Biliyorum bizim medyada malzeme çok, imza atılan saçmalıklar sayısız, bizim işimiz de bunları faş etmek ama, bugünlük pas geçelim.
Daha ilginç bir tartışma, şu sıralar sosyalist Küba’da sürdürülüyor.
Temmuz ayında Küba Gazeteciler Sendikası kongre düzenledi. O kongrede yürütülen tartışmalar halen sürüyor.
Kongre, bu tartışmaların sürmesi için çalışma grupları oluşturmuştu. İşte bu grupların sürdürdüğü tartışmalara, “gizlilikçilik” eğilimi damga vurdu.
Kübalı gazetecilere göre karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri, devlet kurumlarının “bilgi paylaşmak”ta ayak diremesi, olan bitenin “gizli kalması” yönüne meyletmesi.
Çalışma grubunda gazeteciler çok sayıda somut örneği masaya yatırdı. Bilgi paylaşmaya en gönülsüz bakanlıkların Eğitim, Halk Sağlığı, Turizm, Enerji ve Madencilik bakanlıkları olduğu açıklandı.
Dünyanın en büyük ideolojik ve enformasyon saldırısı altında direnmeye çalışan bir sosyalist ülke açısından, meselenin “narin” olduğu ortada. Resmi kurumlar, her türlü bilginin çarpıtılması ve Küba’ya karşı kullanılmasından çekiniyor.
Gazetecilerin argümanı ise, yaşanan durum hakkında daha fazla bilgilenen halkın, bunu düzeltmek için göstereceği devrimci tavrın da daha güçlü olacağı.
Ama ortada bir “gerilim” yok. Aslına bakılırsa, Küba Devlet Başkanı Raul Castro, üç sene önce mecliste yaptığı bir konuşmada bu “gizlilikçilik” eğilimini eleştirmişti.
Kübalı gazeteciler, devletin daha fazla bilgi paylaşması durumunda kendilerinin devrime daha iyi hizmet edeceği konusunda iddialı.
İlginç bir mesele doğrusu. Keşke Küba basınını yakından takip etme şansımız olsaydı.
Ne olursa olsun, Küba devrimine güvenimiz tam. İlla ki doğru yolu bulacaklardır.