İşte istediğimiz Halil Berktay!

Şu AKP’ci yazarların kurduğu, serbestiyet denilen siteye bir göz atayım dedim, ne var ne yok diye.

Halil Berktay’ın yazısı sayesinde hoşuma gitti. Umarım hep böyle yazar.

Önce Taraf’tan ayrılmasından bu yana 6 buçuk ay geçtiğini belirtip, “Arkadaş sandığım, ama mal bulmuş mağribî gibi boşluk doldurmaya koşarken yeni yerini hazmedemediğini arkamızdan uluorta atıp tutmak suretiyle açığa vuran bazı ham ervahın densizlikleri” falan diye laf sokmuş, o kısmı beni ilgilendirmez.

Devamında, Nişantaşı’nda bir kavşakta arabasını durdurup 5 dakika yol ortasında bırakan bir kadının arabasının, plakası görülecek şekilde fotoğrafını çekmiş. Sonra da şunları yazmış:

“Saniyesinde olan oldu o tek araçlık geçiş aralığı için çekişme başladı hanımın arkasında Ihlamur yönünde ve önünde Nişantaşı yönünde artık hiç ilerleyemeyen araçlar upuzun kuyruklar oluştururken, Nişantaşı kavşağı da tümüyle geçilmez hale geldi. Olacakları merakla izlemeye ve bir yandan da cep telefonumla fotoğraf çekmeye başladım. Beş dakika sonra hanım tekrar gözüktü gelip arabasına binerken fotoğraf çektiğimi görünce öfkeleniverdi avazı çıktığı kadar ‘Çek bakalım çek, çocuğumun okul defterini alıyordum’ diye bağırıp, yanımdan geçerken penceresinden küfür ve hakaret yağdırarak bastı gitti.”

Sonunu da “Aklıma ister istemez, Markar Esayan’ın Gezi olayları sırasında yazdığı bir yazıdaki ‘Beyaz Türklerin sınıfsal kibri’ gözlemi geldi” diye bağlamış.

“Yahu, senin niye hoşuna gitti peki” diyeceksiniz…

E adam bu zırva tespitleri hep yapıyordu, ama siyaset, tarih falan yazarken bir tane doğru olgu sunmuyordu. Şimdi en azından abuk subuk da olsa bir olgu sunmuş, fena mı?

Aynen devam etsin.