İslamcılara niye güven olmaz?

Hiçbir konuda güvenmemeli demiyorum elbette. Başlık uzun olmasın diye böyle yazdım.

İslamcılara, emperyalizme karşı durmak konusunda güven olmaz.

En başa yazılması gereken, teorik bir doğru: Antikapitalist olmadan antiemperyalist olunmaz, olunsa da dönemsel olur, yeri gelir başka çıkarlar devreye girer, olmaz.

Ama bu köşeciğin işi teori değil.

İbrahim Karagül’ü bilirsiniz. Yeni Şafak’ta dış politika yazardı. Nereden nasıl çıktı bilmiyorum, bir çeşit “dik duruş” atfedilirdi, hadi antiemperyalist denmezdi ama, onurlu bulunurdu, Nuray Mert’in dostuydu falan filan.

Sonunda gazetenin başına geçti. Gazete bu arada iyice AKP sözcüsü kesildi, Cemaat’le atıştı falan.

Dün, Suriye konusunu yazdı. Irak işgalinden sonra Suriye’de de işgal korkusuyla hazırlıklar başladığında, nasıl onlarla dayanıştığını anlatmış falan önce. “Dik duruş” iması. Peki sonra?

Sonra, olabilecek en pespaye argümanlarla Batı işgali savunusu...

“Bizler, coğrafyanın insanları, kendi kötülüklerimize karşı durmayı bilemedik. Onları kendi elimizle yok etmeyi öğrenemedik. Şimdi işgal geliyor.”

“Keşke bölge ülkeleri kendileri bu müdahaleyi yapabilselerdi. Ama böyle bir şeyin imkansız olduğunu, bu imkansızlıklar içinde Suriye halkının ölmeye devam edeceğini biliyoruz.”

“Bugün Suriye’ye dış müdahale yapılacaksa, yarın bu ülke işgal edilecekse bunun tek sorumlusu Şam’daki zorbalardır.”

“Müdahaleye zemin hazırladılar. Bunu zorunlu hale getirdiler.”

“Öyle zulümler yapıldı ki, müdahaleye hayır deme mecalimiz bile kalmadı.”

Ne diyeyim... Güvenenler düşünsün.