Sıkıcı cehalet

İnsan cahilce yorumlar okuduğunda eğlenir bazen. “Ne komik duruma düşmüş” der, güler.

Bazen üzülür. Yakıştıramaz, “Biraz özen, ne olur” diyesi gelir.

Bazen kızar. Cehaletin, aslında bilinçli bir çarpıtmadan kaynaklandığını hisseder. “Hadi oradan” diye haykırmak ister.

Bazense, basitçe sıkılır. “Öff” der.

Dün başıma sonuncusu geldi.

Hilal Bengisu Karaca, Habertürk’teki köşesinde şunları yazmış:

“Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande geçtiğimiz günlerde 1. Dünya Savaşı’nın sonunu getiren ateşkesle ilgili kutlamalarda tatsız bir protestoyla karşılaştı. Hayır bu kez mesele yönetimin ‘çevre’ye verdiği zarar değildi. Bilakis, protestocular hükümetin ‘çevre için’ koyduğu vergilerden rahatsız olmuşlardı. Attıkları sloganlar ise bazı ithamların ‘beynelmilel’ hale geldiğini kanıtlar cinstendi. ‘Hollande istifa!’ ve ‘Diktatör Hollande!’.

“Eylem günler boyunca sürmedi. Küfürler kilometrelerce duvarlara taşlara yazılmadı, taşlar ve cami kapıları sökülüp barikat yapılmadı. Peki ne oldu? Bir saatten az süren ve birkaç yuhalanma ve sloganı geçmeyen eylemselliğin bedeli 70 kişinin gözaltına alması oldu. 

“Sözün özü: Bu olayı, yaptıklarını sadece Türkiye’de yapabileceklerini henüz fark etmemiş olanlara ithaf ediyoruz.”

Siz isterseniz “ne alakası var” diyebilir, “böyle mantık yürütme mi olur” diye itiraz edebilir, “vay anasını, yalanlara bir de cami kapısından barikat yaptılar eklenmiş” diye şaşırabilir, “bu arkadaşın Fransa’da göçmen isyanlarında neler yaşandığından haberi bile yok galiba” diye söylenebilirsiniz.

Benim içimden sadece “Öff” demek geliyor.