeninin ve dava dosyasındaki yerinin gazeteci olarak yazdığı yazılar falan değil, darbe planlarına bulaşmak olduğunu bilmiyor muydunuz? Neydi sizleri darbe teşebbüsü suçlamasını aklamaya, desteklemeye sürükleyen?”

Peki Ali Bayramoğlu’nu? “Örneğin kimi köşe yazıları Balbay’ın tutuklanmasını, anlaşılması zor bir ‘düşünce özgürlüğü’ meselesi ilan ettiler ve onun imza gününe onun adına katıldılar. Anlaşılması gerçekten zor...”

Emre Aköz veya da? “Günlükler, Balbay’ın gazeteci gibi değil, darbe heveslilerinin basın danışmanı gibi davrandığını ortaya koyuyor.”

Vallahi arşiv falan tuttuğum yok. Bunları internette 5 dakikalık aramada buldum. Sen çok değil bir saatini verirsen, bunlar gibi yüzlerce örnek bulursun.

Salak mı sanıyorsunuz bizi?