Sayılar...

Çarşamba...

Sabah uyandık ve, ceset görüntüleriyle karşılaştık. Bizim medya, 1300 ölü diyordu...

Şimdiye kadar bütün sayıları şişirmesiyle ünlü, Londra merkezli Suriye Gözlemevi, en son 355 sayısında karar kıldı. Tabii bu arada bizim medya, binlerce ölüye dönmüştü bile...

Ölü sayısı bile hesaplanabilmiş değil. Ama, maşallah, bizim medyaya bakılırsa, kimyasal silah kullanıldığı zaten kanıtlandı da, bunu Suriye devletinin kullandığı bile kesin. Öyle yazıyorlar...

Daha “kimyasal silah” sözü geçtiği anda, aklımıza işgal geldi. Irak’ta da aynısı yaşanmıştı. Kitle imha silahı var dediler. Meğer Bush’la Blair olmadığını biliyormuş. Ortaya çıkınca pişkin pişkin güldüler...

Bizim hariciyecinin aklınaysa, Irak’tan önce Yugoslavya geldi. “Bosna’daki gibi gönüllü devletler birleşsin, saldırsın” dedi. Yugoslavya savaşında 140 bin kişi öldü. NATO müdahalesi bu sayıyı azaltmadı, artırdı. Irkçı örgütlere silah sattılar, devlet kontrolündeki yerlere bomba yağdırdılar...

Sonra Yugoslavya savaşı bitti. Bizim İHH’cıların götürdüğü cihatçılar da, silahları da boşa düştü. Elde kalanları Suriye’ye gönderdiler. Hırvatistan’dan Suriye’ye 350 ton silah gitti....

Bu haftasonu, Suriye’ye 400 ton silah daha gitti. Suudiler hazırlamış. 20 TIR’a ancak sığmış. Hatay’daki sınır kapılarından geçti, gitti, savaşçılara dağıtıldı bile...

O silahların dağıtıldığı savaşçılar, Suriye’deki diğer TIR’ları durduruyor. Şoförleri indiriyor, “Sünni misin” diye soruyor. Değilim diyenlere dua okutuyor. Şoför okurken takıldı mı, kafasına sıkıyor. Görüntüleri geçen hafta düştü...

Sizce Suriye savaşının sayıları kaç olur?

Ayrıca, ne önemi olur?