Özellikle vahşet fotoğrafları istiyorlar

Benim yorumum değil bu, son dönemin moda ifadesiyle, “kesin bilgi”.

Gazeteler, toplumsal olay ve felaketlerden sonra özellikle vahşi, kan dondurucu görüntüler istiyor.

Şöyle başlayalım.

Dün bu sayfada manşette verilen haber, ABD’de 2000 yılından bu yana fotomuhabirlerin sayısının yüzde 43 azaldığını anlatıyordu.

Fotomuhabirlik, gazeteciliğin en önemli ayaklarından biridir. Fotoğraf, haberin çoğu zaman en güçlü ögesidir. Metnin eksenini, haberin havasını tamamen değiştirebilir.

Bakış açısıdır.

Üstelik, medyada aslında görselliğin, imgenin etkisi ve kullanımı son yıllarda azalmıyor, aksine artıyor.

Peki fotomuhabirlerin sayısı niye düşüyor?

Çünkü gazeteler, maliyetten kısmak için kendi fotomuhabirlerini işten çıkarıp, ajanslara ve internete yaslanıyor.

Son yıllarda bu ajansların en büyüklerinden biri, Getty Images. Şirketin CEO’su Jonathan Klein, British Journal of Photography’ye verdiği röportajda, medyaya hep kanlı, vahşi görüntülerin egemen olması konusunda şöyle diyor: “Müşterilerimizin tepkisini biliyoruz… İlk gün korku istiyorlar, zalimlik, vahşet, sayılar. İkinci gün, daha da fazla vahşet istiyorlar. Üçüncü günse bizimle temas kurup şöyle diyorlar: ‘Okurlarımız artık bu görüntülere katlanamıyor. Şöyle biraz daha teskin edici bir şeyleriniz var mı?’”

Okurlar “artık katlanamayana” kadar, vahşet görüntülerini yığıyor medya patronları. Daha vahşi görüntü vermek için birbirleriyle yarışıyorlar.

Böyle bir tabloda, “farklı bakış açısı”na yer yok elbette.

Ajansların kan revan içindeki fotoğrafları, medya patronlarına yetiyor.